1492
İspanya engizisyonunun ve 1940 Almanya faşizminin ortak yanı, birilerinin
malına bedavaya el koymaktı.
Da, bunu
tüm fetihler zaten yaptı, yapıyor, yapacak.
Kaldık
İspanyol Engizisyonu’nun diğer bir adı da, yeniden fetih idi.
Tuhaf
olan şey ise, 2010’da bunu AKP’nin; laiklere, tanzimatlılara,
batılı-eğitimlilere ama kesinkes azınlıklara değil (çünkü onlarda mal kalmadı
artık) yönelik olarak, yine aynı adla kullanmış olması.
Bunun
diğer bir yüzü ise, zorunlu iskan / göç ile mala bedavaya el koyma.
1993’te
Kürtler’in köylerine el konurken, onlar da geldi, Beyoğlu azınlık taşınmazlarına
el koydu.
Bu olay,
çift taraflı olabiliyor yani.
Mülkün
el değiştirmesi ise, ne din ile ne sağ-sol ile ilintilidir. Talan-yağma ile
ilintilidir, askeri göçer etnilerin
işdir. Alışkanlıktır, alışmış kudurmuştan beterdir.
1492’de
850 yıldır İberya’da meta ve kültür üretenler, Hristiyanlar değil (çünkü AB
Orta Çağ’da idi), Müslümanlar ve Museviler idi.
1923
ertesinde, Beyoğlu’nda meta ve kültür üretenler azınlıklar idi.
Ancak,
koloniyalizm de bu idi, emperyalizm de. (850 yıl boyunca, Endülüsler’le muhatap
olan İspanya ve Portekiz de, Amerikalar’ın malına ve kültürüne el koydu, talan
ve yağma etti.)
AB
hegemonları birbirini sömüre sömüre AB’yi tüketti. AB 1945 itibarıyla fiilen
bitmişti, 2015 itibarıyla fikren de bitti.
Ancak
AB, hala faşist, hala engizitör.
Bunun
devamı yazılsa gerekli. Nokta. Es.
(13 Kasım 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder