Dugin,
bir TC vatandaşı değil, bir Rusya vatandaşı.
15
Temmuz 2016 darbesinden 1 gün önce, Ankara’yı uyardığı belirtilen biri. Yani,
TC oyunlarına müdahil biri. Negasyonlar dizimizde bu kez onu pozisyonlayarak,
zincirde yeni bir halka yazacağız.
Pozisyon,
etimolojik anlamda negasyonun karşıt anlamlısı ama o anlamda kullanılmıyor,
daha çok statü anlamında kullanılıyor.
Pugin
de, bir statü sahibi: Putin’in danışmanı bir filozof. (Nasıl oluyorsa?)
Şöyle
demiş kendisi:
“Pek çok
faktörü bir araya getirecekleri bir strateji izleyeceklerini düşünüyorum.
Mesela etnik çatışma, ekonomik-sosyal tehditler, siyasi ve askeri elit
içerisinde Erdoğan karşıtı huzursuzluk yaratmak. Amerikalılar, bütün zayıf
noktaları kullanmaya çalışacaktır.”
İyi de,
Erdoğan sağolsun, bunları kendisi tek başına yaptı zaten çoktan: AKP’yi indirdi
aşağı, 2 savaş yarattı, 2 iç savaş yarattı, ekonomik krizi inkar etti ve ediyor
hala, Zarrab konusunda ABD ile pazarlık yapabileceğini ve istediklerini kabul
ettirebileceğini sandı ama yanıldı (ABD de bunu pahalıya ödeyecek ve/ya
ödetilecek, ayrı konu), AB ile işi açmaza sürdü, Rusya uçağını vurdu, şu bu.
Ortalığı kırdı döktü geçti.
Sonuç,
fena da olmadı ama. Besledikleri liberal karga, emperyalistlerin gözünü
emperyalistçe oydu. Etme bulma Dünya’sı.
“Rus
dış politikasını etkileyenlerden biri olduğunuz söyleniyor.
90’larda
ne dediğimle, Putin’in göreve geldikten sonra neler yaptığını bir
karşılaştırın, benzerliği göreceksiniz. Fikirlerimi aktarmamın değişik yolları
var, Putin’le kişisel olarak görüşmek bunlardan biri.”
Başka
yola gerek kalmadı ki. Bir de, entelejensiya olduğunu kendi ağzıyla itiraf
etmiş. Bundan rahatsız olmuşa da hiç benzemiyor.
“Doğu
Perinçek’le kıyaslanıyorsunuz…
Ona
saygı duyuyorum. Çok zeki bir siyasi. Türkiye’de hak ettiği değeri bulamadı.”
İşte
burada tam batırmış. Perinçek; saygı duyulacak biri değil, zeki biri değil, hak
ettiği yer ise, olsa olsa MİT’te çaycılıktır. Ancak bu açıklama, onunla kanka
ve işbirliği içinde olduklarını imliyor, ha bir de Çağlar var: Ekibe bakar
mısınız?
“Perinçek
hapse bile atıldı. Darbe gecesi çok netti, şunu söyledi: “Kötü adamlar, iyi
adamları yenmeye çalışıyor.” Darbeyle mücadele etti. Tabii ki şimdi daha fazla
saygı görüyor. Fikir ayrılıkları var, ancak Sayın Erdoğan’a, devletine çok
bağlı. Eğer Perinçek’i Türkiye’nin derin devletinin adamı olarak tanımlarsanız,
ben de kendi ülkemin vatansever derin devletini temsil ediyorum. (Türkçe
söylüyor) Paralel devleti değil.”
Daha da
batırmış. Mıçmış sıvamış. Paralel devlet, derin devlet, şu bu: Hepsi
oligarkların iç savaşıdır. Küçük insanların, deli saçması bir oyunda nemalanma
köşe kapmacasıdır, padişah cüceliğidir. Bunlar sürekli taraf değiştirirler,
üstelik her devrin adamı da değillerdir. O nedenle, daha çok 10 cami arasında
binamaz kalanlardır.
Bu kadar
açık konuşabilmesi de, ilginç bir durum. Kendini tam kazanmış sayıyor olsa
gerek ama 3 gün sonra Putin onu da içeri tıkabilir pekala.
““Rusya,
Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırırken, kendi etki alanına sokmaya çalışıyor” diyenler
de var.
Putin,
Türkiye’yi kendi tarafına çekmeye çalışmıyor. Batı, Türkiye’yi itiyor.”
Daha ne
olsun? Aynı hesap. S-400 füzesi satmak, neyin nesi ki? Putin de, durumdan
nemalanıyor.
Orjinin
kuralıdır ama:
Herkes
enaz 1 kere popoyu kaybeder.
“Putin’i
Erdoğan konusunda ikna eden siz miydiniz?
Evet,
yardımlarım oldu, çünkü savaşın eşiğine gelmiştik! Ama başkanımız, öyle ikna
edilecek birisi değil. Putin, rasyonel ve realist biri. Eğer bazı konuda
deliller varsa, değerlendirir.”
Meali:
ABD aleyhine bazı sahte kanıtlar uydurduk. Gerisi, yıkama yağlama.
““Trump’ın
kampanyasına Rusya yardımı” soruşturması derinleşti. Rusya müdahale etti mi?
Trump’ın azil süreci başladı mı?
Evet
etti ama Trump lehine değil. Rus oligarklar, Clinton’u destekledi.”
Putin ve
KGB de Trump’ı. Eğer ABD oligarkları Trump’ı azlederlerse, ABD yıkımını 20 yıl
daha öne almış olur.
“Zarrab
davasını da bu çerçevede değerlendirebilir miyiz?
Kesinlikle
bütün ekonomik ilişkileri kullanacaklar. Sürekli saldırı altında olacaksınız.
İran’a, Rusya’ya yaptırım uygulanıyor. O kadar eminim ki Türkiye’ye de yaptırım
uygulayacaklar. Ekonominizi kurtarmak için, B planı yapmalısınız.”
Valla, A
planımız da hiç olmadı ki. Hep sufle ile idare ettik. Sonra sufleciler de
kendilerini batırdılar, sap gibi ortada kaldık.
Sonuç:
Dugin
gibi, oyuna parmaklarını fazlaca sokmuş birinin 2 şeyi iyi bilmesi gerekir:
Bir:
Parmakların
sert oyunda doğranır.
İki:
Sert
oyunda kurallar, er veya geç terkedilir. Arap Baharı’nda, Suriye Savaşı’nda,
IŞİD konusunda, bu konuda son 3 yılda böyle oldu. ABD ve Rusya, kabilelerin
yaptıklarını yaptı, uluslararası politikada seviye derin çukur irtifasında.
Sonrasında
da; devrim de çocuklarını yer, strateji de, oligarklar da, çünkü tüm hegemonlar
er veya batar, ya kendilerini batırırlar, ya birbirlerini ölümüne boğarlar,
yemez yedirmez hesabı.
Ve biz o
noktayı da geçeli epeyi oldu.
3 vakte
kadar, bir Dugin kazası duymayı hesap ediyoruz artık öyleyse…
Dipnot:
Dugin’in
şu sözlerine hiç katılmadık:
“Putin’i
Türkiye karşıtı bir pozisyon almaya iknaya çalıştılar. Erdoğan’dan başka bir
liderin daha iyi olacağını, iç savaş çıkacağını ve Rusya’nın bu savaşı kendi
lehine kullanabileceğini söylediler. CIA, Putin’in etrafındaki etkili isimleri
organize etti. Fakat Putin ikna olmadı. Çünkü bu, Türkiye’nin sonu demekti.
Daha önce söyledim, darbe sonrası için Kürtler, isyan çıkarma hazırlığı
yapmıştı.”
Absürd
hikaye duydum ama bu kadarını duymadım.
Putin’i
darbe sırasında sesiz kalmaya ikna etmeye çabalayanların CIA ajanı olması
gerekmiyor. Marazada tarafsız kalmak her zaman evladır, Çin sesini bile
çıkarmadı örneğin.
Buradan
çıkan sonuç, Dugin’in birilerinin başını fena yediği.
(6 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder