İşte bu
nedenle, disiplinlerarası ve çokdisiplinli alanlar, uzmanların eline
bırakılmıyor.
Alıntı:
“Epidemiyoloji:
Hastalık
ve ölümler, en önemli sağlık olaylarıdır. Hastalık ve ölüm dışında insan
sağlığı ile ilgili durumlara da örneğin evlenme, doğum, ilaç alışkanlıkları,
sigara, alkol, çevresel faktörler gibi insan sağlığı ile yakından ilişkilidir.
Bu yüzden, bu tür olayların incelenmesi de, epidemiyolojik yöntemlerle mümkündür.
Bir hastalığın ortaya çıkabilmesi için hastalık etkeni, o hastalığa duyarlı
kişi ve uygun çevre koşullarının olması gerekir. İşte hastalıklar bu üçlü
arasındaki ilişkiler / etkileşimler sonucunda gelişir, oluşur. Bu üçlüye
“epidemiyolojik üçlü” denir. Eğer, bu üçlüden en az biri uygun değilse,
hastalık ortaya çıkmaz. Kelime anlamı “salgın bilimi” olarak anlaşılmakla
birlikte “epidemiyoloji; toplumlarda sağlıkla ilgili durum ve olayların ve
bunları meydana getiren faktörlerin toplumda dağılımını inceleyen ve bu bilgileri
sağlık sorunlarının kontrolünde uygulayan bilimdir”. Bu tanım, epidemiyolojinin
sağlık sorunlarının çözümünde de kullanılmasını içermektedir. Epidemiyolojide,
hedeflere ulaşmak için epidemiyolojik araştırma yöntemleri kullanılır. Buna
göre epidemiyoloji, 3 bölümde ele alınabilir.
Hastalıkların-sağlık
sorunlarının;
1.
Dağılımı (tanımlayıcı epidemiyoloji): Hastalık ve sağlık olaylarının kişi, yer
ve zaman özellikleri açısından incelemeyi amaçlayan çalışmalardır.
2.
Nedenleri (Analitik epidemiyoloji): Neden sonuç ilişkilerini ortaya koymayı
amaçlayan çalışmalardır.
3.
Teşhis-tedavi-önlenmesi (deneysel epidemiyoloji): Üzerinde durulan konu ile
ilgili olarak, olaylara müdahale ve bunların sonuçlarını incelemeyi amaçlayan
çalışmalardır.”
Bu,
muhtemelen 40 yıl önceki falan bir tanım.
Bugünün
salgınbilimi, istatistik üzerinden daha çok matematiksel modelleme alanıdır. Popülasyon tıbbı gibi bir şey yani.
Öncelikle,
şu tanım geçersiz, onu belirtelim:
“Bir
hastalığın ortaya çıkabilmesi için hastalık etkeni, o hastalığa duyarlı kişi ve
uygun çevre koşullarının olması gerekir. İşte hastalıklar bu üçlü arasındaki
ilişkiler / etkileşimler sonucunda gelişir, oluşur. Bu üçlüye “epidemiyolojik
üçlü” denir. Eğer, bu üçlüden en az biri uygun değilse, hastalık ortaya çıkmaz.”
Hastalık
etkeni / nedeni denilen şeyin, illa ki 1 ve yalnız 1 olması zorunlu değildir.
Dinamik / kaotik neden-sonuç ağlarında limit
0 neden de, 1 veya 1’den çok sonuç (burada hastalık) yaratabilir (ki buna
çığ, domino, kelebek etkisi denmektedir).
Hiçbir
doktor kolay kolay, BM, WHO, eczacılık, demografik popülasyonsal tıp
istatistiklerini ve raporlarını, tıp tarihini okumaz. Doktor dediğin, kendini
uzman sayar ve olduğu yere çapa atar, 50 yıl da orada takılır kalır. Bu arada,
tıp bilgisi, her 5 yılda 2 katına çıkar, onlar için ne gam, diplomayı almışlar
bir kere. Meslek eğitimi denilen şey de, ilaç şirketlerinin her yıl 1-2 kere
verdiği, bedava turistik yolculuklardır onlar için.
Devam:
Burada
asıl püf noktası, hastalık kritik eşiği veya aktivasyon enerjisidir. Burada
determinist model geçersizdir ve yukarıdaki model deterministiktir. Yani
gerçekte aynı insan, aynı koşullarda bile, bir kezinde hasta olurken, diğerinde
olmaz. Çünkü insan bedeni, tanım olarak kendine özdeş değildir, statik
değildir, günde ağırlığının % 10’una varan (katı, sıvı, gaz olarak) madde
değişimi yaşar. Hiçbir doktor da, hastasına o gün (veya son günlerde) nerelerde
soluk aldığını sormaz. O soluk aldığı bölgenin özel tıbbi koşullarını da
bilmez. Merak da etmez. Türkiye’de de böyledir, Dünya’da da böyledir. Sonra Dr.
House modeli okullara girince de, klasik doktor hasedinden çatlar.
Gelelim
asıl derdimize:
Salgınbilim,
koruyucu hekimlik ve halk sağlığı birbirinden farklı şeylerdir. Arakesitleri de
vardır ama birbirlerine özdeş değildirler ve bu makale aşağı onları yukarı öyle
gibi saymış.
Halk
sağlığı tıbbı, önleyici / koruyucu veya tedavi edici olabilir.
Koruyucu
hekimlik, salgınlarla ilgili olarak da çalışabilir ama çalışmayabilir de.
Salgınbilim
ise, en geniş epistemik alandır. Genişletilmiş durumuyla, tüm felaket
durumlarının genel denklemini kurma arayışındadır. Ve her zaman, daha önce
bilinmeyen fazladan bir felaket tipi ortaya çıkabileceği için, hiçbir zaman tam
/ tamam bir bilim dalı olamayacaktır ve statikleşmeyecektir.
Salgınbilim,
en geniş durumuyla bir felaket yönetimidir. Felaketin / salgının öncesinde,
sırasında, sonrasında, çok farklı modelleme yapar ve tedavi açısından çok farklı
davranır.
Felaket
yönetimi ise, gelecekbilimin bir altdalıdır, tıbbi altdalı.
Bu
anlamıyla felaket öncesindeki salgınbilim, tıbbi
gelecekbilimdir. Eldeki salgın verilerinden, gelebilecek veya gelmekte olan
salgınları tahmin eder. Dünya’da, BM, WHO ve benzeri uluslararası kuruluşlar
aracılığıyla, bu hep yapılagelmekte. Enazından son onyıllarda. Örneğin, bir
global salgının maksimum % 5 global nüfus öldüreceği hesaplandı: Bu; kuş gribi
veya başka bir hastalık olabilir ama sonuç limit aynı olacaktır ama bunun
kaçınılmazlığı konusunda ciddi düşünce ayrılıkları var: Biz ise, içine
girdiğimiz ekonomik / tarihsel / global
çöküş döneminin bunun önkoşullarını çoktan hazırladığı ve önümüzdeki 50 yıl
için olasılığın % 51+ olduğu kanısındayız. Artı bilgi: AIDS için bu tahminler
abartılı oldu ve veriler yeniden düzenlendi, ancak bugün Sahraaltı Afrika
AIDS’e teslim olmuş durumda ve bu eboladan tut, artı daha başka birçok türde
global katliamcı virüsün oradan çıkması olasılığını tümüyle arttırıyor, çünkü çoklu hastalık salgınbilimi öyle tahmin
ediyor ve tarihte bunun en az 2 örneği kayıtlı.
Ara
şerh: Tıp terminolojisini tıpçıların koyması gerekmez, çünkü tıpçılar Türkçe
bilmezler: Ne konuşmayı, ne de yazmayı olarak. Burada açıkseçik görülen de o.
Tıbba aykırı veriler önesürülmüş.
Çünkü
bir doktor, hastalıklara asla ve kata bir hastanın gözüyle bakmaz, bakamaz,
özellikle de ölüme, bu tenise olaya bir hasta gözüyle bakıyor, profesyonel bir hasta gözüyle. Bunu
öğrenene kadar, bir doktor asla tam doktor değildir ve bizim doktorların %o
999’u bunu öğrenmeden emekli olur. O geriye kalan %o 1 de, diğerlerine dert
anlatana kadar fıtık olur ve cahilliğe teslim olup, işi bırakır.
Daha
önce de yazdığımız gibi, salgınbilim çoklu neden-sonuç ağları bunların
hipertekstini kullanır. Ecza, immünoloji ve tedavi hekimliği verileri önce ayrı
ayrı toplanır, sonra hepsi içiçe geçirilip, aralarında etkileştirilerek, yeni
neden-sonuç ilintileri ve olasılıkları aranır. Bunun için de, Dünya
insanlarının genetik atlasının
tamamlanması gerekir. Bizde ise, erkek hasta tedavi etmeyen kadın doktorlarımız
varken de, doktorlara bile, genlerinin çalınacağı takınağı ve şehir efsanesi
yutturulup durulur.
Bakın, 1
paragraf, kaç paragraf muhalefet şerhi yazdırdı?
Bu metni
de, kimsenin kaale almayacağını biliyoruz. Olsun biz, onları yazıp yazıp,
kenara tıbbi tarih şerhi olarak
bırakıyoruz. Bizim için yeterlidir.
Dipnot
ve çıkış:
Hastalık
ve ölüm, en önemli sağlık olayı değildir. En önemli sağlık olayı, sağlıklılık durumunun tam tanımlanmasıdır,
hastalıklılık durumunun değil. Sağlıktan hastalığı ve ölümü çıkarınca da bir
şeyler kalabiliyor ve bunlar, bunlardan hiçbiri olabiliyor, buna novum bilgi deniyor, yani yeni ve farklı
bilgi.
Salgınbilim,
bu birebirsizliğin ve özdeşsizliğinin epistemik kırılganlığının en açık olduğu,
tıbbi alanlardan birisi. Yani, en az deterministik olanı.
O
nedenle biz böyle, pozitivizme ve mekanik determinizme saplanıp kalmış
bilimi ve tıbbı, epistemik bataktan
çıkaracağız diye debeleniyoruz.
(4 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder