Öncelikle
bu, Dünya’nın genel durumu: 3. Dünya Savaşı yerine 3. Dünya Savaşçıkları
olarak, göçmen ve AB nüfusu çatışmasının faşizmi, cihad x haçlı seferi
üzerinden engizisyon, tarihin 1920’ler türü yinelenmesi ve artı genel global
politik absürdleşmesinin (Trump gibi) diktatör parodileri yaratması, artı
Fransa örneğinde olduğu üzere, cüzdanı sağdayken vicdanı sağda olanların,
cüzdanı sola kayınca vicdanının sağa kaymasının itelediği bir tür diktatörlük
eğilimi / arzusu (ki bu Macron’u ve AfD’yi yarattı) birleşimi bir durum bu.
Türkiye
de, 1983 ertesinde girdiği neo-liberal oyundaki ekonomi denizinin (tüketim
olanağının) bitmişliğinin ve artı 1,5 trilyon dolar borcun ve artı 10 yıldan
öteye ittirilen AKP uzatmalı iktidarının birleşik katkısıyla bundan payını
aldı. Penguen kapağındaki espride olduğu gibi, Erdoğan’ın Baykal’ı ve CHP’yi
biraz daha sağa, biraz daha sağa ittirmesiyle, 2011 seçimlerinden beridir,
meclisteki tüm partiler sağcı oldu çıktı, hem şeriatçıya yakın dinci, hem de
uca varan milliyetçi olarak.
1968’in
50 yıl ertesinde, Dünya bu kadar sağa kadar geldi. Bir süre sonra yeniden sola
salınır. Burada kesin bir süre tahmini veya kehaneti yapmak sözkonusu değil.
Yalnızca, şu an savaş herkesin işine geliyor, o kesin. Savaşa karşı durmak da,
seçmen yitirme ve meclise girememe cesareti gerektiriyor, o da bizim
partililerde yok.
Bizim
kısa sonul çıkarımcık olarak buradan hareketle söyleyebileceğimiz şey, 2019’da
CHP başa geçse bile, ne başkanlıktaki / yarı diktatörlükteki, ne de savaş genel
koşullarındaki gidişatta herhangi bir ana yön kayması olmayacağı ve olamayacağı
yönünde.
O
nedenle de, en az 3-4 yıl tam siper saklanmak gerekli. Eğer sağ kalabilirsek,
2. Cumhuriyet’i yine biz 1968’li ve 1978’li tekne kazıntıları kuracağız.
Yurtdışına kaçan kaçtı ve kurtuldu çoktan zaten.
(25 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder