Pazar, Eylül 03, 2017

Camiye daha az giden ama kendisini daha dindar olarak tanımlayan bir nesil

Nasıl oluyor da oluyor?
Neden biri çüş veya oha demiyor bunlara?
Bu durum, ‘Economist’ dergisinin saptaması:
"Bazıları ise, davranışları aksini gösterse de, kimliklerini Türkiye ile ilişkili fikirlere dayanıyormuş gibi tanımlıyor. Babalarından daha az camiye gidiyorlar, ama kendilerini daha çok dindar olarak tanımlıyorlar."
Alamancılar da böyle, Türkiye’dekiler de böyle.
Zamanında, muhufazakar görüşlü Kemal Karpat, Türkler’in ibadet etmeden Müslüman olabildiklerini söylemişti.
Nasıl oluyor da oluyor?
İmam yellenince, cemaat ishal oluyor.
Köydeki mahalle baskısı denetler ama kentteki denetlemeyez de ondan.
Silah zoruyla, bu kadar Müslüman olunuyor da ondan.
Türkler, 1.200 yıldır tektanrılılığa evrilemedi de ondan. Hala putperestler de ondan. Onlara hacı hoca, yatır adak, tarikat çobanı falan gerek. Bunlar, dini kitap okuduklarında kafalarının karıştığını açıkça söyleyebilen insanlar: Ateist halimle, İslam düşüncesi devleri İbn-i Sina’yı, İmam Gazzali’yi, İbn-i Arabi’yi, en önemli hadis derlemesi Sahih-i Buhari’yi, en önemli tefsirci Elmalılı Hamdi’yi okumuşum, adamlar okumuyorlarmış, kafaları karışıyormuş.
Ateist halimle, hemen hiçbir küçük günah işlemedim diyebilirim ama her gün sokağa çıkınca, yüzlerce küçük günah işleyen binlerce insan görüyorum, evlerdeki zinayı, sübyancılığı, şunu bunu saymıyorum.
E, Sodom-Gomor neden icat edilmiş peki?
Allah’larının gazabından nasıl kaçacaklar peki?
Allah korkusuyla bile, günah işleyebiliyorlarsa eğer, onları veyl bile paklayabilecek mi acaba?
Cehennemin dibine kadar yolları var.

(1 Eylül 2017)

Hiç yorum yok: