Pazartesi, Ocak 22, 2018

ABD'nin yeni ulusal savunma stratejisi: Öncelik terörizm değil, güç rekabeti

Çingene kapısını soyulduktan sonra kilitlermiş.
ABD de, güç rekabetine, onu yitirdikten sonra girişmeye karar vermiş. Üstelik, kendi gücünü yitirten de kendisi.
“ABD Savunma Bakanı James Mattis ülkesinin yeni ulusal savunma stratejisini açıkladı. Yeni stratejiye göre, Washington'un önceliği artık terörizm değil, Çin ve Rusya gibi güçlerle rekabet olacak.”
Rekabet edecek olma kipi, geçilmişliği kabul de içeriyor.
Bizim 11 Eylül 2001’den beridirki tezimiz şudur:
1990 ertesinde tekkutuplu olan bir Dünya’yı ABd, 10 yılda yokkutuplu bir Dünya kıldı. Kendi hegemonisini kendisi önce azalttı, sonra sildi.
Bugün ABD; Rusya, Çin, AB karşısında, askeri, iktisadi, siyasi olarak geride. Arada yarış var, bir o bir bu geçiyor öne ama sabit 1 nolu hegemon yok ve olamıyor da.
Neden?
Çünkü’ler:
G-20 eliyle, 3. Dünya nüfuslarını tüketici yapma süreci, menziline varamadı.
Bunlardan tüketici olamayacakların imhası anafikri de, ne uygulanabilir durumda, ne de yumurta balyozla kırılır.
AB ve ABD’nin yolları kalıcı olarak ayrıldı. 2. Dünya Savaşı galibi tribi, zaten 2001’de bitmişti. İntikal uzun sürdü yalnızca.
AB de aynı zaman dilimi içinde kendini bitirdi ve tasfiye etti. Böylelikle Almanya, 1648 öncesindeki gibi, Almanya-İtalya ekseninin doğusunun tamamının hegemonyasınını ele geçirdi. Bunu da, 1992 gibi erken bir tarihte, Slovenya’nın bağımsızlığını tek başına tanıyıp, eski-Yugoslavya’yı iç savaşa sürükleyerek başlattı. Ne İngiltere, ne de Fransa, Almanya ile herhangi bir konuda rekabet edecek durumda değil. Almanya’nın geleneksel faşist hegemonluk anlayışı da, sanıldığının tersine Yanki olanı hep döver, dövdü de: ABD, uzaya da Alman kökenliler ile gitti, atom bombasını da onlarla yaptı, vd, vb.
Çin’i 1971-2015 arasında, global 20 nodan 1 noya getiren, ABD’nin kendisi oldu. SSCB’ye karşı koz olarak onu seçti ve kendi geleceğini sildi.
Rusya olan SSCB ise, hala aynı ülke ve aynı güç. Kapitalizmi belki oligark-mafya olmak gibi yamuk algıladı ve uyguladı ama temel-somut-öz varlıkları 1990-2000 arasındaki büyük çöküşünde bile hiç azalmadı.
Sonuçta, nasıl ki İngiltere 1945’teki 1 noluktan, en geç 2000’de 10 noluğa gerilediyse, ABD de, 17 yılda 1 noluktan, eşdeğer 4 odaktan birine indirgendi.
Asıl önemlisi ise; ABD’yi ne Müslümanlar / Araplar, ne Latin Amerika, ne Afrika artık takmıyor. Hindistan kendine göre kıvırtıyor. ABD’nin 0, hatta eksi sayıda müttefiği var artık yani…
Osmanlı 300 yıl yükseldi, 300 yıl indi. ABD (1945-2000 arasında) 55 yıl yükseldi, demek ki 55 yılda da iner ve bunun 17-18 yılı geçti bile, yani üçte biri. Bundan sonrası, ister sert, ister yumuşak inişten ibaret ABD için.
Dolayısıyla ABD, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, artık güç rekabetinde yakın gelecekte asla ve kata yeniden 1 nolu olamaz.
Artı, hiç odak 1 nolu sırada sabit olamayacak, çünkü 17 yıllık süreç oraya vardırıldı.
Ülke sayısı 100’den 200’e çıktı. Devletler % 100’den % 50 başarıya düştü. Dünya ise, 15 ülke tarafından güdülmeye çabalanıyor. Globalizm hem kazanamadı, hem tasfiye edilmeye başlandı.
Yani, 7 küsurdan 10 milyara ilerleyen Dünya’nın, 150-180 ülkesi ve (7’de) 5-6 milyar nüfusu Yeni Orta Çağ’a girdi. Ümmilik geri geldi. Temel emekçi ve insan hakları bitti.
Ancak, sözü geçen 4 odak birbirini yemeyi ve geleceği tüketmeyi sürdürecek.
Tarihte biten büyük devletler hep öyle yaptı zaten, Osmanlı dahil.

(20 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: