Perşembe, Ocak 11, 2018

Ototerapi

Yazdığım binlerce metnin arasına serptirilmiş metinlerde, tüm insanlara yönelik olarak, kendim dahil, genel bir nefret duyduğumu, bu nedenle psikopat ve sosyopat eğilimli olduğumu hep yazmışımdır.
Benim gibilerden genelde seri katil çıkar.
Oysa, hiç insan öldürmedim ve buna niyetim de yok.
Psikiyatristler ve psikologlar, benim gibileri önceden teşhis edebilip, ağaç yaşken eğilir, örneğinde olduğu gibi, (her ne demekse) beni baştan terapilemek istediklerini söylediler. İki tanesi, arkadaşımdı üstelik. Bence, ironi bu.
Bunlar, bu ülkenin geleceğini yok eden politikacıların terapisine, maçaları sıkmadığı için, hiç mi hiç niyet etmediler ama.
Daha da ironiği var:
Beni 6 yıl tedavi eden ve arkadaşım olan psikiyatrist, benim ahlak kurallarına uyan biri olduğumu, o nedenle psikopat sayılacağımı söyledi bana.
İroniye bakar mısınız?
Bir deli, doktorunu kendisinin psikopat olduğuna ikna etmeye çabalıyor.
Hiç insan öldürmedim, çünkü 10 ya da 100 insan öldürmek yüreğimi soğutmazdı. Bana 10 veya 100 milyar insanı öldürmek gerekliydi.
Ki bu da beni, ‘Savaş Oyunları’ filminde olduğu üzere, her durumda yitirilen bir oyun kurgusuna (beyin fırtınasına) iteledi.
Ben rasyonel bir psikopatım yani.
İnsanları öldürmek yerine, Homo Sapiens türünü evrimle ortadan kaldırmanın çok bin yıllık projelerini ürettim. İnternette bolca var, bakabilirsiniz: Homo Posterus metinleri.
Diğer bir rasyonalizasyonum, kurmaca öykülerdeki Hannibal ve Joker örneklerinin, daha çok insan öldürebilmek için kendilerini öldürtmesi durumu. Joker, ‘Tanrılar Aramızda’da Superman’e kendini öldürtür, çünkü karısını ona öldürtmüştür. Superman da gider, diktatör olur, Dünya’nın canına okur.
Öykü, ne kadar tanıdık, değil mi?
Onları kurtaracağım derken, milyonları mezara yollayan birileri…
Şiddete dayalı romanlar, çizgiromanlar, filmler, diziler, bilgisayar oyunları tüketmek, beni kuramdan uygulamaya geçmekten alıkoydu. Çünkü, hepsini olmayana ergi ile değilledim. Bunu yaparsam olmaz, şunu yaparsam yine olmaz, gibi…
Her ikisine keyifli birer saygı duysam da, Joker ve Hannibal bile beni buna ikna edemedi.
Ben insan türünü yok edeceğime, onu bir sonraki türe evrilten bir gelecekbilim geliştirerek, değişik bir kulak gösterme taktiği izledim.
Bırakıyorum, insanlar birbirlerini yok ediyorlar, seve seve, öpe öpe…
Çünkü, faşizm ve engizisyon zamanlarında ve yerlerinde sevgi / aşk / hümanizm, fataldir. Nazizm, gayet hümanist bir ideolojiydi ama hüman saydıkları, dar bir örnekleme idi.
Tek bir insanı yönetmeme ve tek bir insan tarafından yönetilmeme oto-anarşizmim ile de, devletin yokluğunda ayaktakımının yediği herzelere çok kızıp, onları toptan yok etmek yerine, devletin ve 2. Cumhuriyet’in inşası yolunu yeğledim.
Yani:
Kimi makro-tezler, tam tersini / antitezini gösterebilir ama ırmak ters yöne aksa da, daima denize varır.
İşte ben, hiçlik bile değil, eksi varlık okyanusuna erdiğim için, kendi ölümümü sevecen bir hüzünle izliyorum.
Sonuçta Joker de, Hannibal de, kendini öldürtmüştü.
Değil mi?
Atları da vururlar.
Değil mi?
1929 bitmez, 2029 gelir.
Değil mi?
Bitmedi, daha çok var.
Değil mi?
Beter olun.
Değil mi?
İşte bu da, benim ototerapi sürecimin 44 yıllık özetidir.

(9 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: