Düzeltmeler
ve düzenlemeler:
Projenin
başlığı uygun, üretimi için yer ve zamanın kültürolojik koşulları da uygun.
Ancak,
ters giden bir şeyler oldu. Kuburkent İstanbul, ayda 100 tane üretilir iken, bu
proje ayda 50 tane hız kazanamadı.
O
nedenle, oturup tümdengelimsel bazı içerikler ve kadrajlamalar / formlamalar
tasarlamamın gerekli olduğuna karar verdim. Yani, tümevarımsal olarak gelişine
çekme işi burada yürümedi ama Kİ’da yürümüştü, hatta neredeyse umduğumun 10
katı hızda yürümüştü.
Gelelim
batan geminin ve budalalığın simgesel-görsel
örneklerine:
Renkli
giydirilmiş ve gözlük takılmış köpek bunu simgelemeye çok uygundu. Çünkü bu,
göreli yeni bir moda. Batı’da daha önce vardı ama bizde yeni moda oldu.
Afrin
Savaşı’nın gündelik yaşama izdüşümü yok, henüz olmadı yani. Bunu ne
çekebiliyorum, ne tahayyül edebiliyorum henüz.
Savaşla
ilintili en keskin örnekse, ortalığa atılıp saçılan, tam ekmekler, çöp
poşetleri dolusu hem de, bütün bütün ve hiç el sürülmeden hem de. Açlık
koşullarında hem de. Ama bu çok dolaylı bir simge ki zaten barış koşullarında
da aynısı yapılıyor.
Ek not:
Bunun, Grosz Efekti olarak, kerhanedeki çıplak orospulardan daha anlatıcı ve
daha dışavurumcu olduğu kanısındayız.
Anımsadığım
kadarıyla 55 yıldır evde bayat ekmekleri hep ben yerim. Benim açımdan yeni bir
olgu değil bu.
Farklı
olan bayat ekmek sunumu; dilimlenmiş, her çeşit, hatta kızartılmış paçal torba:
Bunu lokantalar çaycı Hasan’a veriyor, o da artanı bana veriyor.
Bir de,
Furkan’ın verdikleri var. Onlar standart. Bildiğimiz, tam fırancala ekmek tipi.
Demek ki
belki bunların karşılaştır-karşıtlaştır’ları olabilir.
(Bak,
düşününce nasıl da buluyor insan.)
Aslına
bakılırsa, bir de Levent Aslı Fırın’daki 1983 tarihli ekmek çeşitleri görseli
gerekli. Daha liberalizmin başlangıcında, 20 çeşit ekmek. Ki o çeşitleri
İstanbul’da hala görmüyorum: Sütlü, acı pul biberli ama neredeyse tam torba
kadar ekmeğin içine sürülmüş.
Sıcak ve
taze sütlü beyaz ekmeğin içinde tereyağı eritirdik: İşte, bunu
görselleştirebilmek isterdim ama bu reklam bayağılığına girer.
Ancak,
ekmeğin bu abartısı ve lüksselleştirilmesi,
diğer birçok malda yok ve ekmek fakirliğin simgesidir hala.
Demek ki
‘lüks x elzem’ üzerinden bir ikilemleme ve kontrastlama uygun gidecek.
Ek not:
Ekonomide hala neyin lüks, neyin gerekli olduğu tartışılır.
Düşünelim
o zaman:
2018
Şubat itibarıyla insanlar, neyi çok abartıyor ve neyin cılkını çıkartıyor?
Günün
fotoğraf içeriği / konusu sorusu bu bizce.
Ek:
En
normal kadınlar bile, seksi sunumun
cılkını çıkarır. Ancak, o minik jestler, fotoğrafla değil, sinemayla
verilebilir ve o da epeyi zor olarak.
Fotoğraf
ise, statik, pozsal, duruk sunumlara yönelik.
Saç
boyama değil, o eskidi.
Tayt
değil, o çok eskidi.
Frijid-0
tipli bedenden uzaklaşma var ama bu nasıl anlatılır hiç bilmiyorum.
Mart ayı
geldi, kadınlar seksi daha da abartacaklar. Belki 1-2 ipucu yakalar ve
gözlerim.
En sonki
muffinli sıkmabaş imajı güzeldi.
Onun gibi bir şey yani.
Kuyumcu
vitrini seyreden eğitimli kadınlar konusu beni hep çeker ama bunu da hiç
yakalayamadım. Ki zaten sopa yeme olasılığım da var, bunu çekeceğim diye.
Yeni
bahar giysi modasını bilmiyorum. Belli değil bile olabilir hala. Çünkü son
yıllarda yeni tarz uydurmakta zorlanıyor modacılar.
Yinelemeleri
vermekse, fotoğraf olarak yine beni aşar, reklama girer.
Sonuçta,
soru kipi iyi. Sormaya devam.
(23 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder