Salı, Eylül 05, 2017

Narcos Dizisi: Escobar / Kolombiya / FARC: Mafya, Devlet, Gerilla

Bu üçlü konu hakkında biz de daha önce yazdık.
Devlet, 5 bin yıldır değişik formlar altında hep var ama halkların yalnızca maksimum % 3’ü için.
Gerilla; eşkiya, şu bu adı altında hep süregelen bir gelenek: Devlete ters düşen ve genelde dağa, ormana, şuna buna çıkan grupları tanımlıyor.
Mafya ise, göreli yeni bir oluşum ve kavram. 19. Yüzyıl sonundan başlayarak, belli illegal iş alanları mafyayı beslemiş ve mafya kimi devlet kadar güçlü olmuş.
Narcos / Kolombiya üzerinden Barış Soydan, bu 3’ü için ilginç saptamalarda bulunmuş:
“Devlet, silah kullanma tekelidir.”
Düzeltilmiş durumu:
Devlet, düzenli ordu kurma tekelidir, yoksa silah taşıma ve kullanma, tüm devletlerin vatandaşlarına 8sınırlı da olsa) tanıdığı haklardandır.
Devlet, vatandaşına karşı (haklı veya haksız) her tür silah kullanma hakkını kendinde görür ama vatandaşının kendisine karşı haklı olsa bile, silah kullanmasını haklı görmez. Çok mavra bir ironidir bu, çünkü kimse silah kullanmak için kimseden, devletten de izin falan istemez, çeker silahı, vurur.
“Devletin bunun dışındaki tüm fonksiyonları, başka kurumlar tarafından da yerine getirilebilir.”
İşte bu, fahiş bir hata:
Devletin oto-organizasyonel bürokrasisi, bilinen hiçbir resmi veya gayrıresmi kurum tarafından tümüyle üstlenilemedi bugüne kadar:
Su, elektrik, telefon, ısınma, şu bu altyapılarını, kapitalist yapılarda bile, yine / hep devlet üstlendi, çünkü uzun dönemli yatırımlar gerektirdi bu alanlar: Kapitalist olsa da, olmasa da, hiçbir oligark beleş kazanç dışında yatırım yapmayı sevmez.
İlkel devletsel yapılarda, suyun elektriğin bulunmadığı kırsal alanlarda, bu belki geçerli olabilir ama o da belki.
Devletin en komik ama yine de en işlevsel durumu, ittire kaktıra olsa da, sistemi işletmesidir ki zaten kendi sistemini devlet işletemiyorsa, yanılmış devlet oluyor.
“Bir devleti, silah kullanma tekeli devlet yapar. Escobar’ın anlayamadığı şey buydu.
Narcos’un başına dönelim: Pablo Escobar liderliğindeki Medellin Karteli’ni Kolombiya devletinden ayıran özellik neydi? Aslında hiç bir şey.
Kolombiya devletinden rol çalmaya kalkması, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyarak, Medellin Karteli’yle Kolombiya devletini birleştirmeye çalışması, Narcos dizisinin anlatıcısı, Amerikan uyuşturucuyla mücadele kurumu DEA ajanı Murphy’ye göre, Escobar için sonun başlangıcı oldu.”
İlginç bir gerçek-durum örneği…
Ancak, 20. Yüzyıl sonlarına doğru, kapitalizmin son momenti krizini demeyelim, çöküşünü yaşarken, devlet alanında da ilginç görüngüler yarattı ve bu, özel ve hatta biricik bir durum:
Daha önce örnekleri hiç görülmemiş bir biçimde; anayasa mahkemesi başkanı, KGB başkanı, CIA başkanı, genelkurmay başkanı, en büyük ÇÜŞ’ün en büyük CEO’su (yani bir oligark), dolar milyarderi (yine bir oligark) devlet başkanı oldu değişik ülkelerde.
İşte bu, bizce tarihin en büyük devlet bunalımlarından birini imliyor. Devlet başkanı siyaset geleneğinden gelenlerden seçilegelirdi hep ama bu kez sistem kendini kilitledi, kendini krize soktu ve böyle olağandışı çözümler aranır ve bulunur oldu.
Bunlar arasında, bizce bir mafya lideri sakil kaçmıyor, çünkü tarihin en büyük terörist başkanları bile devlet kurmaya kalktı ki bu açıdan bin yıl önceki Hasan Sabbah örneği de, tarihte kayıtlı.
Eğer, mafya mı daha büyük devlet düşmanı, terörizm mi diye günümüz devlet mensuplarına sorulsa, genelde terörizm yanıtı gelir, geldi de. O nedenle, sağ mafyayı devlet, hep gerillanın üzerine sürdü.
Hah, zurna orada zırt dedi: Narcos vakasında da böyle oldu:
“Köşeye sıkışan Kolombiya Devleti, çareyi, Nazi’lerin hukuk profesörü Carl Schmitt’in “istisna hakkı” dediği şeyde bulacaktı. Carl Schmitt, istisna hakkını şöyle tanımlamıştı: “Egemen, olağanüstü hale karar verendir.” Kolombiya Devleti, bekası için istisna hakkını kullanmaya, kendi koyduğu kuralların dışına çıkmaya karar vermişti. Ormanda solcu FARC gerillalarına karşı kirli bir savaş yürüten sağcı paramiliter Castano Grubu, dizinin ikinci sezonunda Kartel’e savaş açarak Medellin’e girdi. Kirli yöntemleriyle devletin yardımına koşmuşlardı. Suçlu, suçsuz, genç, yaşlı, çocuk demeden, Escobar yanlılarını öldürmeye başladılar.
Yine de, Amerika Birleşik Devletleri yardım etmese, Carl Schmitt’in istisna hakkı da, Kolombiya devletini kurtaramazdı. Şili’de seçilmiş Cumhurbaşkanı Allende’nin, CIA destekli bir darbeyle devrilmesinden tanıdığımız “Amerikan parmağı”, Escobar’a karşı da harekete geçmişti. Medellin’e giren Castano grubuna, infaz edilecek kişilerle ilgili istihbaratı, ABD narkotikle mücadele dairesi ajanı Pena veriyordu.
İstisna hakkı işe yaradı, Kolombiya Devleti, ikinci sezonun sonunda Medellin Karteli’ni yıkmayı başardı.”
Buna benzer süreçler, Türkiye’de de yaşandı. Türkiye de sol mafya da vardı. Burada hiç sözü edilmemiş ama Kolombiya’da da vardı.
Ayrıca, bu hariçten gazel okuma durumu, Fransa Devrimi ertesinde AB ülkelerinden Fransa kraliyetine yönelik yardım ve iç savaş çıkartma olarak da tezahür etti. Bazı itler yardımlaşıyor, bazı itler birbirini ısırıyor işte.
Ancak, kesinkes vurgulayalım:
O koskoca CIA ve koşutu 18 hempa kuruluşu bugün, Somali’de soba borusuyla helikopterler düşürülmesine, 21. Yüzyıl’da deniz korsanlığına engel olamıyor. Bu bir.
Devlet-mafya içiçeliği, İtalya gibi devletlerde öyle bir duruma geldi ki artık temizlik mümkün değil. Bu iki.
Aynı biçimde; paramiliter, kontra-terörist, devlet yardımcısı, şu bu kurumlar da, devletle o denli içiçe geçti ki onlar da ayıklanamıyor. Bugünkü TC’deki tarikat oluşumları gibi.
21. Yüzyıl’ın 1. Dünyalı veya N. Dünyalı yanılmış devletlerinde, bunlardan hepsinden örnekler var.
Yani, tarih gösterdi ki bir devlet formu n’nin, (n+1). forma geçip, sistem değiştirmesi (bizde padişahlıktan cumhuriyete geçiş), bu türden mafyasal veya paramiliter oluşumları işin içine sokmaktan evladır ki bizde de Kurtuluş Savaşı’ndaki 21 halk isyanının sonrasında 90 yıl daha sürebilmesi ve devleti silkeleybilmesi bunu açımlıyor.
Tarih çökerken, devlet sayısı artar ve devlet gücü azalır.1945’teki 100 devlet, 2015’te oldu 200 devlet. Bunların bir bölümü eskiden terörist-oluşum idi. Eski teröristlerin yeni düzenli devletlere, en azından bu koşullarda öyle kolay kolay dönüşemediğini de izledik.
Mafya içinse, başka şeyler izledik:
Mafyaya halk desteği çok arttı ama mafya parası kitleyi de zehirledi. Çünkü ekonomideki her tür (ak veya kara) kara para, sisteme müshil etkisi yapıyor.
Sistemdışı sermaye birikimi, sanıldığının tersine, tarihte daha önce Roma’da da, Osmanlı’da da izlendi. Rüşvet türü oluşumlar, parayı izlenebilir ve sisteme geri döner olmaktan çıkardı ve devleti çökerten etkenlerden biri de bu oldu.
Sonuçta, mafya da rüşvet verdi, terörist de / gerilla da. O az kirli, bu çok kirli geyiğine gerek yok. Sistem kirlendi ve çöktü toplamda, bunu söylemeye gerek var.
Yani Kolombiya’da olan şey, ağırlıklı olarak Escobar-devlet savaşı değil, marksist-marksist gerilla-mafya (iç) savaşı idi. Bu konuda yalan-söylem yapılmaya lütfen.
Not: Bu arada bu mafya-gerilla/terörist ve (aynı politik tarafta) gerilla-gerilla iç savaşı durumları da, hala üzerinde ayrıntılı çalışılmış değil. Örneğin bizde, ülkücü-akıncı mafya iç çatışması hala tam yazılmadı: Yazılan şey; uyuşturucudan içeriye, hem MHP’li, hem de MSP’li milletvekillerinin girmişliği.
Çıkış notu:
Gazete, yazarının metninin altına, ‘lan, biz bu düşünceleri aslında desteklemiyoruz’ gibisinden bir not da düşmüş: Ona çok eğlendim.
Doğru / geçerli bilginin tam-desteklenmemesi demek, o basın kurumunun yalan söylemeyi seçmişliği demektir.
Nokta.
Devamını belki yazarım, belki yazmam.

(3 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: