Asimov’un
psiko-tarih’i, enazından en başında, çöküş dönemine giren tarihte, yakın
gelecekteki felaket döneminin uzunluğunu kısaltmak ki oranlama, kabaca onda bire
çekmek idi, diye anımsıyorum.
Benim
gelecekbilimim ise, benzeri bir çöküş dönemine giren tarihte, gelecekteki
felaket döneminin uzunluğunu kısaltmakla uğraşmak yerine, onun ana yolunun
dışında ince patika sapakları tasarlamak ve mümkünse onları gerçekleştirmek.
İlkede
ise gelecekbilimim, psiko-tarih veri tabanlı, bu çok açık. Gelecekbilim
konusunu psiko-tarihten önce okudum ama psiko-tarihi kabulüm, gelecekbilimi
kabülümün ve gerçeksememin epeyi öncesine denk gelir: Genç (23 yaşında) bir
okur olarak, bilimkurguyu gelecekbilimden daha kolay sindirmişim yani.
İkisinin
aslında pekala aynı şey olabileceğini, Asimov’un ve Flechtheim’in (hala kesin
olmayan) karşılaşmalarını okumamdan sonra anlamıştım. Daha önce de
benzerliklerini görüyordum ama 2 ayrı ülkede ve 2 ayrı zamanda yaşamış kabul
ediyordum bu 2’sini.
Ancak,
geleceğin benim öykümü içermediğini çok erken ayırsadım ve ‘Charly’ filmini
seyrimin zamanı olan 1974 ilkbaharında, bunun bilinçaltımda olduğunu
varsayabilirim.
Beni
içermeyen geleceği kolay kabullendim, çünkü zaten (belki hala öyle olarak)
zihinselce / şizofrence hiç doğmamıştım, yani tarihin hep dışındaydım ya da
başka bir deyişle herhangi bir şey yitirmiyordum böyle yapmakla. Yaşamımın akışı
ise, ancak (Dünya Sistemi’ni öğrenme zamanım olan) 2005’ten sonra, birkaç kere
tarihin akışıyla kesişti.
Ancak,
2001’den beridirki tüm kestirimlerimin gerçekleştiğini 2015 gibi ayırsadım
ancak. Kesin tarih olarak, o yılki birinci genel seçimden sonra, diyebilirim.
O zaman,
hesapiçi olarak, yaşamımın tarih içine girebileceğini / geçebileceğini de
anladım / düşündüm.
Bugün
18:00-19:00 arasındaki 1 saat boyunca, doğmuş ve var olduğumu, aynı zamanda tarihin
de içinde olduğumu duyumsadım / varsadım. (Bu, hisle varılacak bir kanı mı
acaba?)
Bu da,
ne yazık ki artık insanları yönetiyorluğum demek, tarihi de, geleceği de öyle
demek.
Bunun
oto-anarşizmimdeki yönetmemek-yönetilmemek ikili ilkesini ezip ezmediğine sonra
karar vereceğim. Onun yerine, yönetmeyi üstlendim bile çoktan.
Çünkü, o
sözünü ettiğim ayrı, ince, farklı, yeni (ve belki yok olabilecek /
edilebilecek) patika, ancak bu koşullarda gerçeksenebilecek.
O
patika, benim türümden bir dahiliğe değil, artık düşünce-öte’ye yol açıyor, yol
alıyor, oraya gidiyor. Yarattığım ipucu 3-5 kırıntıyla, menzile varacağına da
eminim.
Yani,
ölmeden önce, 500 yıldan önce kimsenin asla ve kata yazamayacağını düşündüğüm
şeyler yazmış olacağım.
Bunun
kısa-orta-uzun vadeli geleceği nasıl bükeceğini bilmiyorum ama muhakkak bir
biçimde bükeceğini biliyorum.
Geleceği
yönetmeyi kabul ettikten sonra da, insanları yönetmeyi zaten kabul etmiş
sayılırım tanım gereği olarak.
Farkına
varmadan üstlendiğim bir özelliği, özellikle bu metnin açılımıyla, bilinçlice
de üstleniyorum.
Not: Bu
metin, ‘Taht Oyunları ve Felsefe’ kitabından 3 bölüm / yazar / konu (giriş,
Hobbes, Makyavelli) okuduktan ve yaklaşık 40 parça not aldıktan sonra yazıldı.
Tüm
politika metinlerinin, yönetmek ve iktidar üzerine bu kadar boş, uygulanamaz, geçersiz
savlar önesürmüşlüğü, zavallılıktan öte bir beyin çukurluğu teşhiri.
Yönetmek
ve iktidar bir işlevdir, bir süreçtir. Bir araçtır, bir amaç değildir. Tek
başlarına bir anlamları yoktur.
5 bin
yıllık devletlilik, insanları bu türden anlamsız bir totolojiye, ‘iktidar için
iktidar’ kavramına taşımış gibi görünüyor. Tabii kimsenin, yönetilmeme,
yönetilememe, yanılmış devlet, iç iktidar savaşlarını devleti daha kola
bitirmişliği gibi gerçek olaylara dikkat ettiği falan yok.
Bu
noktaya, ‘mutlaka yönetebilirlik’e, geleceğe sıfır müdahale anlayışıyla ve 43
yıllık yönetmeme-yönetilmeme ilkesiyle geldim. Bu yeni özelliğimin dozunu
ayarlayamazsam, benim de başıma gelecek olan, diğer insanların başına gelmiş
olandır.
Dolayısıyla,
bakalım nötr yönetmeyi (yani polarize
olmayanını) nasıl becereceğim?
Bu
deneyim, gelecekbilim kuramımı da etkileyecek sanırım.
Çıkış ve
soru kipi:
Düşünce-öte’nin
gelecekbilimi ile anarşizmimin etkileşimi, ilginç metinler yazılmasını
sağlayabilir.
(18 Eylül 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder