Fikret
Demirağ, 1988’de kendisiyle bir söyleşi yapmış. Kendisi, orada şunları
söylemiş.
“Peki,
bant karikatürle karikatür arasında öz ve biçim olarak bir farklılık söz
konusudur her halde…
Tabii,
iki tür arasında önemli farklılıklar var. Bir kere, bant karikatür süreklilik
arz eden, her gün yayımlanan, kendine belli sınırlar çizmiş, diyelim belli bir
tip yaratmış, o tipin üzerine giden, belli konuları çizen, periyodik bir
çalışmadır. Oysa karikatür tek tek üretilen, yani o bir karede serüveni başlayıp
biten, çiziliş serüveni de dahil, o karede başlayıp biten bir çalışmadır.
Mantıkları da farklıdır. Ayrıca, bant karikatürle çizgi roman arasında da bir
farklılık var. Hızlı Gazeteci bir çizgi romandır. Eski adıyla, tefrika.
Hepsinin ortak yanı, günlük bir gazetede bant (şerit) halinde yayımlanıyor
olması ve bir alışkanlık yaratması, ertesi günü merak ettiriyor olmasıdır.”
Dediklerinde
eksikler ve yanlışlar var:
Çizgiromanlar,
ilkin gazete tefrikası olarak yayınlanmış ama sonradan 1930’larda ayrı kitap
olarak basılır olmuştur. Bu da, formatı dahil, birçok şeyi değiştirmiştir. Bant
tefrika, genelde yatay ve uzun 3 dikdörtgenden oluşur, çizgiroman sayfası ise
ABD anlayışında 9 kareden / parçadan / kadrajdan oluşur. Tam macera konusu ise,
çizgiromanın 100. yılında bile öykünün uzunluğunun tutturulamaması nedeniyle,
hala derttir.
Bant karikatür
ise, yazılı ve yazısız olmasına göre, gerçekten çok farklı olabilmiştir. Ancak
ikisinde de olay, 3 dikdörtgende başlar ve biter. Ancak Ali Ulvi (Cumhuriyet),
50 yıl boyunca her gün, tek kare ve ayrı tiplerle seri / tek kareli bant
karikatür örneği vermiştir.
Hızlı
Gazeteci ise, bu açıdan bakılınca bant karikatür çizgisinde kalır ve
tefrikadır. Yani, çizerinin ne yaptığını bilmemesi ilginç bir durum.
Karikatür-çizgiroman
arasındaki temel farkı, tiplemelerin akademik grafik figür türünde olup
olmaması ile tartmıştık.
Ancak
Batı’da da, karikatür-çizgiromanlar yapıldı. Diyelim Bukowski romanları.
Bant
karikatür ertesi günü merak ettirmez, çünkü başlar ve biter.
Çizgiromanda
ise merak, macera bitince biter. Merakın azaldığı, yeni çizgiromanların satış
grafiğinin düşmesiyle anlaşılır.
İster
karikatür olsun, ister çizgiroman olsun, okurun konuya ilgisi dönemseldir.
Hızlı Gazeteci bir zamanlar çok-satar idi, bugün ise anımsayan bile yok.
Sonuçta esprileri veya dertleri aktuel idi onun da. Yani onu okuduğunuzda
anlamak için, çizildiği gündeki gündemi de bilmeniz gerekir.
Sudaki
balığın suyu bilmemesi bana her zaman ilginç geliyor. Bunun nedenini; bir
eleştirmenin yönetmenden, çizerden, yazardan daha çok film seyretmesi, grafik
roman okuması, roman okuması olarak görüyorum. Sanatçılar, olumsuz etkilenmemek
için kendilerinin ürettiği alandaki ürünleri tüketmekten kaçındıklarını
söylüyorlar ama bin çeşit ürün tüketip o olanda üretime geçen eleştirmen de
var, eleştirmenken yönetmen olan Trouffaut gibi…
(3 Ocak 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder