Eksik
zekalılık ve bilgililik üzerine, daha nasıl eksik zekalılıklar ve bilgililikler
yapılabileceğini simgeleyen bir Ekşi Sözlük vakası daha:
“İndia,
yani hindistan menşeili olan hindi, yani turkey ismi, dalga geçilmek amacıyla,
ingilizler tarafından turkey (tarih okuduysanız, bulunduğumuz bölge, son bin
yıldır türkiye olarak geçmiştir.) yani india üzerinden batıya gelen hindiler,
türkiye üzerinden geçmektedir. en kısa yol bu!”
Kimse
dememiş ki ‘Indian’, İngilizce’de aynı zamanda ‘Hintli’ değil, ‘Amerikalarlı
Kızılderili’ demektir.
Kimse
dememiş ki ‘Turkey’, evcil hayvan anlamında olarak, İngilizce’de ilk şu yıl
kullanılmış. İngilizce etimolojik sözlüklerde bunlar bulunur ama bakan yok.
Gelelim yukarıdaki
alıntı zırvaya:
Tavus,
Hindistan kökenlidir ama ona ‘hindi’ denmemiş, ‘tavus’ denmiş. Hindi ve Şükran
Günü takınağı, bildiğimiz kadarıyla, ilk kez ABD’de başlamış.
Hindi, Hindistan
değil, Amerikalar kökenli.
“The
turkey is a large bird in the genus Meleagris, which is native to the Americas.
One species, Meleagris gallopavo (commonly known as the domestic turkey or wild
turkey), is native to the forests of North America, from Mexico, throughout the
midwest and eastern United States, and into southeastern Canada.”
(Kaynak:
Wikipedia, turkey.)
Hindiye
neden ‘hindi’ dendiğinin bizde kaydı yok. Hindistan üzerinden bize gelebilmesi
için, Pasifik üzerinden, ABD’den Hindistan’a gitmesi gerekli, yoksa Avrupa’dan
gelirdi.
Mısır da,
Amerikalar kökenli ve ona neden ‘mısır’ dendiği de belli değil. Osmanlı
kıyılarına gelen ithal ürünler, illa ki Mısır ülkesi üzerinden gelmemiş çünkü.
Gelelim
şu zırvaya:
“Türkiye’nin
adı, son bin yıldır Türkiye’dir.”
Hayır,
öyle değildir. Balonla hava fotoğrafçılığının 1850’lerde (yani hepi topu 150 yıl önce) yaygınlaşması ile mümkün
duruma gelen aslına uygun haritalı atlasların seri basımı sayesinde Avrupa,
bize ‘Türkiye’ demeye başladı. Türkiye sayılan yer, Osmanlı İmparatorluğu ve
onlar kendilerine hiç ‘Türkiye’ demediler, ‘Devlet-i Aliyye-yi Osmaniye’
dediler.
Bizim
kendi kafamıza göre,‘Anadolu Selçuklu’ diye adlandırdığımız devlet, kendine
‘İkonyum (Konya) Rum Devleti’ dedi, yani ister Yunan, ister İtalyan anla ama
Hristiyan anla kesin ve o nedenle zamanın Türk-Müslüman tarihçileri, onları
Türk-Müslüman değil, gavur saydılar.
Anadolu
beyliklerinin hiçbiri de, devletinin adında Türk sıfatını kullanmadı. Yani,
Anadolu’yu asla fethetmeyen ve bundan özenle kaçınan Alp Arslan’ın ölümü /
öldürülmesi sonrası fethedilen Anadolu Türk devletleri, 1072’den 1923’e kadar,
hiç Türk adını almadı kendi arzusuyla.
Bu,
açıkseçik olarak böyle biline.
Bu hata,
kafadan 50 yanlış yazar yazarına.
+
“peru'da
portekizce’de hindi demek.”
Peru’da
Portekizce değil, İspanyolca var.
Adam,
İngilizce bilmediği ve Hint Alfabesi’ni ayırdemediği için, Hindistan’da /
Hintçe’de ‘hindi’ye ‘peru’ denmesini anlamamış.
Bu arada
aynı kaynakta, hindiye değişik dillerde, Yunan tavuğu, Fransız tavuğu, Felemenk
/ Flaman / Hollandalı tavuğu, dendiği de var.
+
Biri de,
kurt özgür olduğu için, Türkiye’nin simgesinin kurt olduğunu söylemiş ama
kurdun köpek de olduğunu / yapıldığını unutmuş.
+
Ne
diyeyim?
Bir şey
demiyeyim, susayım.
(31 Ağustos 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder