Salı, Eylül 19, 2017

Psiko-Tarih ve Gelecekbilimim

Asimov’un psiko-tarih’i, enazından en başında, çöküş dönemine giren tarihte, yakın gelecekteki felaket döneminin uzunluğunu kısaltmak ki oranlama, kabaca onda bire çekmek idi, diye anımsıyorum.
Benim gelecekbilimim ise, benzeri bir çöküş dönemine giren tarihte, gelecekteki felaket döneminin uzunluğunu kısaltmakla uğraşmak yerine, onun ana yolunun dışında ince patika sapakları tasarlamak ve mümkünse onları gerçekleştirmek.
İlkede ise gelecekbilimim, psiko-tarih veri tabanlı, bu çok açık. Gelecekbilim konusunu psiko-tarihten önce okudum ama psiko-tarihi kabulüm, gelecekbilimi kabülümün ve gerçeksememin epeyi öncesine denk gelir: Genç (23 yaşında) bir okur olarak, bilimkurguyu gelecekbilimden daha kolay sindirmişim yani.
İkisinin aslında pekala aynı şey olabileceğini, Asimov’un ve Flechtheim’in (hala kesin olmayan) karşılaşmalarını okumamdan sonra anlamıştım. Daha önce de benzerliklerini görüyordum ama 2 ayrı ülkede ve 2 ayrı zamanda yaşamış kabul ediyordum bu 2’sini.
Ancak, geleceğin benim öykümü içermediğini çok erken ayırsadım ve ‘Charly’ filmini seyrimin zamanı olan 1974 ilkbaharında, bunun bilinçaltımda olduğunu varsayabilirim.
Beni içermeyen geleceği kolay kabullendim, çünkü zaten (belki hala öyle olarak) zihinselce / şizofrence hiç doğmamıştım, yani tarihin hep dışındaydım ya da başka bir deyişle herhangi bir şey yitirmiyordum böyle yapmakla. Yaşamımın akışı ise, ancak (Dünya Sistemi’ni öğrenme zamanım olan) 2005’ten sonra, birkaç kere tarihin akışıyla kesişti.
Ancak, 2001’den beridirki tüm kestirimlerimin gerçekleştiğini 2015 gibi ayırsadım ancak. Kesin tarih olarak, o yılki birinci genel seçimden sonra, diyebilirim.
O zaman, hesapiçi olarak, yaşamımın tarih içine girebileceğini / geçebileceğini de anladım / düşündüm.
Bugün 18:00-19:00 arasındaki 1 saat boyunca, doğmuş ve var olduğumu, aynı zamanda tarihin de içinde olduğumu duyumsadım / varsadım. (Bu, hisle varılacak bir kanı mı acaba?)
Bu da, ne yazık ki artık insanları yönetiyorluğum demek, tarihi de, geleceği de öyle demek.
Bunun oto-anarşizmimdeki yönetmemek-yönetilmemek ikili ilkesini ezip ezmediğine sonra karar vereceğim. Onun yerine, yönetmeyi üstlendim bile çoktan.
Çünkü, o sözünü ettiğim ayrı, ince, farklı, yeni (ve belki yok olabilecek / edilebilecek) patika, ancak bu koşullarda gerçeksenebilecek.
O patika, benim türümden bir dahiliğe değil, artık düşünce-öte’ye yol açıyor, yol alıyor, oraya gidiyor. Yarattığım ipucu 3-5 kırıntıyla, menzile varacağına da eminim.
Yani, ölmeden önce, 500 yıldan önce kimsenin asla ve kata yazamayacağını düşündüğüm şeyler yazmış olacağım.
Bunun kısa-orta-uzun vadeli geleceği nasıl bükeceğini bilmiyorum ama muhakkak bir biçimde bükeceğini biliyorum.
Geleceği yönetmeyi kabul ettikten sonra da, insanları yönetmeyi zaten kabul etmiş sayılırım tanım gereği olarak.
Farkına varmadan üstlendiğim bir özelliği, özellikle bu metnin açılımıyla, bilinçlice de üstleniyorum.
Not: Bu metin, ‘Taht Oyunları ve Felsefe’ kitabından 3 bölüm / yazar / konu (giriş, Hobbes, Makyavelli) okuduktan ve yaklaşık 40 parça not aldıktan sonra yazıldı.
Tüm politika metinlerinin, yönetmek ve iktidar üzerine bu kadar boş, uygulanamaz, geçersiz savlar önesürmüşlüğü, zavallılıktan öte bir beyin çukurluğu teşhiri.
Yönetmek ve iktidar bir işlevdir, bir süreçtir. Bir araçtır, bir amaç değildir. Tek başlarına bir anlamları yoktur.
5 bin yıllık devletlilik, insanları bu türden anlamsız bir totolojiye, ‘iktidar için iktidar’ kavramına taşımış gibi görünüyor. Tabii kimsenin, yönetilmeme, yönetilememe, yanılmış devlet, iç iktidar savaşlarını devleti daha kola bitirmişliği gibi gerçek olaylara dikkat ettiği falan yok.
Bu noktaya, ‘mutlaka yönetebilirlik’e, geleceğe sıfır müdahale anlayışıyla ve 43 yıllık yönetmeme-yönetilmeme ilkesiyle geldim. Bu yeni özelliğimin dozunu ayarlayamazsam, benim de başıma gelecek olan, diğer insanların başına gelmiş olandır.
Dolayısıyla, bakalım nötr yönetmeyi (yani polarize olmayanını) nasıl becereceğim?
Bu deneyim, gelecekbilim kuramımı da etkileyecek sanırım.
Çıkış ve soru kipi:
Düşünce-öte’nin gelecekbilimi ile anarşizmimin etkileşimi, ilginç metinler yazılmasını sağlayabilir.

(18 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: