Cuma, Şubat 16, 2018

Suriye’de Noluyo Yav?

Gerçekten böyle olmaması gerekirdi ama ne yazık ki böyle.
Rusya diyor ki:
“Lavrov, “ABD’nin silahlı güçlerini kullanarak, Suriye’de sonsuza dek kalmayı içeren bir stratejisi olduğuna inanıyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal ederek, büyük bir parçasını ülkenin kalanından ayırmaya hazırlanıyorlar” dedi.”
İran diyor ki:
“Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'tan Suriyeli Kürtler’e: ABD sizi maşa olarak kullanıyor, yarı yolda bırakacak.”
ABD diyor ki:
“Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Brüksel’de bir araya geldiği ABD Savunma Bakanı James Mattis’in ‘YPG’yi PKK’dan ayırıp birbirleriyle savaştırmayı’ önerdiğini açıkladı.”
Bunların değil hepsi, birisi bile doğru olsa, ortalık kan gölüne dönecek demektir.
Savaş şimdiden onyıllara yayılmış demektir.
Bundan dolayı da, herkes kaybedecek demektir.
Ortalık gerçekten Vietnam’a döndü demektir.
Ara şerh:
Vietnam, Batılı emperyalistlere karşı, 15 yıl savaştı. Önce Fransa’yı, sonra ABD’yi askeri olarak yendi. Yıl 2000 gibi de, ÇÜŞ’lerde emekçilerine ayda asgari 25 dolar ücret verdirerek, o ABD emperyalizmini ülkesine geri soktu. Hesapça Vietnam, hala komünist rejimde. O nedenle, işlerin askeri, iktisadi, siyasi yanlarına birlikte bakmak gerekli.
Bu arada başka gerçekler de var:
Kuzey Irak’ta referandum ertesinde çıkan askeri durumlarda, Kürt askerleri birbirine silah da çektiler, birbirine ihanet de ettiler.
En eksik bilgi şu:
Ne kadar değişirse değişsin, Suriye’deki ana kabile gruplarının yönelimleri. Eğer olay, şu an itibarıyla Libya’daki düzeye geldiyse, Batılılar oradan tası tarağı toplayıp tüyerler. O kesin.
Suriye’de istikrar olmayacağı da kesin.
Bazı ÖSO gruplarının TC’ye de ihanet ettiği de kesin.
Savaşa bak savaşa:
Kimin eli, kimin cebinde?
Şu kesin:
ABD ve Rusya, orada kesin üs sahibi oldu.
Şu da kesin:
Başkalarını birbirleriyle savaştıracaklar, birbirleriyle savaşmayacaklar.
Şu da kesin:
Olay, petrol ve doğal gaz ekonomisinden çıktı.
ABD, Suudi Arabistan’ı şöyle batırdı:
11 Eylül’de onun parmağı olduğu kesinleşti. ABD de 15 yıl gibi bir süre içinde, ülke ekonomisini kardan trilyon dolar düzeyinde zarara geçirdi ve 2 trilyon dolarlık fonun kurulmasını, bir tür iç darbemsilerle geciktirip, onu da yarıladı veya çeyrekledi. Suudi Arabistan da, toplam 3 trilyon dolarlık zararın altından kalkamadı. Şimdilerde iç darbemsilerle eyleşiyorlar.
Suriye ise, Suudi Arabistan’ın onda biri olmayan bir ekonomiye sahipti ama o bile artık 0 veya ekside.
İşte bu, Barrett’in ABD kölesi olmayanları yok etme ve Yeryüzü’nden silme mantığıyla çakışıyor ama o da, tıpkı 11 Eylül ertesi haçlı seferi veya 1980 tipi yüksek teknolojili savaş gibi çoktan yenilip gitti: ABD, birileri tüketmeden süremez ve ABD, artık o müstakbel tüketicileri öldürmeye başladı.
ABD, şunu yaptı, bunu yaptı ama Dünya’nın nüfusunun pek pek yalnızca yarısını köleleştirebilirdi. Onu da Akemenidler, MÖ 500’de bile düşük teknoloji ile becerebilmişlerdi.
Sümerler’i de savaş bitirdi, Roma’yı da, Osmanlı’yı da.
1950’den beridir de, ABD’yi bitiriyor. Daha doğrusu ABD, kendi çıkardığı savaşlarla kendini bitiriyor.
Bu açıdan bakınca ABD, çok hızlı çıkıp çok hızlı inen, Dünya fatihi Moğollar gibi oldu: 1945’te 1 nolu güç, 2015’te değil ve teknolojide 2018 itibarıyla ortalama ikincilikten de aşağıda. Askeri gücü ise, yalnızca şehir efsanesi, bir zamanların yenilmez armadası İngiltere gibi: İngiltere 1944’te 1 nolu idi, 2015’te belki 10 nolu, belki değil idi. Şerh: Onun durumunda 1 noluk, 1900’de ikincinin 5-10 katı olmak iken, 1945’te birincinin en çok yarısı durumuna düşmek idi, yani tarihin göreli en ivmeli inişini gerçekleştirdi ama daha uzun sürede, 120 yıl diyelim.
Anımsayalım:
Kore’de 1 milyon Çinli asker öldü ama ABD yenildi.
Vietnam’da en az 100 bin SSCB askeri vardı ve ABD yenildi.
1980 Orta Amerika’da Mossad ve FKÖ vardı ve bu, bir savaş parodisi idi.
ABD, Afganistan’ı Dünya’nın en fakir ülkesi yaptı ama en büyük uyuşturucu üreticisi de yaptı. Vietnam’ı da benzeri biçimde.
Buradan çıkan sonuç şu:
Suriye ve Irak, her tür uyuşturucu üreticisi (fabrikasyon imalatçısı) oldu, oluyor, olacak. TC’nin güneydoğusu bu hesaba dahil.
Interpol ne derse desin, Dünya mafyası büyüdü, büyüyor, büyüyecek.
Yeni öğrendik ki mafya politikacı satın almayı zaten 1880’de bile yapıyormuş. 2018’de de fark noke yani.
Ama tarih gösteriyor ki bir noktadan sonra hepsi çöküyor, çünkü birbirlerine giriyorlar. Pastayı paylaşma çabasında pastayı kubura düşürüyorlar yani.
Dolayısıyla biz, İran’ın, Rusya’nın, ABD’nin bu absürd Suriye abuksamalarını bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz:
Kendini de bitiren akıl batması

(17 Şubat 2018)

Hiç yorum yok: