En sonki
en başta:
14-41
yaş arasıki kendi-değil, erkek, insan-değil, 58 yaş itibarıyla; kendi,
erkek-değil, insan bakışımına geçti gibi ama ne dirimsel, ne de zihinsel
erkekliğimden vazgeçmek gibi, en küçük bir eğilimim yok. O nedenle, kendi
varlığıma aykırı davranacağım. Erkekliğimi bıraktığım an, kadınlar beni
öldürürler çünkü: Yani, bir biçimde bu yaştan sonra onları yöneteceğim.
Yeniden
başa dönelim:
Afektif-donatif
x kognitif karşıtlığım.
Ek: Bu,
en başlarda genel bir davranışsızlık, sıfır davranışlılık, katastrof kuramının
sabit sayılı sıfırıncı durumu gibi örnekler demek oldu.
İd-süperego
başaşağılım.
Çokparçalılık / çokkişilikçiklilik ile normal insansal bütün-kişi karşıtlığım.
Biri, parça sayısı sonsuza giden ama toplamın sabit bir dizi olarak, 40 yılda
falan ikincisine limitlendi değer olarak. Ki bu yeniden insan olmak demek de oldu.
Standart
biyografiye karşıki astandart nekrografim.
Ek:
Burada çok sayıda farklı ölme ve epsilon sayıda yenide doğma biçimlerini
literatüre ekleme önemli.
İç x dış
yolculuk poliyalektiklerim.
Ek 1:
Burada, tao’dan çok, ma sözkonusu ve benim ikisinin farkını 1986’da yazmış
olmam gerekirdi ama 2018 itibarıyla bunu hala yaz-a-mamış durumdayım.
Ek 2: İç
yolculuk, bana Batı’dan çok Batılı olma olanağı verdi, çünkü reel bir Batılı
dış yolculukla Doğu’ya giderken batılılığını yitirdi. Ancak bense, olduğum
yerde kalarak, bilim, sanat, düşün Batılı’sı oldum. Ancak, 2001-2010 arasında
bir noktada Doğu-Batı geçici veya kalıcı olarak ayırtsızlandı ve bu da
bildiğimiz cihad x haçlı seferi diyalektiği üzerinden işletildi.
Geçmişbilimde
de, gelecekbilimde de eksi varlık durumum. Bu; bir tür zamandışılık,
şizofrenlik, zamanı durdurma ve bölünmez
anlar içinde yitme demek.
Ek 1: Bu
bana tarih ve fütüroloji sentezini ilk ve en iyi yapan insan bilimci olma
olanağı sağladı yan ürün olarak.
Ek 2:
Ancak son 2-3 yıldır kesin emin olabilsem de, bu tuhaf zaman yapım, bana
zamanı, yani geleceği bükme ve geleceği yaratma olanağı verdi. Şerh: Benim
umacağım gelecek beni içermedi. Bu geleceği yarattım ama beni içersemeyebilir
ve yalnızca mantığımla böyle yaptım, hissimle değil.
İşte,
son cümledeki his benim eksi varlığım:
Ancak ve
ancak, konmuş koşullar nedeniyle, eldeki varlıkları negasyonlayarak ve
simetrikleyerek efor gösterebilme ama bu da, kavram kayması yarattı.
Gerçek
eksi varlık, vardığım menzilde, ne ma, ne de kendiminkisi.
Ancak,
Homo Posterus’un 2001-2020 koşullarında bir eksi varlık kategorisi olduğu
kesin. Yani, benim reel eksi varlığım
şimdilik o.
Ek:
Burada bilimkurgu-gelecekbilim ve kurmarca-gerçek sentezleri ve praksisleri
alıntılamaları ve yaratıları olmasaydı, bunları dilegetiremezdim, çünkü konu
hala bilimkurgu söylem düzleminde bir yerlerde. Sonuçta, ikircikli taoist anarşizm bir bilimkurgu kavramı, gelecekbilim
kavramı değil hala, 40 küsur yıl sonra bile öyle.
Tüm
bunları, eksi varlık üzerinden veya değil, reel yaşama ve kültüre izdüşürdükçe,
ölmeden önce, sanırım bazı izlekler çizebilmiş olacağım. Bu da benim asıl reel mirasım olacak. Hatta Post-Homo Posterus olarak bile hesaba
dahil burada, çünkü ben buradan bakınca, onun da ardını görebiliyorum. En
azından özdek-değil, canlı-değil, zeka-değil ve artı -öte, -öte, -öte olarak.
Nokta.
Es.
(25 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder