Cuma, Kasım 03, 2017

2 Farklı Faşizm Ekonomisi

Faşizm, öncelikle siyasi bir oluşumdu, seçimle başa geldi.
Faşizmin siyasi olduğu denli, askeri ve iktisadi yönleri de vardı.
İlk 2 faşist yönetimli ülke olan Almanya ve İtalya, diğerlerine oranla, sömürgecilik tarihinde geç kalıp, geç ulus-devlet olup, geç birleştikleri için, faşizmlerinin emperyalizm-militarizm kanadı da gecikmeli oluştu. (1. Reich, taa 1648’de kalmıştı, 2. Reich da çok kısa sürmüştü.)
Almanya ve İtalya, faşizmin siyasi ve askeri yönlerinde ortakken, iktisadi tipleri farklı kaldı.
Almanya Krupp ekonomik faşizmini yeğledi, İtalya korporatizmi.
“Korporatizm, hepsi de tüketici olan bütün üreticiler tarafından, bütün tüketiciler için düzenli üretimdir. Bir taraftan işleticilerle işletilenler, diğer taraftan da üretim ile tüketim arasındaki ilişkileri değiştirme ve geliştirmeye yönelik bir ekonomik ve politik bir sistemdir.”
Krupp’izm’de ise, neredeyse bedavaya çalıştırılan işçiler, temelde tüketici değillerdir, olamazlar da zaten.
Tuhaf olan şey, ABD tipi Krupp faşizminin, vardığı yer olarak, korporatizm tanımına daha yakın düşmesi. Çünkü 1980 sonrasında insanlar, 2 yıllık gelecek gelirlerini bile tükettiler.
Ha, bu yine Krupp’un sisteminin vardığı yere vardı ama insanlar 1980-2007 arasında patlayacaktan daha çoğunu yediler. Sonra da deniz bitti.
Almanya tipi Krupp faşizminde ise, adamlar 1. ve 2. Dünya Savaşı’nı ve bilmem kaç milyon nüfusu yitirdiler ama hala Dünya’nın hala üçüncü sanayi gücü durumundalar. ABD ise, (şikeyle kazandığı ve Avrupa’nın tümünün yitirdiği 2 dünya savaşına karşın) pilini 62 yılda (1945-2007) tüketti.
Almanlar’ın da, ABD’lilerin de milyonlarca göçmeni var tabii ki.
Tuhaf olan şey, Almanya’nın konuk işçilerle, işçi değil, insan aldığını ayırsamasından onyıllarca yıl geçtikten sonra ABD, çok yakında nüfusunun yarıdan çoğunun karakafa olacağı biçimde göçmen almaktan vazgeçmiyor bir türlü, çünkü insan öğesinin hesaba katamıyor. Bunu, 1980 momentli Askeri Strateji 2000’de de yaptı ve onda da yanıldığını hala görmedi.
Asıl önemlisi, Alman Nazizmi’nin güçlü devletinin de, ABD tipi global hegemon devletin de, siyasi olarak kendi kendini yıkıma götürdüğü gerçeği. Almanya’da bu Hitler’e kısmet oldu, ABD’de Trump’a.
Burada saydıklarımızla, faşizmin askeri, siyasi, iktisadi ayakları arasında uyum yürütülememiş gibi göründüğünü biliyoruz ve o kanıdayız zaten.
Bizi asıl ilgilendirense, 2 tip iktisadi anlayışın da, açmaza girmesi.
Faşizm yok olmaya mahkumdur zaten, geyiklerini gözardı ve sözardı ediyoruz.
Korporatizmde loncasal düzenle, olayın ayan ve eşraf meclisi tipi, az gelişmiş bir siyasi model olduğunu da belirtelim.
Ancak ısrarla vurgulayalım:
Diktatörlük, bazı koşullarda bir ve yalnız bir kişiye göredir. Almanya için bu Hitler, İtalya içinse Mussolini’dir.
Ancak Krupp faşizmi, ilk çıkışından 100 yıl sonra bile, hala mevcut ve sürüyor:
Asgari ücretle, 2017 koşullarında, G-7 ülkelerinde bile, 1 kişi kendine yetemiyor. Asgari ücretin üçte birine çalıştırılan göçmen işçiler var. Sigorta ve sağlık güvencesi kalmadı artık.
Yani, şu anki global koşullar da, bir bakıma Krupp ekonomik faşizmi olmakta: Korporatizm değil ama.
Dipnot:
İkisinin birbirlerine dönüştürümü de tartışılsa gerek ama makro-makro ekonomik teorik bilgimiz o kadar derin değil.

(2 Kasım 2017)

Hiç yorum yok: