Anımsadığım
kadarıyla Aysel Ekşi, 1977-1978 ders yılında İstanbul Üniversitesi’nde bir
anket yapmıştı.
Anketin
sonucunda, üniversite öğrencisi erkeklerin üçte ikisinin ilk cinsel
deneyimlerini eşekle yaşadığı ortaya çıkmıştı.
Ek bilgi
1: Yine aynı tarihlerde, Türkiye’nin üçte ikisi görücü usülüyle evleniyordu ve
yine üçte ikisi, analarının veya babalarının kardeşlerinin çocuklarıyla
evleniyordu.
Ben ilk
bilgideki ankette şöyle müdahil oldum.
Sanırım
1978 baharı idi. Boğaziçi Üniversitesi’nde ÖFB’de (Öğrenci Faaliyetleri
Binası’nda) bu anketin sonuçlarını ekşi’nin kendisi açıkladı. İnfial çıktı.
Öğrenciler, Ekşi’nin üzerine yürüyüp onu taciz ettiler, hatta dövmeye
kalktılar.
Ek bilgi
2: Bir zamanlar sevgili üniversitemde sanatla kültürle greçekten yakından
ilişkili birçok klüp vardı ve bir öğrencinin başarısı, dersleri kadar, bu klüp
etkinlikleri ile de ölçülüyordu. Salih Acar’ı, Mengü Ertel’i, Bedri Koraman’ı,
Tan Oral’ı bu sayede tanıdım. Briç oynamayı, seramik nesne yapmayı, uluslararası
karikatür yarışması düzenlemeyi böyle böyle öğrendim ve yaşadım. İşte adı geçen
ÖFB, yalnızca o konuya tümden ayrılmış büyükçe bir bina idi. Hala orada ama şu
an ne iş için kullanılır, onu bilmiyorum.
İşte bu
1978’liler, bu yıl 40. yıllarını kutlayacaklar ama karakaçanperverliklerinin
değil, devrimci kahramanlıklarının…
İşte bu
inkar kültü ve dezenformasyonofili,
o 2 devrimci kuşağı batırdı. Ne olduğu açığa çıkarılmış deniz Gezmiş’i hala
kahraman sayıyorlar.
Anımsar
mısınız?
Bir
zamanlar, Nazım putları kırıyordu.
Sonra,
onu da put yaptılar. Az yıkandığını söyleyen birini, linç etmeye kalktılar.
İşte
biz, 1968’lileri ve 1978’lileri, yaptıklarını sergileyerek, tabiri caizse, itin rektumuna sokmak açılımındayız.
Çünkü,
sorumuz ve derdimiz şu:
Bu Cumhuriyet, bu yarı-aydınlar
ile batmayabilir miydi?
Şimdilik,
100 birey ve/ya küme için yanıt, hayır hayır, den den de den den, çıkıyor.
Hepsini de; Dikleler, Güzellemeler, Küfürbaz Negasyonlar, Batan Cumhuriyet’in
Malları kitaplarımızda özel adlarıyla yazdık, yazıyoruz, yazacağız.
Onlar
putlar dikmeye devam etsinler, biz de onları kırmaya devam edeceğiz.
Dipnot:
Konuyla
ilgili metin internette var ama pdf olarak, o nedenle linkini tam kaydedemedik.
Alıntı şu:
“Böylece,
1974 ile 1982 yılları arasındaki 8 yıl süresince, 15.430 üniversite öğrencisini
anketler yoluyla inceledik. Bulgular, öncelikle gençler için ailelerinin çok
önemli olduğunu gösterdi. Gençlerin ailelerinden sevgi aldıkları, sıcak ve
yakın ilişkiler içinde yaşadıkları...”
Joomag
ve “Aysel Ekşi” diye aranabilir.
+
O
dönemde, Nephan Saran’ın da bir anket çalışması var, 1975 tarihli, Üniversite
Gençliği diye. Orada da, gençler tam cinsel özgürlüğü reddederken, flörtü kabul
ediyor (ve böylelikle bizim gençken ‘grekoromen’ dediğimiz durum ortaya
çıkıyor).
(31 Ocak 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder