Çarşamba, Şubat 14, 2018

Murat Belge Negasyonu: 1 Kuram, Değil 1, Milyon Yaşamdan Daha Geniştir

1985-1990 gibi, gündelik yaşamın ve popüler kültürün eleştirmeni olarak Belge’yi usta saydım. O nedenle, gün gelip, onun kendini bu kadar aşağıya çekeceği, benim de onu bu denli değilleyeceğim aklıma gelmemişti.
Politikada değilledim, o ayrı konu. Politik düşüncelirimiz ayrı olabilir ama bu estetik. Estetikle ilgili epeyi şey öğrenmiştim ondan.
Artık yaşlanmışı geçmiş oyun dışına düşmüş.
En sona konabilecek bölümü en başa alıyorum:
“… hayat, her zaman kendi hakkındaki teorilerden daha geniş ve zengindir.”
Vah vah, vah vah ki ne vah vah.
Onun en baştan beridirki hatası şuydu:
Bir sosyoloji yapıtı, her zaman bir rokmandan daha kapsamlıdır ve insana ilişkin daha çok, daha gerçekçi, daha geçerli şeyler söyler. Belge ise, romanı daima sosoyolojik yapıtın önüne koydu. Kendisi edebiyatçı değil, insan bilimci iken bunu yaptı ve çifte hata eyledi.
Devam:
“Benim eleştiri tarzım için ilk söylenecek şey eklektik. Bana senin dünya görüşün nedir falan derlerse, Marksist derim. En azından, en çok Marksizm’den etkilenmiş bir kişiyim diye kendimi tanımlarım. O hâlde eleştiri yapacağım, Marksist eleştiri. Marksist eleştiri diye bir şey olduğunu da çok fazla düşünmüyorum. Marksistler eleştiri yaparlar. Ama Goldmann bir türlü yapar, Lukács bir türlü yapar, ben de böyle yaparım. Bunların hepsini birden kapsayacak ya da bazılarını dışarıda bırakıp öbürlerini içine alacak bir Marksist eleştiri tarzı diye bir şey olduğunu düşünmüyorum.”
Bu da geçersiz, eksik ve hatalı bir saptamalar dizisi.
Benjamin gündelik yaşamı, Brecht tiyatroyu, Adorno müziği, Lukacs romanı marksist marksist eleştirdi. Bunu görmemiş Belge, görememiş.
Artı ama Bloch, resmi marksist marksist eleştiremedi. Bakınız, kendisinin de çevirmenleri arasında olduğu Estetik ve Politika.
Artı Belge, asla ve kata marksist olmadı, olamadı. Bula bula Althusser’i bulduğu teorisyen diye. Henri Lebevre’i görmedi bile. Bakınız: Marksizm, Alan Yayınları.
Artı şunu da görememiş hiç.
Tüm marksist estetikçiler, 1871’de falan değil, ancak 1930’larda ortaya çıkabildiler. Bunların hiçbiri SSCB’den değildi. SSCB çizgisi bunları toptan üslupçu diye dışladı. Hiçbir SSCB’li estetikçi de çıkamadı.
Yani, bugün marksist estetikçi başusta saydıklarımızın hiçbiri, ana akım marksistleri tarafından marksist sayılmadı. Adamlar, Eisenstein’ı bile gerçekçi bulmadılar, o kadar yani.
Bizim bakış açımızda da bunlar, bildiğimiz burjuva gerçekçileri. Sonuçta, realizmi de, naturalizmi de, marksistler değil, burjuvalar icat etti. Hala geçerli olan bir gerçek var: Marx’ın kendisi dahil ana akım marksistlerin hiçbiri sanatı ciddiye almadı ve hala almazlar da, hangi çizgide olurlarsa olsunlar. Politik deterministtirler toptan. Bizse, avangard sanat deterministi sayılırız.
Yani Belge, sanata, avangard sanata ve estetiğe hiç ikna olmadı, olamadı.
Bu açıdan kendi estetikçiliğini değilledi kendi kendine.
Devam:
“Bunların hepsi, meşhur fil fıkrası gibi, edebiyat sanat denen şeyin bir tarafını tutuyorlar. Biri hortumunu tutmuş hortum gibi diyor, biri ayağını tutmuş sütun gibi diyor. Filin bütününü anlatmıyor dedikleri ama “Hayır, öyle değil” diyecek hâlimiz de yok; hortumu da var sonuçta, bacağı da var.2
Öyle değil. Bütüncül burjuva eleştirisi de var, marksist eleştiri de var.
Onları aşmış aşkın estetikçiler de var.
Tüm sanatları birarada eleştirenler de var.
Yani Belge, belki 30 yıldır sanat kuramlarını izlememiş gibi konuşmuş.
Yani Mandel, alt-roman dalı sayılan polisiye romanın marksist eleştirisini yapabilmişse, bu bilimkurgu veya diğer sanat-altı sayılan alanlar için de böyledir demektir.
Ki Belge’nin kendisi arabeski, hiç de marksist açıdan irdelemez, tarihsel ve toplumbilimsel olarak bile irdeleyememiştir. Taşrayı, gecekonduyu, zenginkonduyu, varoşu açımlayamamıştır ki arabeski bunların içine oturtabilsin, devamında repe geçebilsin.
Anladığımız Belge’nin takvimi 1975 gibi istop etmiş.
Onu en açıkseçik negasyonladığımız nokta da bu.
40 küsur yıldır tarihin, estetiğin, yaşamın dışında kalmış. Bildiğimiz mumya veya fosil kendisi. Beyin zombisi.
Diğerleri gibi.
Aşağı yukarı tüm yaşlı eleştirmenler gibi.
Evet.
Kuram, geçmişi ve şimdiyi açımlar. Yetmez, geleceği de açımlar. Gelecekbilimsel estetikçi olarak biz bunu 20 yıldır açıkseçik olarak yapıyoruz ve yazdıklarımızı yayınlıyoruz.

(12 Şubat 2018)

Hiç yorum yok: