Ön-negasyon:
Beckett’vari
bir, ‘gene denedim, gene yanıldım ama daha yanıldım’ teranesini
tutmayanlardanız ve yutmayanlardanız. Çünkü bu terane ile yeni denemenin
yitiriciliği baştan kabul ediliyor ve ettiriliyor.
Alaturkada
/ bizde ise:
Tezer
Özlü; Almanca yazmayı, genç erkeği, delirmeyi denedi ve yanıldı. Kanserden
erken öldü.
Ceteris
paribus niyetine: Erkek kardeşi Demir Özlü, sürgünde depresyona girdi. Burada
yanılan, güneş görmeyen Ortadoğu güneşi genleriydi.
Sevgi
Yenen, 3 yazar kocayı denedi ve yanıldı. Kanserden erken öldü.
Ceteris
paribus niyetine: Sevgi’nin küçük kızkardeşi Duygu, tek kocayı denedi veya
denemedi yani ve yanıldı. Kanserden erken öldü.
Leyla
Erbil, 3 yazar erkeği denemedi ve yanıldı. Uzun yaşadı.
Adalet
Ağaoğlu 0 yazar erkeği denemedi ve yanıldı. Uzun yaşadı.
Son
ikisi, tam ot gibi yaşadı birer kadın olarak. Son biri, hala sağ.
Tüm
bunları, 1936 doğumlu ve üniversite terk Sevgi Yenen’i, ilkokul mezunu fiili
ümmi annemle dene-yanıl için karşılaştırmak için yazdım.
Annem
de, 18’inde kocayı seçti. Aynı yıl, 18’inde çocuk yaptı. 38’inde delirdi.
Denemedi ve yanıldı yani.
24
eğitimli ve onun oğlu kendimi düşündüm:
Hep
özgür aşk yaşadım. Hiç nikah kıymadım. 20 kadın bana koyarak geldi ve yine
koşarak gitti. Bu yanılma mı idi, ona emin değilim.
Ama
özgürlüğü becerdim, özgür aşkı da.
Özgürlüğün
cılkını çıkarıp, kapıda bilet kestiren hanımlar da, er veya geç kuyruğu
indirip, çoluk çocuk sahibi oldular. Bazıları, fizyolojik olarak treni kaçırdı
yalnızca, geç kaldılar yani.
Yine de,
1960 kuşağından en yakından tanıdığım 100 kadından 2’si ve erkeklerden 6’sı
çocuk yapmadı hiç. Bu, bizim kuşağımız için kesin bir rekor.
Demek ki
bu konudaki dene-yanıl veya deneme-yanılma açmazı, bir biçimde bu yoldan
aşılabiliyormuş ya da aşılması denenebiliyormuş.
Hala
sağım.
Nokta.
(25 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder