Bu ne
iştir?
Bu
yaratıklarla 44 yıldır muhatabım.
Üst düzey
2 üyeleri, 2 arkadaşım. 1’i 44, 1’i 41 yıllık.
İlki,
beni Afrin Savaşı konusundaki düşüncelerim nedeniyle, vatan hainliği ile
niteledi.
İkincisi
ise, işkenceye gitmeme neden olan eylemin asıl müsebbibi.
Bu
nedir?
Demirtaş’ın
mahkeme beyanı hakkında metnimi yazıp yayınladıktan birkaç saat sonra bu haberi
okudum.
Midem
kalktı.
Haber
şu:
“Vatan
Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem ve parti heyeti, TBMM'nin 3. büyük
partisi HDP'nin kapatılması talebini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
sundu.”
Size mi
kaldı, kraldan çok kralcılık?
Bunun
karşılığında maddi veya manevi ne aldınız?
Siz
hayrına hiçbirşey yapmazsınız, yapmadınız, yapmıyorsunuz, yapmayacaksınız.
Kürtler’in
1971’den beridir Türkiye soluna verdiği zararları, yaza yaza bitiremedim.
Düşmanıma
tekme atmama gibi, genel bir ahlak ilkesini bile çiğneyebilirim.
Ama bu
tetikçilik.
Apaçık
bir saldırı.
O 44
yıllık arkadaşıma şöyle dedim:
Bana
Evren, Gülen dava açtı, Öcalan açmadı, açamadı, açtırmadılar. VP bunu
yapabilir, sen yap.
Tetikçilik
sözcüğü için dava açılacaksa, açılsın.
Bu,
insaniyet değil, bu hayvaniyet değil, bu börtü böcek, kelebek değil.
Haber
gerisini söylüyor:
“Vatan
Partisi'nin Meclis'te temsiliyeti bulunmazken, HDP CHP'den sonra üçüncü büyük
parti olarak TBMM'de yer alıyor.”
Bu,
iktidar olma savında olan bir parti.
Wittgenstein
ne demiş?:
İnsan,
konuşamayacağı konuda susar.
Çok
konuştum bile zaten.
Dipnot:
Ama Atay’ın
yapamadığını yapacağım.
(14 Şubat 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder