Bir
haber:
“Milyonerlerin
sayısı, 2017 yılı eylül sonu itibarıyla, 131 bin 484'e ulaşırken, bu kişilerin
bankalardaki toplam mevduatı da, 862 milyar 997 milyon lira olarak kaydedildi.
Bu
dönemde milyonerlerin mevduatlarının 413 milyar 972 milyon lirası, yerel para
cinsi; 445 milyar 757 milyon lirası, döviz tevdiat hesabı (DTH); 3 milyar 268
milyon lirası ise, kıymetli maden depo hesapları olarak ayrıldı.”
Görüldüğü
üzere zenginlerimiz, altına rağbet etmiyorlar. Küçük tasarruf sahipleri bunu
yapıyorlar ama.
Bu
zenginler, toplam mevduatın % 52,8’ine sahipmişler: 80 bin kişi eşittir 80
milyon kişi yani.
Bütün
yumurtalar tek sepete konmaz, 3 sepete konur. En klasik öneri budur. Tl, döviz,
borsa 3 sepettir ayrıca.
Sayılar
ise, biraz farklı:
“İstanbul
Borsası’nın portföy değeri, 2016 yılı sonunda 230 milyar TL.
Borsa’daki
bu 230 milyar TL'lik hisse senetlerinin 90 milyar TL'si Türk, 140 milyar TL'si
yabancı yatırımcılara ait.”
400-450
milyardan çıkar 90, kalır 310-360 milyar lira. İşte o para da, gayrımenkulde
demektir. Yani, 100 bin kişi 1 milyon ev sahibi demektir. Türkiye’deki ev
sayısının belki dörtte biri, belki daha az oranda evsahibi nüfus var demektir.
Sonuç:
Türk
zengini; lira, dolar (ama üçte iki, yani önce nakit), sonra da gayrımenkul
yatırımı, diyor.
Bu
arada, o 131 bin kişinin yanında, son 2-3 yılda ülkeyi terkeden 30-40 bin
zenginimiz daha var.
1 milyon
lira, 300 bin dolar etmiyor ve o parayla ABD’de 7-8 yıl ancak yaşanır.
Ülkede
kalan zenginlerin çoğu da, AKP dönemi zenginleri oluyor herhalde.
Türkiye’de
53 bin muhtar, yani mahalle varmış. Her mahallede 2’şer milyoner eder.
Menderes’i
aşmış Erdoğan yani.
Gördüğünüz
gibi, sayıları okumak var, okumak var.
(5 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder