Çarşamba, Kasım 01, 2017

Taha Akyol Negasyonu: Sağın Köleliğe Gönüllü Mahkumluğu

Bizde, sağın kafatası içindeki kulak kirleri, beyincik sanılagelir hep.
Al biraz anti-komünizm, koy devlet ulüfesi, ekle çok ABD hizmetçiliği, oldu sana 70-80 yıllık sağ aydıncıkcığı.
Akyol da bu gelenekten:
İktidarlara hep yakın olmuş.
Yaşlanınca, arada nedamet getirir gibi yapmak işine geliyor herhal.
Hürriyet gibi bir gazetede özgürlükten dem vurmuş nedense.
“… hür olmayan düşünce düşünce değildir.”
Cumhuriyet tarihinde bin sol aydın içeri girmişse, 20-30 sağ aydın içeri girmiştir. Onlar da, ‘bak bunları da cezalandırıyoz lan’ göstermeliği ile…
Bunu yazmamış Akyol.
Akyol, taktırmış özgürlüğü, gidiyor da gidiyor.
“Topçu “hürriyet olmayınca, şuurun ve düşüncenin de manası kalmıyor” diyor.”
Bunu okura yazacağına, kendi kendine her gün aynada kendi yüzüne söylesin.
Sonrası, bildiğimiz muallaklık:
“Merhum Hocamız Nurettin Topçu, “ferdin hürriyeti”ni ve “idarenin davasını” savunur. Ziya Gökalp’in “fert yok, cemiyet var” anlayışını eleştirir. ‘Emir kulu’ zihniyetine karşı çıkar, “irade hürriyeti”ni esas alır.”
İdarenin davası varken, ferdin hürriyeti nasıl olamıyor, bunu neden yazmamış?
Son ki:
“En vahimi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır; böylesi ancak bağnazlık olur.”
En vahimi, beynini satmışlıktır. Kölelik-ötesi bir durumdur bu. Sağı da solu da böyledir bu ülkenin. Aydının göğsünde, ‘Tecavüz Coşkun’ değil, ‘Saten Alin Beni’ yazar.
Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla…
Seni cehalet bile kurtaramamış Akyol Efendi…

(2 Kasım 2017)

Hiç yorum yok: