Klasik
diyalektikte, tez ve antitez birbirinin karşıtıdır, arakesitleri olduğu pek
söylenmez.
Bektaşi
sofrası şöyle bir şeydir:
Masanın
karşısında oturan dervişlerin kollarına birer uzun saplı kaşık bağlıdır. Kollar
dirsekten bükülemez. Herkes karşısındakini besler. Her derviş, karşısındakini
doyurduğu ölçüde doyar.
Burada
karşıtlık değil, karşılıklı bağımlılık vardır ve bu da bir diyalektiktir.
Oyun
kuramı açısından bakılınca, dervişler pekala birbirini doyurmayıp, açlıktan
öldürmeye ve kendisi de ölmeye hazır olabilirler.
Veya tam
tersine, İngiliz usülü, gereğinden fazla kibarlık ve karşısındakini obezite
düzeyine vardırmacasına beslemede olabilir pekala.
Ancak, masaya
ilk oturulduğunda 2 derviş, birbirinin tezi ve antitezi de olabilir, yani oyun
böyle kurulabilir. Bunun için de, masadaki yemek sınırlı tutulabilir. İkisini
birden tam doyurmayacak kadar az diyelim.
Çeşitleme
arttırılabilir ve uzatılabilir.
Bunlar da,
yeni diyalektiklerin tasarımına kapı açar.
(1 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder