Gelecek
için kötümser değilim, gerçekçiyim. Ne felaket olacak, ne eksodus olacak,
tahmin edebiliyorum.
İyimser
olmaya gereksinimim de yok, arzum da. Bana bilgi, düşünce, gerçek gerekli. Bunlar
da çirkin ve insanı kötümser yapan şeyler ama bunlar gerekli. Onları alıyorum
ve kullanıyorum da zaten. İyimserlik derdim değil.
Çok
kötümserlik derdim oldu ama. Gençlikte. 1987 Ocak’ta mezuniyetim ertesinde
kendime yazdığım öykülerin tamına yakını olumsuzdu, açıkça erken ölümlü bir
öykü karar ağacı yolu yazdım kendime. Murphy hesabı çok daha kötülerini yaşadım
ama bir biçimde sağ da kaldım.
Gelecekbilimle
yüzleştiğim 14 yaşımdan beridir, genelde BM istatistiklerinin ve tahminlerinin
tamamına yakınının birebir gerçekleştiğini yaşadım. Büyükkent, nüfus, vd
sorunları, üstelik o zaman daha 1980 liberalizminin kentleşmesi ve uluslararası
göç dalgaları gelmemişti. Ancak hibiri bana travma yaşatmadı. Bana travma
yaşatan sorunlar, tahmin-dışı olanlardı, öznelde de, nesnelde de.
Şimdi
madde madde ve vade vade bakalım:
2250
gibi tam 2. Sanayileşme konusunda limit tam iyimserim.
11 Eylül
2001’e karşın, 21. Yüzyıl’ın makro-makro krizleri (su, gıda, enerji, nüfus /
göç, ekonomi) konusnad karamsar değilim. 11 Eylül 2001 Dünya7yı düzeltti çünkü,
çünkü G-7 bu olayın ardından yaptıklarıyla kendi hegemonyalarını yıktılar. Bu,
kaos Dünya’sı demek oldu ama global faşizmden ve engizisyondan global rönesansa
yol da açtı. Bu türden ara – geçişsel dönemler, tarihte / Dünya Sistemi’nde hep
var, büyük sayılar kuramı hala / hep işliyor yani.
Uzaycılık
konusunda, 2 mekik kazası ile epeyi kötümserliğe kapılmıştım. Onun NASA’yı
tasfiye edip özel sektörü işe erken sokması ve Çin’i (geçici de olsa)
uzaycılıkta 1 no yapmasının ardından, iyimserliğim geri geldi. Mars’a insanlı
uçuşu göreceğim, bu kesin benim için: Bu da benim yaşam menzilim / vadem aynı
zamanda.
Ekstra
not: Uzay devleti Asgardia, 2016’da kurulunca şaşkınlık yaşadım. Ancak,
ölümümden sonra gözlenebilecek bazı verileri gördüm: insanları kölelik ruhunun
dozu ve ütopyayı distopya kılmaları. Bu bile, beni kötümser yapmadı, yapamadı,
beklemeyeceğim bir şey değildi, görmeyi ummadığım bir şeydi yalnızca. Asgardia
kitabı, benim premature kitaplarımdan biridir, tarihin de gelecekteki premature
rönesanslarından biridir, önadımı çok-çok erken yaşandı yalnızca.
2.
Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürünün diğer gelişmeleri de, 2001 ertesinde
memnunluk ve iyimserlik verici. Her birinin bağımsız ve dağınık ilerleyişi,
hesapdışı birçok durum yarattı, yaratıyor, yaratacak ama: Kafa nakli son
yıllarda ha yapıldı, ha yapılıyor denirken, 5 yıl geçti, sonuç 0. GDO ise,
yasaklar olmasa, % 100 bile olabilirdi, işin içinde sıkı para var çünkü.
Siyaset,
din, ahlak, hukuk konularında iyimserliğe hiç gereksinim duymadım. En berbat
olayları bile olağan karşılıyorum demek bu. Daha da berbatlarını bulup icat
ediyorlar hala. Yargı ile politik hegemon lider arasındaki sidik yarıştırması,
hem Kadı Burhaneddin dönemine benzedi, hem ABD’de de aynı, TC’de de aynı, hem
de Sezer’in de bir sivil darbe olduğu kanıtlandı, hele hele onu oralara
Evren’in getirdiği düşünülürse.
Epey
onyıllar, belki de biraçk yüzyıl boyunca 10 milyar düzeyinde kalacak nüfusun
ortalama insanının yüzyıllarca aynı yaşamları sürdüreceği kesin. Bu. üzücü ama
hesapiçi. İnsanların % 95’inin doğması için hiçbir gerek veya neden yok. Ot
gelip sap gidemedikleri 80 yılın ardından, 0 (maddi-manevi) artı-değer ile
öldüler, ölüyorlar, ölecekler.
İçine
girdiğimiz Yeni Orta Çağ, bana acı çektiriyor ama beni karamsar yapmıyor.
1963-1971 arasında anımsadığım bir tutam özgürlük demeti, görüp göreceğim tek
nimet oldu 80 yılımda.
Teknolojinin
çökeceğine, hem de birden çok kez çökeceğine eminim ama bu da beni karamsar
yapmıyor, çünkü su değirmenlerinin kullanımının AB’de 4 kez yükselip inişi var
kayıtlı.
Nükleer
silahlar bile beni kötümser yapmıyor, yapamıyor. Küçük ölçekli patlamalar
olacağına da eminim. 3. Dünya bölgelerinden olur ama. Neden olacağı sağlık
sorunları, ekonomik olarak dertli, tıpsal olarak değil.
Geriye
ne kalıyor?:
Bilim-sanat-düşün
inişte ama o da hesap dahiline girdi artık. Çizgiromanın Orta Çağ dinsel
halılarında başladığı aklıma geliyor çünkü.
Henüz
doğmamışlara önerim var mı, varsa ne peki/
Öğrensinler,
bilsinler, tek olsunlar. En azıdan 2250’ye dek. Sonrası, epistemik kritik eşik
ötesi.
(12 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder