Eleştirmenliğimin
realist anarşist ve/ya anarşist realist olduğuna karar verdim.
Naturalizm,
realizm, sürrealizm, bilimkurgu gerçekçiliği sıfatlandırma dizimde, kendimin
konumu ve sıfatı bu oluyor: Taa 1984’ten beridir böyle.
Nedir bu
ikisi?
Yukarıdaki
dizi; ister burjuva gerçekçiliği densin, ister sosyalist realist gerçekçiliği,
her biçimde Brecht-Adorno-Lukas-Benjamin toplamında seyrediyor. Bunlar da,
(bence epeyi alanda öyle olmasalar da) kendilerini bir biçimde marksist olarak
tanımlamışlar. Bu durumda, kendini anti-marksist biri olarak tanımlayan biri
olarak, onlarla aynı dizi içinde yer alamam. Kendi bireysel geleneğim ise,
anarşizm.
Bir de,
demokrat anarşist çizgim var. Bir de demokrat ateist çizgim var. Bir de, safkan
realizm çizgim var.
Bu
durumda, realizm konsensusunun ve ana akım tanımının dışına çıkıyorum epistemik
olarak.
Özellikle,
Cumhuriyet dönemi yazarlarını irdelediğim, çirkinlemeler ve negasyonlamalar
dizimin 2 kitabında da, tümüyle anarşist bir çizgideyim.
Ayrıca,
bu dörtlüyü burjuva anlayışında bularak da, herhalde anarşist çizgide
kalıyorumdur.
Asıl
biçim-içerik praksisimde anarşistim:
En
başından beridir, erkin anlatı arayışım, bana dili parçalattı, formları
parçalattı, anlatıyı parçalattı.
Paradigmatik,
dogmatik olmadım, kaçındım gibi bundan.
Bu
anarşist eleştirmenlik çizgimin açılımları için başlangıç bir metindi. Devamı
gelir mi bilmem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder