Cuma, Ocak 26, 2018

Felaket Yönetimi: Ütopya-Distopya Göreliğinin Yıkımını Önlemek

Tarih, genelde düalizmlerden ve diyalektiklerden ibaret.
Yani, herhangi bir yerzamanın ruhunda milyonlarca insan, aralarındaki onlarca demografik ikilemi unutup, yalnızca 2 tez-antitez göreli darlığına sıkışıp, it dalaşına veya uzun idrarlamaya takılıp kalıyor.
Türkiye 2002-2018 ve 80 milyon kişi için bu, AKP ve gerisi biçiminde.
Bizans’ta bu kırmızılar-yeşiller biçiminde.
Soğuk Savaş Döneminde bu, ABD x SSCB biçiminde.
İçindeyken tek somut gerçek bu imiş gibi gelir, dışına çıkınca durumun saçmalığına güler geçeriz.
ABD, SSCB’yi yıktı da ne oldu?
Kendisi için bile, daha kötü oldu.
Bunun gibi.
Felaket yönetimi bakış açısından, bu ikileme insanların gömülüp kalmasını önleme, yani onların aptallığını ve cahilliğini engelleme yolu henüz bulunamadı. Ancak, durumun kilitlenmesi veya yıkımın kaçınılmazlaşması engellenebilir gibi, o da bir dereceye kadar.
Tarihi insanlar yaparlar ve / ama yaptıklarını bilmezler.
1800-2000 arasında 1. Dünya / Batı / AB-ABD, vd-vb, tarihi ve kültürü yükseltti. 2000-2200 arasında da inişe kilitledi.
Yeni ikilemler; barbarlık-uygarlık, İslam-Hristiyanlık, Doğu-Batı, 1. x 3. Dünya oldu…
Ekonomik globalleşme, en çok % 50’den sonra gerilemeye başladı. Global okuryazarlık, en çok % 50’den sonra gerilemeye başladı. Global kentleşme, belki % 60 oldu ama artık gerileme aşamasında, İstanbul yeni dönemde ilk kez 2016’da nüfus eksiltti örneğin. Üretim sayılan (global GSH) üçte bire düşecek, reel karşılığı da bu zaten.
Bu da, 1980-2015 arasında dayatılan ikilemlerin tasfiyesi ama geçici bir süre için yeni ikilemlerin konamaması ve paradigmatik vakum demek olacak / oldu bile.
Paradigmatik vakum; ailenin erimesi, paranı ve uçkurun muhafazakarlığı tuş etmesi, Allah korkusunun bile kalmaması gibi durumlar mevcut. Böyle durumlarda sürü, uçurumdan aşağı topluca atlıyor. Şu anda 7 milyarın 4 milyara düşmesi, zararlı değil, yararlı bir durum olacak.
Tersi durumda; açlık, susuzluk, enerjisizlik / soğuk, o kıyımı / yıkımı getirebilecek.
Yıkım / kıyım kaçınılmazsa, felaket yönetimi şöyle işler:
İlk ne kurtarılacak ve / veya ilk ne yok edilecek?
İşte bunların karşıtlığı, ütopya-distopya karşıtlığı çizgisiyle aynı ilerliyor.
Ancak; barbarlık uygarlığın işlevlerini üstlendi, uygarlık da barbarlığın işlevlerini üstlendi.
Bu, diyalektik konsensus açısından epistemikçe yok sayılan ve inkar edilen bir durum ama hep böyle olagelmiş: Roma ertesi barbarların, Romalılar’ın yazıya geçirmediği Roma Hukuku’nu yazıya geçirmesi gibi. Uygar ABD’nin uygarlığı yıkıp fermentasyona sokması gibi.
Doğru olan şey, gelecekbilimsel felaket yönetiminin çoğunluk yaptığı gibi yani:
En iyisi, hiçbirşey yapmamak veya düzeltici epsilon müdahalelerle yetinmek. Geriye kalanı ise vakanüvislik, yüksek çözünürlüklü tarih kaydı.
Bizim yaptığımız da, tam budur…
Dipnot:
Ütopya-distopya karşıtlığı, her ikisinin de ayrı ayrı kendisini çözündürmesi ile ortadan kalkabilir. İmlediğimiz durum buydu.
Örneğin: Homo Sapiens için ütopya-distopya ikilemi vardır ama Homo Posterus için yoktur. Homo Posterus da, proto-form olarak, 1945’ten beridir fiilen kayıtlı.

(25 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: