Çarşamba, Şubat 07, 2018

Afrin Bilançosu: 17 Gün

Başbakan Yıldırım şu açıklamayı yapmış:
"Önceki ay ve yıllardaki 700 binin üzerindeki saldırı ve tacizi saymıyorum, Zeytin Dalı operasyonu başladığı ilk günden bugüne, Hatay’a 60 Kilis’e 34 olmak üzere 94 roket ve füze saldırısı yapılmış. 7 sivil vatandaşımız şehit olmuş, 110 vatandaşımız yaralanmış. Türk Silahlı Kuvvetleri’miz, 538 belirlenen hedefi imha etmiş, 935 terörist de etkisiz hale getirilmiştir."
“Dün Afrin'de bulunan bir Türk tankı, PYD’li / PKK'lı teröristler tarafından vuruldu, hain saldırıda 5 askerimiz şehit oldu. Kilis'te 1, Afrin'de 1, Çukurca'da 1 olmak üzere, 3 asker de diğer saldırılarda şehit düştü. Böylece Zeytin Dalı Harekatı'nın 15. gününde 8 askerimiz şehit düştü. Suriye’nin Afrin kentindeki PKK / PYD ve IŞİD varlığına yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı’nda en çok şehit dün verildi. Harekatın 15. gününde 8 mehmetçik şehit oldu.”
16 asker şehit.
Bir muharebe için, olağan boyut.
Soru, muharebenin daha ne kadar süreceği. Herhangi bir sınır zaman verilmedi şimdiye dek.
“Sürecin uzaması, etkilerinin ve yankılarının genişlemeye başlaması, şimdilik sorunsuz görünen “mutabakat” zeminini zorlayabilir.”
Ama muhalefet de, süre vermiyor. Konu, gidişine bırakılmış gibi.
Asıl önemlisi şu:
Fırat’ın batısı, İdlib, Afrin derken, Afrikalı’nın kulübesine yağmurda sağ bacağını önce sokan ama sonra kulübeye yerleşen beyaz adam gibi olduk gibi…
O nedenle biz, IŞİD’in de bitmediğini, PKK’nin de baharda yeniden açık alana geri döneceğini, dolayısıyla TC’nin içeride 2, dışarıda 2 olmak üzere, (yeniden) 4 yönlü savaş vereceğini savlıyoruz.
2 önemli saptama:
Bir: Bu savaş, tüm tarafların işine geliyor. İşine gelmiyormuş gibi yapan tarafların (ABD’nin ve AB’nin) de işine yarıyor. Sonuçta, taşeron koruyucu askerlik yapıyor konumdayız ki bu süreç, taa Kore’den beridir böyle…
İki. Bu moment, Temmuz 2015 ile aynı moment ama o anki anlamına gelmiyor: O an (PKK, IŞİD, TC arasındaki) 6’lı kombinasyondaki tüm saldırılar yapılmıştı ve bir sonraki seçimin yapılacağı kesindi. Şu anda ise, seçimin yapılacağı belirsiz ve IŞİD’in geçici veya kalıcı yenilgisi nedeniyle, bir PKK-IŞİD açık veya saklı işbirliği sözkonusu ki biz, Dolmabahçe saldırısı ile bunun dolaylı olarak başladığı savındayız. Düşmanlarını kendine karşı birleştirmek, pek akıl karı bir taktik değildir, HDP-CHP birleşikliğini sağlamak bile öyledir. Üstelik kendindeki en az 3 odak birbirine girmişken.
Dolayısıyla toplamda biz en başından beridir sürekli taraf değiştiren kabile savaşı türünden savaş-çık-çık (muharebe-altı ölçekli / ölçütlü) bir savaş durumu tanımlıyoruz.
Tanımımız, son 20 aydır aynı. Ay be ayki tüm gelişmeler de bunu doğruladı.
Artı: AB kendini bölgede 2 yıl önce 0’ladıydı. Şimdi de ABD kendini 0’lıyor. Rusya ise, epsilonluyor ve muhtemelen bu ona yetecek. Bu panorama ise, savaşa son verici değil: Yokkutupluluk burada da geçerli yani.
Afrin türü savaşların ekonomik ölçeği / ölçütü küçüktür ama uzun vadede kümülatif yıkım getirir. Asıl önemlisi, yıkım kesindir ve son yıkımı epsilon etkili bir fiske bile sağlamaya yeter de, artar bile.
Yani AKP, 2019 sonrasında kalsa da dert, kalmasa da dert, orta vadede (2020 ertesinde) TC’nin çöküntüsü kesin oldu gibi. Bizce o enkaz, CHP’nin üzerine yıkılacak.
Afrin ve 17 gün bunu belirginleştirdi.
Not: 20 ay geçti, 2020 Ocak için 23 ay daha geçecek. Dolayısıyla bu öngörümüz, zamansal açıdan dengeli ve uygun diye düşünüyoruz.
Dipnot:
Metnin yazım günü akşamı 1 asker daha şehit oldu.

(5 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: