Einstein,
3. Dünya Savaşı’nın nükleer olacağını, tam yıkım getireceğini, 4. Dünya
Savaşı’nın da taş ve sopayla yapılacağını öngördü ve yanıldı.
Birçok
nedenle:
Bir: 2
dünya savaşı, Avrupa kökenli oldu ama yine Avrupa kökenli olan marksist devrim,
2 Asya ülkesinde yapıldı.
İki:
Einstein’in bizzat desteklediği ama Almanya’ya karşı kullanılması gerektiğini
savunduğu atom bombası, yine bir Asya ülkesi olan Japonya’da kullanıldı,
Almanya’da değil.
Üç: 2
dünya savaşını da çıkaran Almanya, bugün hala global güç ve AB yönetimini ele
geçirmiş durumda. Yani, 4. Reich geldi geliyor.
Dört: Ab
ve ABD, asıl birbirleriyle düşman olmalarına karşın, bunu yok sayıp / inkar
edip, savaşları 4. Dünya ülkelerine ihraç etti.
Beş:
Böylelikle de, 3. Dünya Savaşı değil, 3. Dünya Savaşçıkları oldu. Şimdiden
yani.
Altı:
Bu, Arap Baharı yoluyla, hem de bir Afro-Amerikalı Obama tarafından becerildi.
Yedi:
Zaten ABD, seyreltimiş uranyum mermileri kullanıp, askerlerini radyosyon
zehirlenmesine maruz bırakarak, bire de kirli nükleer bombaların asıl malzemesi
olan Kobalt 60’ı Dünya’daki büyük her hastaneye sokarak, ‘al evine götür, bomba
yap’ türünden bir durum bütünü yarattı. Brezilya7da eksi zekalı bir teknisyen
bunu da becerip, onlarca kişiyi radyasyon zehirlenmesine maruz bıraktı.
Sekiz:
Dolayısıyla da, IŞİD veya N adım sonrası bir örfüt, kolayca kirli nükleer bomba
yapabilir durumda. Hatta, şimdiye dek neden yapıp kullanmadıkları da, merak
konusu.
Dolayısıyla
ABD, 1980 tarihli yüksek teknolojili Askeri Strateji 2000’i terketti (çünkü onu
kullandığı 1980-2015 arasında her kezinde çuvalladı, aslına bakılırsa da 2.
Dünya Savaşı’ndan sonra girdiği her savaşta çuvalladı).
Şimdi
de, yeni bir savaş nükleer strateji benimsemiş:
“Daha
küçük, 20 kilotondan düşük güçteki düşük-verimli nükleer silahlar geliştirmek
öngörülen politikalar arasında. Bu düşük seviyeli nükleer başlıkların yine de
yıkıcı olacağı öngörülüyor.
Nükleer
doktrinde önerilen bazı değişiklikler şöyle:
Eski
ABD Başkanı Barack Obama'nın başlattığı modernleştirme çalışmaları sürdürülerek
denizaltıdan atılan füzeler, karada konuşlanmış balistik füzeler ve havadan
sevk edilen silahların güçlendirilmesi.
Denizaltıdan
atılacak nükleer silahların başlıklarını daha düşük verimli olanlarla
değiştirilmesi.
Deniz
merkezli nükleer seyir füzelerine dönülmesi.”
Hiroşima’ya
atılan Enola Gay 14,5 kiloton, Nagazaki’ye atılan Fat Boy ise 23 kiloton
gücünde idi.
Kaynak:
Türkçe Wikipedia.
Yani
ABD, çıktığı deliğe geri dönme arzusunda. Ya da aslına rücu ediyor.
Ancak,
açıkça söylemek gerekirse, daha önceki abartılı güçteki nükleer bombalar, tüm
Dünya’yı,yani ABD’yi de yok edebilecek ve dolayısıyla kullanılamaz iken, bunlar
kullanılabilir olacak, kullanıldı zaten çünkü.
Burada
tuhaf bir triello var:
Kuzey
Kore, ABD’yi değil, Japonya’yı vuracak ama Japonya kalkıp da, ABD’yi vurabilir
mi? Onlarda nükleer silahların olmadığı, olmasının da yasak olduğu teranesini
pas geçelim, çünkü adamlar başkentlerini füzeyle koruyorlar.
Tuhaftır
ama o 2 atom bombası, Japonya’da butoh’yu, Miike tipi yönetmenleri, mangayı,
animeyi yarattı ve son 2’sinin bilimkurgu türlerinde atom bombası ana
tematiklerdendir. Yani, Japonya halkının toplu bilisizliğinde apaçık bir ABD
düşmanlığı vardır. (Bakınız: Battle Royal 1-2.)
Biz,
ta en başında beridir, BM’den izinsiz, salak sosyalist Fransa’nın sayesinde
atom bombası sahibi olan İsrail’in o bombaları, çevresindeki hiçbir Arap
ülkesinde kullanamayacağını, çünkü kullanırsa, anında İsrail’in yaşanmaz bir
bölge olacağını savladık.
Yine
tarih ironisi olarak, tarihte düşmanını yendikten sonra toprağına tuz eken
Asurbanipal ve kendisine teslim olmayan 50 kentin sur duvarlarını patlayıcıyla
yıktırıp, üzerinden ırmak geçiren Cengiz Han var.
Yani
eğer ABD, Kuzey Kore’yi nükleer silahla vurursa, bazı kamikaze Kuzey Koreliler de ABD kentlerine kirli nükleer bombayla
dalar.
Yeni
savımız da bu.
Yani
ABD, yine yeni yeniden çuvalladı şimdiden…
Dipnot:
IŞİD
bunu yapmadığı veya yapamadığı için kaybetti. Oysa Joker, Dünya’ya daha çok
zarar verebilmek için kendisini öldürttürüyordu. Asıl geçerli yeni savaş
stratejisi bu bizce.
(4 Ocak 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder