Gerçekten
böyle olmaması gerekirdi ama ne yazık ki böyle.
Rusya
diyor ki:
“Lavrov,
“ABD’nin silahlı güçlerini kullanarak, Suriye’de sonsuza dek kalmayı içeren bir
stratejisi olduğuna inanıyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini
ihlal ederek, büyük bir parçasını ülkenin kalanından ayırmaya hazırlanıyorlar”
dedi.”
İran
diyor ki:
“Hizbullah
lideri Hasan Nasrallah'tan Suriyeli Kürtler’e: ABD sizi maşa olarak kullanıyor,
yarı yolda bırakacak.”
ABD
diyor ki:
“Savunma
Bakanı Nurettin Canikli, Brüksel’de bir araya geldiği ABD Savunma Bakanı James
Mattis’in ‘YPG’yi PKK’dan ayırıp birbirleriyle savaştırmayı’ önerdiğini
açıkladı.”
Bunların
değil hepsi, birisi bile doğru olsa, ortalık kan gölüne dönecek demektir.
Savaş
şimdiden onyıllara yayılmış demektir.
Bundan dolayı
da, herkes kaybedecek demektir.
Ortalık
gerçekten Vietnam’a döndü demektir.
Ara
şerh:
Vietnam,
Batılı emperyalistlere karşı, 15 yıl savaştı. Önce Fransa’yı, sonra ABD’yi
askeri olarak yendi. Yıl 2000 gibi de, ÇÜŞ’lerde emekçilerine ayda asgari 25
dolar ücret verdirerek, o ABD emperyalizmini ülkesine geri soktu. Hesapça
Vietnam, hala komünist rejimde. O nedenle, işlerin askeri, iktisadi, siyasi
yanlarına birlikte bakmak gerekli.
Bu arada
başka gerçekler de var:
Kuzey
Irak’ta referandum ertesinde çıkan askeri durumlarda, Kürt askerleri birbirine
silah da çektiler, birbirine ihanet de ettiler.
En eksik
bilgi şu:
Ne kadar
değişirse değişsin, Suriye’deki ana
kabile gruplarının yönelimleri. Eğer olay, şu an itibarıyla Libya’daki
düzeye geldiyse, Batılılar oradan tası tarağı toplayıp tüyerler. O kesin.
Suriye’de
istikrar olmayacağı da kesin.
Bazı ÖSO
gruplarının TC’ye de ihanet ettiği de kesin.
Savaşa
bak savaşa:
Kimin
eli, kimin cebinde?
Şu
kesin:
ABD ve
Rusya, orada kesin üs sahibi oldu.
Şu da
kesin:
Başkalarını
birbirleriyle savaştıracaklar, birbirleriyle savaşmayacaklar.
Şu da
kesin:
Olay,
petrol ve doğal gaz ekonomisinden çıktı.
ABD,
Suudi Arabistan’ı şöyle batırdı:
11
Eylül’de onun parmağı olduğu kesinleşti. ABD de 15 yıl gibi bir süre içinde,
ülke ekonomisini kardan trilyon dolar düzeyinde zarara geçirdi ve 2 trilyon
dolarlık fonun kurulmasını, bir tür iç darbemsilerle geciktirip, onu da
yarıladı veya çeyrekledi. Suudi Arabistan da, toplam 3 trilyon dolarlık zararın
altından kalkamadı. Şimdilerde iç darbemsilerle eyleşiyorlar.
Suriye
ise, Suudi Arabistan’ın onda biri olmayan bir ekonomiye sahipti ama o bile
artık 0 veya ekside.
İşte bu,
Barrett’in ABD kölesi olmayanları yok
etme ve Yeryüzü’nden silme mantığıyla çakışıyor ama o da, tıpkı 11 Eylül
ertesi haçlı seferi veya 1980 tipi yüksek teknolojili savaş gibi çoktan
yenilip gitti: ABD, birileri tüketmeden süremez ve ABD, artık o müstakbel
tüketicileri öldürmeye başladı.
ABD, şunu
yaptı, bunu yaptı ama Dünya’nın nüfusunun pek pek yalnızca yarısını
köleleştirebilirdi. Onu da Akemenidler, MÖ 500’de bile düşük teknoloji ile becerebilmişlerdi.
Sümerler’i
de savaş bitirdi, Roma’yı da, Osmanlı’yı da.
1950’den
beridir de, ABD’yi bitiriyor. Daha doğrusu ABD, kendi çıkardığı savaşlarla kendini bitiriyor.
Bu
açıdan bakınca ABD, çok hızlı çıkıp çok hızlı inen, Dünya fatihi Moğollar gibi
oldu: 1945’te 1 nolu güç, 2015’te değil ve teknolojide
2018 itibarıyla ortalama ikincilikten de aşağıda. Askeri gücü ise, yalnızca
şehir efsanesi, bir zamanların yenilmez armadası İngiltere gibi: İngiltere 1944’te
1 nolu idi, 2015’te belki 10 nolu, belki değil idi. Şerh: Onun durumunda 1
noluk, 1900’de ikincinin 5-10 katı olmak iken, 1945’te birincinin en çok yarısı
durumuna düşmek idi, yani tarihin göreli en ivmeli inişini gerçekleştirdi ama
daha uzun sürede, 120 yıl diyelim.
Anımsayalım:
Kore’de
1 milyon Çinli asker öldü ama ABD yenildi.
Vietnam’da
en az 100 bin SSCB askeri vardı ve ABD yenildi.
1980 Orta Amerika’da Mossad ve
FKÖ vardı ve bu,
bir savaş parodisi idi.
ABD, Afganistan’ı
Dünya’nın en fakir ülkesi yaptı ama en büyük uyuşturucu üreticisi de yaptı.
Vietnam’ı da benzeri biçimde.
Buradan
çıkan sonuç şu:
Suriye
ve Irak, her tür uyuşturucu üreticisi (fabrikasyon imalatçısı) oldu, oluyor,
olacak. TC’nin güneydoğusu bu hesaba dahil.
Interpol
ne derse desin, Dünya mafyası büyüdü, büyüyor, büyüyecek.
Yeni
öğrendik ki mafya politikacı satın almayı zaten 1880’de bile yapıyormuş. 2018’de
de fark noke yani.
Ama
tarih gösteriyor ki bir noktadan sonra hepsi çöküyor, çünkü birbirlerine
giriyorlar. Pastayı paylaşma çabasında pastayı kubura düşürüyorlar yani.
Dolayısıyla
biz, İran’ın, Rusya’nın, ABD’nin bu absürd
Suriye abuksamalarını bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz:
Kendini de bitiren akıl batması…
(17 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder