Çarşamba, Kasım 22, 2017

Gelecek İçin Beni Ne İyimser Yapar?

Gelecek için kötümser değilim, gerçekçiyim. Ne felaket olacak, ne eksodus olacak, tahmin edebiliyorum.
İyimser olmaya gereksinimim de yok, arzum da. Bana bilgi, düşünce, gerçek gerekli. Bunlar da çirkin ve insanı kötümser yapan şeyler ama bunlar gerekli. Onları alıyorum ve kullanıyorum da zaten. İyimserlik derdim değil.
Çok kötümserlik derdim oldu ama. Gençlikte. 1987 Ocak’ta mezuniyetim ertesinde kendime yazdığım öykülerin tamına yakını olumsuzdu, açıkça erken ölümlü bir öykü karar ağacı yolu yazdım kendime. Murphy hesabı çok daha kötülerini yaşadım ama bir biçimde sağ da kaldım.
Gelecekbilimle yüzleştiğim 14 yaşımdan beridir, genelde BM istatistiklerinin ve tahminlerinin tamamına yakınının birebir gerçekleştiğini yaşadım. Büyükkent, nüfus, vd sorunları, üstelik o zaman daha 1980 liberalizminin kentleşmesi ve uluslararası göç dalgaları gelmemişti. Ancak hibiri bana travma yaşatmadı. Bana travma yaşatan sorunlar, tahmin-dışı olanlardı, öznelde de, nesnelde de.
Şimdi madde madde ve vade vade bakalım:
2250 gibi tam 2. Sanayileşme konusunda limit tam iyimserim.
11 Eylül 2001’e karşın, 21. Yüzyıl’ın makro-makro krizleri (su, gıda, enerji, nüfus / göç, ekonomi) konusnad karamsar değilim. 11 Eylül 2001 Dünya7yı düzeltti çünkü, çünkü G-7 bu olayın ardından yaptıklarıyla kendi hegemonyalarını yıktılar. Bu, kaos Dünya’sı demek oldu ama global faşizmden ve engizisyondan global rönesansa yol da açtı. Bu türden ara – geçişsel dönemler, tarihte / Dünya Sistemi’nde hep var, büyük sayılar kuramı hala / hep işliyor yani.
Uzaycılık konusunda, 2 mekik kazası ile epeyi kötümserliğe kapılmıştım. Onun NASA’yı tasfiye edip özel sektörü işe erken sokması ve Çin’i (geçici de olsa) uzaycılıkta 1 no yapmasının ardından, iyimserliğim geri geldi. Mars’a insanlı uçuşu göreceğim, bu kesin benim için: Bu da benim yaşam menzilim / vadem aynı zamanda.
Ekstra not: Uzay devleti Asgardia, 2016’da kurulunca şaşkınlık yaşadım. Ancak, ölümümden sonra gözlenebilecek bazı verileri gördüm: insanları kölelik ruhunun dozu ve ütopyayı distopya kılmaları. Bu bile, beni kötümser yapmadı, yapamadı, beklemeyeceğim bir şey değildi, görmeyi ummadığım bir şeydi yalnızca. Asgardia kitabı, benim premature kitaplarımdan biridir, tarihin de gelecekteki premature rönesanslarından biridir, önadımı çok-çok erken yaşandı yalnızca.
2. Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürünün diğer gelişmeleri de, 2001 ertesinde memnunluk ve iyimserlik verici. Her birinin bağımsız ve dağınık ilerleyişi, hesapdışı birçok durum yarattı, yaratıyor, yaratacak ama: Kafa nakli son yıllarda ha yapıldı, ha yapılıyor denirken, 5 yıl geçti, sonuç 0. GDO ise, yasaklar olmasa, % 100 bile olabilirdi, işin içinde sıkı para var çünkü.
Siyaset, din, ahlak, hukuk konularında iyimserliğe hiç gereksinim duymadım. En berbat olayları bile olağan karşılıyorum demek bu. Daha da berbatlarını bulup icat ediyorlar hala. Yargı ile politik hegemon lider arasındaki sidik yarıştırması, hem Kadı Burhaneddin dönemine benzedi, hem ABD’de de aynı, TC’de de aynı, hem de Sezer’in de bir sivil darbe olduğu kanıtlandı, hele hele onu oralara Evren’in getirdiği düşünülürse.
Epey onyıllar, belki de biraçk yüzyıl boyunca 10 milyar düzeyinde kalacak nüfusun ortalama insanının yüzyıllarca aynı yaşamları sürdüreceği kesin. Bu. üzücü ama hesapiçi. İnsanların % 95’inin doğması için hiçbir gerek veya neden yok. Ot gelip sap gidemedikleri 80 yılın ardından, 0 (maddi-manevi) artı-değer ile öldüler, ölüyorlar, ölecekler.
İçine girdiğimiz Yeni Orta Çağ, bana acı çektiriyor ama beni karamsar yapmıyor. 1963-1971 arasında anımsadığım bir tutam özgürlük demeti, görüp göreceğim tek nimet oldu 80 yılımda.
Teknolojinin çökeceğine, hem de birden çok kez çökeceğine eminim ama bu da beni karamsar yapmıyor, çünkü su değirmenlerinin kullanımının AB’de 4 kez yükselip inişi var kayıtlı.
Nükleer silahlar bile beni kötümser yapmıyor, yapamıyor. Küçük ölçekli patlamalar olacağına da eminim. 3. Dünya bölgelerinden olur ama. Neden olacağı sağlık sorunları, ekonomik olarak dertli, tıpsal olarak değil.
Geriye ne kalıyor?:
Bilim-sanat-düşün inişte ama o da hesap dahiline girdi artık. Çizgiromanın Orta Çağ dinsel halılarında başladığı aklıma geliyor çünkü.
Henüz doğmamışlara önerim var mı, varsa ne peki/
Öğrensinler, bilsinler, tek olsunlar. En azıdan 2250’ye dek. Sonrası, epistemik kritik eşik ötesi.

(12 Kasım 2017)

Hiç yorum yok: