30 küsur
yıllık soru kipi:
Acaba,
Atay ve Soysal bir çift olabilir miydi?
Yoksa
Atay, yine Sevgi ileyken sevgisiz mi kalırdı?
Ve
Soysal, onu da mı bırakırdı / terkederdi?
Hem güzel
soru, hem de gerçek yaşamdaki bilgi kaydı yok, bunun notlanması gerekti. Diğer
bir deyişle, Soysal’ın olmuş erkeklerini
biliyoruz ama olabilirdi ve olmadı
erkeklerini bilmiyoruz.
Devam:
Soysal’ın
biyografisinin adı, ‘Tanısaydım, Aşık Olurdum’. Herhalde, ben de 1984’te
tanısaydım, ona aşık olurdum ama en geç 2004’te öyle değildi.
Artı
not:
1984’te
onun kızı sandığım ve ona çok benzediği için bir gençkıza aşık oldum.
Devam:
Ancak,
Atay ile arkadaş olamazdım. Bana aşırı hissi ve kasnak gelirdi. Taa en başından
beridir hem de. Çünkü onu tam okumaya başladığımda, Tanpınar’ın kıtıpilliği
üzerinden beyhudelik ve nafilelik konusunu çalışmış ve öğrenmiştim. Atay tam da
öyle biri.
Üstelik,
Atay da Soysal da, yani biyografileri (ama eserleri tam değil), beyhude ve
nafile öyküler olarak kayda geçmiş.
Yine de,
onların hakkını ezmemek gerek. 1930-1940 doğumlu idiler. Erken Cumhuriyet
çocuğu idiler. Eh, Batan Cumhuriyet’in Malları idiler de.
Onların
zamanının ruhunun mayası bu kadar tutabildi ancak. Daha çoğu mümkündü tabii ki
ama ortalama-normal de buydu. O denli batırmadılar olayı yani. Olayı asıl
batıranlar, Osmanlı artığı olanlar idi.
Burada
bir not:
Soysal’ın
adam yerine koyduğu Attila İlhan’ın ona 1980 darbesini haber vermesi ve o
olaydan 20 yıl sonra o çizgiye gelmesi acaip.
Artı,
yine Soysal’ın adam yerine koyup, eserini vasiyet ettiği Özdemir İnce’nin
İlhan’dan beter düzen işbirlikçisi olması da acaip.
İzleklerini
bilmiyorum. Ne zaman zıbıttılar bilemem.
Bildiğim,
İlhan’ın ve İnce’nin hiç okuma gündemime girmediği ama Soysal ve Atay’ın hala
okuma gündemimde olduğu. Sezar’ın hakkı Sezar’a, mahalle futbolunun hakkı
miskete.
Atay ve
Soysal, bugün hala okunuyor.
Kaç yıl
daha böyle gider acaba?
(25 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder