Çarşamba, Şubat 14, 2018

Vatan Partisi HDP'nin kapatılması için Yargıtay'a başvurdu

Bu ne iştir?
Bu yaratıklarla 44 yıldır muhatabım.
Üst düzey 2 üyeleri, 2 arkadaşım. 1’i 44, 1’i 41 yıllık.
İlki, beni Afrin Savaşı konusundaki düşüncelerim nedeniyle, vatan hainliği ile niteledi.
İkincisi ise, işkenceye gitmeme neden olan eylemin asıl müsebbibi.
Bu nedir?
Demirtaş’ın mahkeme beyanı hakkında metnimi yazıp yayınladıktan birkaç saat sonra bu haberi okudum.
Midem kalktı.
Haber şu:
“Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem ve parti heyeti, TBMM'nin 3. büyük partisi HDP'nin kapatılması talebini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundu.”
Size mi kaldı, kraldan çok kralcılık?
Bunun karşılığında maddi veya manevi ne aldınız?
Siz hayrına hiçbirşey yapmazsınız, yapmadınız, yapmıyorsunuz, yapmayacaksınız.
Kürtler’in 1971’den beridir Türkiye soluna verdiği zararları, yaza yaza bitiremedim.
Düşmanıma tekme atmama gibi, genel bir ahlak ilkesini bile çiğneyebilirim.
Ama bu tetikçilik.
Apaçık bir saldırı.
O 44 yıllık arkadaşıma şöyle dedim:
Bana Evren, Gülen dava açtı, Öcalan açmadı, açamadı, açtırmadılar. VP bunu yapabilir, sen yap.
Tetikçilik sözcüğü için dava açılacaksa, açılsın.
Bu, insaniyet değil, bu hayvaniyet değil, bu börtü böcek, kelebek değil.
Haber gerisini söylüyor:
“Vatan Partisi'nin Meclis'te temsiliyeti bulunmazken, HDP CHP'den sonra üçüncü büyük parti olarak TBMM'de yer alıyor.”
Bu, iktidar olma savında olan bir parti.
Wittgenstein ne demiş?:
İnsan, konuşamayacağı konuda susar.
Çok konuştum bile zaten.
Dipnot:
Ama Atay’ın yapamadığını yapacağım.

(14 Şubat 2018)

Hiç yorum yok: