Siyasal
tahminler, günü gününe değişmezler. Ancak insanlar, aktuel olandan aşırı etkilendikleri
için, olayların günlük akışı içinde, temel bir şeylerin değiştiğini sanırlar ya
da öyle sandırılırlar.
Öncelikle,
1983 sonrası Türkiye’sine baktığımızda, oldukça düzenli bir siyasal gidişat
izleriz:
10’ar
yılda birlik, 3 tane düzenli bolluk dönemi ve onları izleyen (aslında piyasanın
7 yıllık sikluslarına karşılık gelen bir biçimde) ekonomik gerilemeler:
1987,
1994, 2001, 2008 (teğet), 2017 (2015’in ertelenmiş durumu) krizleri veya
krizcikleri.
Bu
arada; ANAP yükseldi ve düştü, DYP yükseldi ve düştü, AKP yükseldi ve düştü.
Bu yeni
AKP, başka bir şey olma arayışında, yani eski-özgün AKP artık işlemiyor.
Bunun
nedeni ve izlekleri; ekonomik kriz, 2015 birinci erken genel seçimindeki
yenilgi ve ardından tümüyle militarizme ve milliyetçiliğe kayış oldu. AKP,
MHP’nin misyonunu üstlendi, MHP eridi gitti.
Burada,
Erdoğan’ın politik açıdan taa en başından beridir aslında bu çizgide olduğunu
insanlar hep gözardı ettiler. Rahmetli AFL 77’li Necip Kural’ın 1980’deki ölümü
ve Erdoğan’ın onun cenaze törenine gidişi üzerinden, 2001 gibiki internet
kayıtları, Erdoğan’ın daha asıl AKP alanına girmeden önceki durumunu, sapa bir
söyleşide açımlamıştı ve sanırım o söyleşiyi yapan da, Hilal Kaplan’dı ama o
söyleşi artık ortalıklarda yok.
Sonuçta
Erdoğan, bir Kasımpaşalı ve bir Karadenizli / Rizeli / Laz. Kasımpaşa’da 8
küsur yıl oturduğum ve hala oralara uğradığım için, o demografik grubu çok
rahatça izleyebiliyorum. Demircan ailesinin bir kanadının işadamı, bir
kanadının din adamı olması örneğin üzerinden, Aziz Nesin’in öyküsündeki gibi, 8
partide 8 erkek kardeş mizahı gibi bir durum bu:
Her
türden manevi ve maddi alemlere yatırım AŞ.
Uçkuruyla
ve cebiyle sınavında yitiren mümin, mücayit değil mütayit, gibi gündelik
deyişlerle, bunlar artık çoktan gündelik kültüre mal edildi.
Buradan
asıl soruna geliyoruz:
Bir mütayit, asla ve kata bir
Krupp olamaz ve
fakat bu yeni politik moment, bir Krupp, hatta daha çok sayıda Krupp
gereksiniyor.
Oysa
Tüsiad, Tümsiad, Müsiad, Mügiad kaput. Montaj sanayisi kaput. Koç-Sabancı,
tank-gemi projeleri kaput. Aselsan kaput. İHA ithal, şu ithal, bu ithal.
O
nedenle Erdoğan’ın ekonomik, politik, militer yakıtı yok bu yeni dönem için.
Arkasında oligark ve kitle desteği de yok. HÖH olayı, SA x SS olayına dönecek,
zamanında Bezm-i Alemciler, Ülkücüler, Akıncılar ile zaten dönmüştü ve adı
geçenler birbirlerini öldürmüşlerdi, yine öldürüyorlardır da gündeme
gelmiyordur ya da getirilmiyordur.
Ne
olacak o zaman?
Bizce;
geçiş döneminin kaosu, kargaşası, karmaşası olacak. Oldu bile çoktan zaten.
Bakmayın siz sivillerin, Reis Reis, diye yeri göğü inlettiğine, onların Erbakan’a
ne yaptıkları belli. Zamanında Mussolini’ye ne yapıldığı belli.
Dolayısıyla
biz, genel olarak şu tezdeyiz.
Olabilir,
Erdoğan 2019’da allem kallem edip hala başta kalabilir. Ancak bu, onun için işin
sonunda madden ve manen daha pahalı bir bedel ödemekle olur ancak. Şu an hala
paçayı sıyırtabilir durumda. Pazarlık etse, rahatça kaybolur gider ortadan.
İç
politik momentler belli, oradan bir numara çıkmadı, çıkmıyor, çıkmayacak da.
Ancak, dış politik momentler de belli.
Bu iş
savaşla yürümez, en azından bu ekonomiyle yürümez, belki 2010 momentiyle
yürürdü.
Değirmenin
suyu bitti, bu iş bu ekonomiyle de yürümez.
Demek ki
o zaman, ecel gelmiş cihane, başağrısı bahane, durumu üzerinden, içeride seçmen
ve dışarıda eski dost ve yeni düşman dış destekçi hegemonlar üzerinden, çifte
çökertilme sözkonusu olacak demektir.
1,5
trilyon dolarlık borcun ve 2 iç + 2 dış savaşlık durumun daha kötüsü, olsa
olsa, biraz daha kötüsü olur.
Kemal
Derviş ve DSP hikayesi benzeri bir şey, Kılıçdaroğlu ve yeni bir kelle ile
aynen sürdürülür gibi.
İkinci
Cumhuriyet için henüz herhangi bir ipucu yok. 4 sağ partili meclis yapısı kilitlenmişliği sürdükçe, bu böyle
gider, gidiyor da.
Yani:
2019-2023
arasında epeyi uç sağa doğru dingilderiz, fazladan 10-100 bin ölü olur, fazladan
100-200 milyar dolar daha açık olur. Sonra, eski tas, eski hamam, herşey aynen
sürer gider: 55 yıldır elektrik su kesiliyor örneğin, alaturka cephede değişen
bir şey yok.
Yeni
faşizm, eski-asıl faşizm olamayacağı için, sivillerin dejenerasyonunun yaratacağı neo-alaturka sağın müstakbel gidişatı,
ancak 2023 ertesinde berraklaşır.
O güne
kadar, kültürel ve zihinsel regresyona ve konfüzyona devam.
Fetret
dediğin, 10 yıl da sürebilir, 100 yıl da. Orta Çağ dediğin, 1.100 (yazıyla bin
yüz) yıl sürdüydü zamanında.
İkinci
Cumhuriyet, varsa vardır, yoksa sürüngenlik vardır…
Politik
momentimiz budur ve yeni bir şey söylememektedir.
(15 Ocak 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder