Önce,
kolaylık olsun diye, sağcılığın ne olduğunu Wikipedia üzerinden belirtelim:
Bir:
Hegemon sınıfların hegemonluğunun bekasını savunur.
İki:
Muhafazakardır, yani bir şeyleri korur, o da daha çokça ve açıkça güçlülerin çıkarlarıdır.
Üç: 3.
ve N. Dünya için, mandacılıktır, vassalcılıktır, montaj sanayiciliktir, sömürge
valiliğidir, şudur budur.
Dört:
Dini de, milliyetçiliği de kullanır, başka diğer muhafazakar değerleri de:
Kutsal aile, mono-hetero seksizm, mülkiyetçilik, vd.
Ancaak:
Bir:
Yine de görelidir. 19. Yüzyıl İngiltere’sinde, radikal, liberal, muhafazakar
partiler vardı: Yani, 3 diyalektikli 1 triyalektik vardı ortada: Asıl başlangıç
veri tabanı tanımı budur, günümüze kadar yani. 1980 ertesinde ise;
muhafazakar-liberal, milliyetçi-liberal, dinci-liberal gibi, ne deve, ne kuş
melez kavramlar icat edildi.
İki:
Kaypaktır, hem de feci kaypaktır. Bu; Demirel için de böyleydi, Özal için de böyleydi,
Erdoğan için de böyle. Demirel ne demiş?: Dün dündür, bugün de bugün.
Şimdilerde ABD’de Trump da öyle kaypak. Eskiden ise sağcı politikacı, onyıllar
boyunca aynı kalan rijid bir
yapıdaydı.
Üç.
Hepsinin ortak yanı aynı ama: Deniz hep biter / bitirilir, çünkü sömürü,
sömürülecek şey öldüğü için, geçici olarak biter. 2015’te de bitti. Yani sağcı,
sömürgendir, hem de kene-tenya kadar.
Şimdi
gelelim abuksamalara:
“sağcılık
toplumsal eşitsizliği kaldırmayı ve hiyerarşiyi yok etmeyi amaçlayan bir
ideolojidir.”
Bu
arkadaşın nickname’ini de verelim:
“gunumuz
aylagi”.
Bunun
gibiler yüz binlerce olduğu için, burnumuz kuburdan çıkmıyor işte.
Adam, sağcılığın peşinde olduğu şeye karşı
olduğunu önesürebilecek denli, cahil.
+
“hani
kralın sağında olanlar var ya... işte sağcılar onlar oluyor. onlara gelenekçi deniyor
aslında. mevcut toplumsal, ekonomik, siyasal düzenin devamından yana olanlar.
mutlu olanlar.”
Bu,
yaklaşmış ama eksik ve kulaktan dolma bilgili.
Bu,
klasik sağ-sol söylemi, Fransa Devrimi ertesinde, krala taraftar ve karşı
olanların mecliste oturduğu tarafla ilgili. Ama bir şey daha var: Bir süre
sonra, yer değiştiriyorlar: Krala karşı olanlar kralı geri istiyorlar ve tersi
de. Zaten devrim ertesinde kral da geldi, sonra diktatör de. Yazmak için, önce
tarihi okumak gerek yani.
+
Şimdi
abuksamayan ve soru kipindeki başlangıç arkadaş:
“türkiye'de
"sağcılık" terimi genellikle din tabanlı siyaset güden partiler için
kullanılıyor. hatta sağcı olmak için sadece ümmetçi olmanıza gerek yok: türk
milliyetçiliği de yapsanız sağcısınız, hiçbir milliyetçiliğe tahammülü olmayan
salt islamcı bir ideolojiye sahipseniz de "sağcı" olarak
nitelendiriliyorsunuz.”
Buraya
kadar tamam. Zaten gelenek tanım öyle. Batı için de hala öyle. Adamların
partilerinin adında Hristiyan var. Bizde Müslüman sözcüğünü bir parti adında
kullanmak yasak.
Devam:
“peki,
kendini herhangi bir dine mensup hissetmeyen, ya da güttüğü siyasi politika
içerisinde "din" olgusunu hiçbir bölüme koymayan, "seküler
milliyetçilik" ve "ulusalcılık" hangi klasmana giriyor?”
Öncelikle
şu:
Ateist
ayrı, laik ayrı.
Seküler,
din olgusunu hiçbir bölüme koymaz değil, belli bir bölüme koyar. Laik ateist
olmaz, laik Müslüman olur. Ateistin
ateizmi yaşamın içinde kurumsal olarak nasıl yerleştireceği, laiklik
söylemi içinde yer almaz, herhangi bir yerde yer alır mı, o da ayrı konu.
Dolayısıyla
seküler milliyetçilik de, ulusalcılık da, sağcı ve muhafazakardır.
Sağcı
olmayan muhafazakar ve tersi var mı peki?
Faşist anarşistler ve faşist ateizmler var ama o kavramlar, bu alaturka ergenlerin
beynini yırtar.
En
önemlisi şu:
Bugünkü
TBMM’deki 4 parti de, sağcı ve muhafazakardır. Klasik tanımında yani. Örneğin,
bugünkü koşullarla ve tanımlarla savaşın
lehinde bir sosyal demokrat parti olmaz ve CHP de sosyal demokrat falan
değil. Ecevit, 1974’te Kıbrıs Savaşı’nı yaptığı an, aynısını yaşadı.
+
Abuksamaya
devam:
“türkiye'de
"mevcut iyi" diyen en az 50 milyon insan olmasına ne diyorsunuz?”
Bunun
sağla solla ilgisi yok. Bunun satılık oyla, lümpen kitleyle, sürü
psikolojisiyle ilgisi var. Bu soru-tanım, konuyla ilgili değil yani.
+
“sağcılık
muhafazakarlıktır, ırkçılık, ben merkezciliktir.”
Bu da
başka bir cehalet olmuş.
Her
sağcı ırkçı değildir. Çoğu sağcı ırkçı değildir. Epeyi sağcı çoğul kültürcüdür,
onlarca yıl birlikte yaşayan Müslümanlar ve Hristiyanlar gibi.
Benmerkezlilik
ise, daha çok anarşistlere atfedilen bir niteliktir. Sağla hiçbir ilintisi
yoktur. Çünkü sağcılık ve birey olma, birbiriyle çelişkilidir: Bunu Oğuz Atay
da yaşadı, Ahmed Hamdi Tanpınar da, bugün hala okunuyor olmalarının nedeni de
sağcı gençlerin aynı dertten muzdarip olmaları.
+
“milliyet
ve din gibi toplumu birleştiren kavramları barındıran en genel kapsayıcı
ideolojidir.”
Çook
eksik ve hatalı bilgi.
İlk
ulus-devleti kurma çabası, devrimden ve devrimcilerden geldi: 1793 gibi, Fransa’da
tek Fransızca peşine düştüler. Yıl 2018 ve Fransa’da hala 5 dil var.
+
Toparlama
ve çıkış:
Ekşi
Sözlük benim için ezeli-ebedi ergenlerin bilgi ve zeka ayırtsızlıklarının en
iyi sergilendiği sosyal medya ortamı. Twitter bile bunu beceremedi. Çünkü
nedense Sözlük’çüler, kendilerini evlerinde hissettikleri için olacak, burada
daha rahat sıçıp sıvıyorlar: Abuksa babam abuksa.
Çok
basit:
Tüm bu
kavramlar, Türkçe Wiki’de adıyla sanıyla aynen var. İnsan yazmadan önce,
‘nedir? / ne değildir?’ diye bir açar bakar.
Onları
anı anına gündem belirliyor. Bugün yazdığının tam tersini yazabilir bu
ergenler. Gündem dönmüştür çünkü.
Unutmayın
ki AKP, tam 14 yıl liberal, özgürlükçü, çözümcü, AB’ci, demokrat, şu bu
takıldı. Bizse, göreceksiniz ananızınkini, diye hep yazdık.
Bu
ergenler, şu anki AKP momenti ve savaş üzerinden yazıyorlar. Yarın, hop AKP
döner, bunların lafları da döner.
En
başından beridir söyledik:
20
milyon tane 43 yaş altını gömmekten başka çare yok. Tarihe ve kültüre kımıl zararlısından beter olarak
geçtiler çoktan.
(12 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder