Perşembe, Ocak 18, 2018

Gelecek Zaman Kipleri: 2020 Yazar Kuşakları

Birinci Cumhuriyet battı, ona tamam. Artık üzerinden 5 yıl geçti, ona da tamam.
Bu ülkede; 1968’liler ve 1978’liler vardı ama 1988’liler, 1998’liler, 2008’liler yoktu ve olamadı. 2013’lüler Gezici modunda ortaya çıktı ama fos çıktılar onlar da. Hatta bunlara bile tamam…
1940’lardan 1980’lere Türkiye’de 10 yılda 1’lik yazar kuşağı geleneği hep sürdü.
1983-2018 arası ise, kof ve bomboş kaldı. Olay, vara vara 15’indeki yazar tipi düzeyine kadar indirildi.
Eknot: 2006-2015 arasındaki 10 yıllık süre, Türkiye’nin taa Osmanlı’dan beridir çok verimli bir alanına, fıkra, köşe yazısı, jurnal alanına, 2 büyük muhalif gazetenin blog sayfalarıyla 15 bin kişiye yazar aday adaylığı olanağı yaratılması ve bu olanağın 0 ve hatta eksi düzeyde harcanması ile de geçti. Yeni Olgu’daki 300 kişide 3 tane belki yazar çıktı, belki çıkmadı, durumu, burada da geçerli oldu. Yani; bolluk ayrı dert, kıtlık ayrı dert, olanaklar açısından.
Çok değil, birkaç yıl öncesinden başlayarak, uçurumdan çıkışın sinyalleri ve ışık göz kırpmaları belirmişti ama. Ki zaten neo-liberalizm de, 2007’den beridir pilini tüketmişti, pasta bitmişti, yiyemeyenler aç kalmıştı.
Arayış başladı böylelikle. Bu arayış, 2020’ler başlarında belki ilk çıkışlarını yaratır: İstatistikler öyle olması gerektiğini söylüyor: 1940-1960 arasındaki çöl döneminden sonra, 1960-1980 arası vaha dönemi olmuştu çünkü. 1980-2000 arası kuru çöl, 2000-2020 arası yarı-çöl ile geçti. Tarihin böyle cilveleri ve siklusları var işte, hem de birçok dalga boyunda ve genlikte.
Zarardan dönülenin her yeri kar, hesabıyla bakarsak:
Artık tam burjuva kuşaklarımız var. Köy bitti. Varoş bile bitti, çünkü arabesk bitti. Uluslararası kuşaklarımız da mevcut.
Ancak bu kadrolarla bile hala, polisiye veya bilimkurgu çıkışı umamıyoruz. Yeni kuşaklar da büyük ebeveynleri ve ebeveynleri denli cahil ve aptal çünkü. Hala dar kafalılar, hala taşralılar. İnternet bunları böyle yaptı.
Onların yerine, bari gerçek bunalım edebiyatı (uyuşturucu, alkol, depresyon şu bu) umuyoruz, Mehmet Kartal’ın gerçek hırsızlığı / kriminalitesi ve gerçek anısal yazarlığı gibi (o bir prototipti, kendisi de erken vefat edenlerden oldu).
Fanzinler ne yazık ki kendini kötü harcadı.
Sen, ben, bizim oğlan edebiyat cemaati dergileri de aynı tas aynı hamamda: Bugün 85 yıllık Varlık neyse, 85 haftalık Çevrimdışı İstanbul da aynen devam… İnsan, koca yüzyılı bu kadar beyhude harcayabilirdi.
Kimsenin aklına ‘33 İstanbul 2015’i yazmak gelmedi. Oysa, ‘3 İstanbul 1915’i birebir günümüz verilerine uyarlasalar, o bile tek başına belge-roman ortaya çıkarmaya yeterdi.
Yani; yazılacak konu çok, yazılacak form çok (twitteratür, vd). 2018 modeli Sait Faik bile hala mümkün şimdi ve burada. Ve hatta Memduh Şevket 1905 yerine, Memduh Şevket 2025 bile mümkün.
Kadın yazar çıkamıyor, çünkü kadın çıkamıyor. Arendt, Curie, Luxemburg çıkamıyor yani. Erdoğan, Curie olabilecekken, ruhsuz Ankaralı kadın yazar tipinin yeni çeşitlemesi oldu çıktı:
Ay, bir sıkılıyorum, bir sıkılıyorum, bildiğin gibi değil…
Hala negasyon yani…
Hala boş alan sonsuz geniş yani…
Yazar aday adaylarımız hala salak ve cahil yani…

(16 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: