2002 Kasım
seçimlerinde alınan hezimetten sonra, Birikim dergisi, solun neden hep
kaybettiğine ilişkin, Ocak 2003 tarihli bir özel sayı çıkarmış.
Koskoca
nüshada, solumuzun o zamanki 85, şimdiki 100 yıllık (ve kendi) şavalaklıklarına
ilişkin tek bir satır yok.
O zaman,
oturup biz yazalım dedik:
Bir:
Solun
Dünya’dan, tarihten, Batı’dan, bilimden haberi yok, zırcahiller. Okumuyorlar,
okusalar da anlayamazlar ama öncelikle okumuyorlar. Gerekeni okumuyorlar yani.
Solun;
Dünya Sistemi’yle, teknolojiyle, gelecekbilimle (oysa gelecekbilimi kuran Flechtheim,
önce komünist, sonra sosyal demokrat olmuş biri, onlar adını bile duymamışlar),
Wikipedia’daki temel bilimsel gerçeklerden veya orada yanıtlanamamış sayılan
bilimsel sorulardan / sorunlardan herhangi biriyle uğraştığı vaki değil.
İki:
Herhangi
bir yerandaki dertleri algılayamıyorlar.
Üç:
Halkseverlikleri,
azınlıkseverlikleri, slaktivistlikleri aşırı lümpence. Bildiğimiz; apartmanda
kapıcı çocuğuna onun giyemeyceği ama kendinin de giymediği acaip giysileri
bağışlayan küçük burjuvalar gibiler.
Dört:
Toplumculukları
köleci. Özgürlükten haberleri yok. Marjinalleri anlamıyorlar. Toplumdaki
herhangi bir normal marjını algılayamıyorlar, çünkü kendileri normaller.
Dolayısıyla,
demokrat ruhlu değiller.
Beş:
Aptallar.
Körler ülkesinde şaşı olmayı zeki sanıyorlar. 89 ortalama IQ’lu bir toplumda,
99 IQ’lu aptal olmayı zekilik sanıyorlar.
Altı:
Kuramcıları
yok. Tümelcileri yok.
Yedi:
Miting
yapmayı, devrim yapmak sanıyorlar.
Sekiz:
Sürekli
bir inkar kültü içindeler. Gerçeklere gözlerini kapıyorlar.
Dokuz:
Kapalı
kümecikler içinde yaşayıp gidiyorlar, ömür tüketiyorlar.
On:
Hiç
öğrenmiyorlar.
1968’den
veya 1978’den hiçbirşey öğrenmediler. 1988’li, 1988’li, 2008’li çocuklarını ve
torunlarını eksi zekalı ve eksi bilgili ezeli-ebedi ergenler olarak
yetiştirdiklerini kavrayamadılar.
Yani,
bırak yararı, zararın hasını verdiler bu topluma.
Bozulmuş
greyder gibi yolun ortasına yatıp, yolu açacaklarına, yolu tıkadılar.
Şerhler:
Türkiye
nüfusu 40 milyon iken (1977) 100 bin solcu vardı, Türkiye nüfusu 80 milyonken (2017)
200 bin solcu var (seçim sonuçları öyle söylüyor). Yani, solcu sayısı yetersiz
falan değil. Bu sayı / oran; sürekli kitap okuyan veya akademisyen sayılarıyla oranlarıyla
kabaca aynı. Bu kadar insanla devrim de yapılır, demokrasi yapılır yani.
İşbirlikçilikleri
ve fırsatçılıkları, 1980 öncesinde gördükleri yalılarda devrimden sonra
kendilerinin oturacağını açıkça söyleyecek denli, apaçık ortadaydı. Baştan ahlaksızdılar
yani. Sonradan liboş olmadılar yani.
Uçkuruna
ve cüzdanına hep gevşekti hepsi, hepsi tam olmasa da 1-2 eksiğiyle hepsi
diyelim.
Bu 1980
öncesiki 100 bin solcunun, en elebaşı 33 bin tanesi tüydü. Yani, herhangi bir
bedel de ödemediler darbe sonrasında bunlar.
Hep
köylü kökenli ve hep feodal kültürlüydüler, internet toplumunda bile hala
öyleler.
Kendilerine
ve topluma çok yalan söylediler. Bildiğimiz takıyye yaptılar. Bu 1980 öncesinde
de böyleydi. Aleviler’in toplumsal çürüklüklerini, 1980 öncesinde Ümit
Kaftancıoğlu görmüş ve yazmış örneğin.
1917-2017
arasını 1917-1967 ve 1967-2017 diye 2’ye ayırıyoruz. İlk dönemde Batı solu da
feci şavalaktı. Ama daha 1917 öncesinde, taa 1844’te (Marx dedesinde vitamin
iken) bile, anarşistler hep vardı. Solcular, anarşistlere karış katliamcı
davrandılar, onlara burjuvaların yapmadığını yaptılar. Emin olabilirler, bunu
ödeyecekler: 2017-2067 gibi diyelim: En iyi solcu, ölü solcudur, yani artık: 150-170
yıllık günahın bedeli bu olsun artık.
1967-2017
arasında alaturka sol, eksi birden aşağı
not (kopya bile çekemeyenden bile beterlik gibi bir durumla) aldı.
Nokta.
Es.
(1 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder