Önerdiklerini
basit kaynaklardan sınamadan söylediği için yalan söyler. Bu da yalana girer,
çünkü doğrusu çok kolay öğrenilebilir, dolayısıyla yapılan dezenformasyona
girer.
Edebiyatın
doğruyu söylemesi önermesi, 19. Yüzyılda gelen realizm ve naturalizm roman
akımları ile ortaya çıktı. Ancak onlarda da, 18. Yüzyıl’dan kalma bir histerik
romantizm ve didaktik-ahlakçı bir idealizm vardı. Dolayısıyla, romanlarda
olağan yaşamlarda pek olmayan 32 kısım tekmili birden facialara raslanırdı.
Süslü
söz de yalana girer. Naturalizmin üzerine, Feneon tarzı çok-çok kısa (3
satırlık) öykü anlayışı gelince, bu açıkça ortaya çıktı.
Entellektül
olarak yazarın, kitlenin tarafını bile tutsa, bir tarafı tutunca, netellektüel
değil, entelejensiya (bağlanmış, satılmış) olduğu konusu, 20. Yüzyıl’da
tartışıldı ama biz 21. Yüzyıl’dayız şu an.
Dolayısıyla,
edebiyatın epistemik aksiyolojisini ancak ve ancak 21. Yüzyıl’ın başında
uygulamaya koyabiliyoruz.
Bu
metinler dizisi, hem epistemoloji, hem de edebi eleştiri alanına girecek.
(20 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder