Bu
alaturka neo-liberal yazarlar beni öldürecekler, bir de çok güldürüyorlar.
Dünya’da
taşlar yerinden 2007’de oynadı, bizde ise 2013’te oynadı. Bunlar, kafasına taş
düştükten 3 saat sonra havlayan Rin Tin Tin gibi geç intikaldeler, geç olarak 2017’de
ahlamaya başladılar. Ahmet Altan ve Aslı Erdoğan gibiler, içeride bile intikal
edememişler, o da ayrı konu.
Yetkin,
bir tarafından büyük bir yumurta çıkarmış:
“Nasıl?
Daha çok petrol ve gaz var, petrol devri bitmez mi? Öyle mi gerçekten?
Taş
devri, hanımlar, beyler, taş bittiği için bitmedi.”
Taş
devri, taş bittiği için bitebilir, taşsız
taş devri olamıyor çünkü. Taş devri, taş bitmeden de bitebilir, kömür devri,
kömür bitmeden bitti çünkü, hala kömür var, az da olsa kullanılıyor da, petrol
devri de, petrol bitmeden bitebilir, bitkisel alkol-yağ maliyeti, petrolünkinin
yarısına düştüğü an biter örneğin.
Not-şerh:
Ancak, Dünya petrol üretimi giderek azalıyor, çünkü kuyuların veriminin belli
bir sırtlı eğri grafiği var ve 2010’dan beridir zirve geçilmiş durumda.
Dolayısıyla petrolün ikamesi, petrol bitmeden bulunmak zorunda, kömürün
ikamesinin kömür bitmeden bulunması gibi.
Bir onun
dediğine bakın, bir gerçeklere bakın.
Yetkin
ve Fehim Taştekin gibiler, en sonki Kürt fiyaskosundan sonrasında varoluş
bunalımına girdiler (ben kimim?, neredeyim?, diye abuksamaya başladılar), çünkü
bir ezberleri vardı, 15 yıl onu kullanmışlardı ve fakat ezberleri feci bozuldu,
hem de göstere göstere bozuldu.
Bir
günde; Arabistan’da darbe oldu, oraya füze atıldı, Lübnan’da bir başbakan
istifa etti, Haşdi Şabi Suriye’ye girdi, şu bu oldu. Hop bir baktık, bir günde
Ortadoğu’da kartlar yeniden karılmış ve dağıtılmış. Bu oyunda da bunlara yer
yok. Bunların dertleri de bu. Aynı şey, Cengiz Çandar’ın başına da geldiydi,
yere düşmüş karpuz gibi oturup çatlayıp kaldı ortada. Hüsnü Mahalli de öyle
oldu. Aydın Selcen de öyle oldu. Say say bitmez.
Benim
oğlum bina okur, döner döner gene okur. Bunlarınki bu hesap. Ezberlerindekini
okuyorlar. Sonra da apışıp kalıyorlar. Çandar, hala 40 yıl önce söylediklerini
söylüyor.
Uzun bir
metin yazdığı için, Yetkin’in çıkış paragrafını alıntılamakla yetiniyoruz:
“Bu,
Türkiye’yi de elbette etkileyecektir. Örneğin, yalnızca Türkiye değil,
Balkanlar’dan Kafkaslar’a, sahil-i Afrika’dan Orta Asya’ya dek Vahhabilik
propaganda ve örgütlenmesine vesile olan Rabıta sistemine devam edecek mi
Riyad? Washington bunu desteklemeye son verecek mi? Dolayısıyla bir yandan Suudi-İran
çatışmasına yol açabilecek gelişmelerin, diğer yandan köklü dönüşümlerin
eşiğinde olabiliriz.”
Bu
dedikleri, şimdi olanların 5 adım öncesi.
Kimse
demiyor ki:
Arap
Baharı, 1 milyon ölü, 10 milyon göçmen yarattı; (10’dan çok olan) İslam
krallıkları / emirlikleri devrilirse, ekonomiler çöker, 2 milyon ölü, 30 milyon
göçmen oluşur.
ABD,
nedense bu şıkka oynamış durumda.
Rusya,
şimdiye dekki açıklamalarında bu şıkkı hesaba katmış görünmüyor: Öyle olmaması
gerekirdi ama öyle.
AB,
oyunun dışında artık.
Çin,
işte bu noktada oyuna girecek. Çin kalkıp da, kralları tutarsa, ne olur acaba?
Tahtırevanın ne tarafına bassa, fil gibi, serçeleri, serçe pirelerini, padişah
cücelerini bedavadan havalara uçurur.
Çin
örneğini özellikle verdik, oyun artık adım adım, hatta çeyrek adım çeyrek adım
oynanıyor. 1 adım atılıyor, 5 adımlık süre de bekleniyor. Çin en çok bekleyenlerden.
6 yıl tık çıkarmadı adamlar. En sonki parti kongresinde, ‘lan, biz de oyuna
girek mi acep?’ dediler hepi topu ama o da yeter de artar bile. Kazara oyuna
bir tam-dalarlarsa, ortalığı bir milenyum kimse toplayamaz çünkü.
Yetkin
gibilerin bunu görmesini ummuyoruz, onların kafası buna basmaz, çünkü Trump ve
Putin danışmanları (Dugin) gibiler bile duruma henüz ayamadılar. Çok değil, 6-7
yıl önceki ABD başkanı danışmanı Barrett pozisyonu, ‘tüketici olmayanı veya az
verimli tüketiciyi bile öldür’ momenti, çoktan terkedildi örneğin: Şimdi,
tüketicinin ırzına geçiliyor onu öldürmeden önce. Değişik bir politik fantezi
türü bu: Bizim çizer İlban Ertem’in Hitler’in temerküz kampları parodisini anımsatıyor epeyi.
Arada
Yetkin gibilerin poposu da gidecek bizce. Hepsinin değil ama bir bölümünün
bizce.
Dediğim
gibi:
Dünya’yı
psikopatlar yönetiyor artık ve psikopatın
halinden psikopat anlar ancak, Temelkuran olup bitene beyin pompasının
basmadığını kendi itiraf etmiş örneğin.
Ne
günlere geldik, inanması zor, yaşarken bile inanması zor:
Hegemonlar,
batıyorlar resmen…
Hegemonlar,
kendilerini diri diri gömüyorlar resmen…
(6 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder