Cumartesi, Ocak 06, 2018

Fetret Devri Analizleri 1

2013-2023 arasında,1. Cumhuriyet’in var olamadığı, 2. Cumhuriyet’in kurulamadığı veya ona yatay geçiş yapılamadığı bir neo-alaturka-Fetret Devri yaşatıldığımız kesin. 2023’te biteceği veya o zamana kadar süreceği kesin değil. Tarihte daha uzun belirsizlik, kesinti, kaos dönemleri de var; ayrıca koşullar zorlanırsa 2019’ta sonuç alınır, ister daha çok kaos, ister daha çok kozmos anlamında.
Bu Fetret Devri’nin böyleliliği, ilginçtir ama taa 11 Eylül 2001 ile belli olmuştu. O zaman ülkede 2001 krizi vardı, siyaset tıkanmıştı ve AKP’liler ufaktan ufaktan ön-toplantılara başlamıştı. Birinci ve ikinci neo-elaturka-neo-liberal dönemler de pilini bitirmişti, eh üçüncünün planı yapılabilirdi o zaman, yapıldı da.
Bunların böyleliğini görebilmek için 100 yıla kadar uzayan aralıklarla uzun vadeli ve 10-100 ülkeye genişleyen geniş alanlı bakış açıları gerekiyor ve o da bizim alaturka medyada ve köşe yazarlarında yok. Son 4 yıl bunu kanıtladı ve açımladı.
Gençler yaşamamış ve okumamış, moruklar yaşadıklarından ve okuduklarından hiçbirşey öğrenmemiş durumda imiş. Bunu da, bu son 4 yılda gördük. O son 4 yılda Ahmet Altan’ından Aydın Selcen’ine belki 100 gazetecinin metinlerini irdeledik: Genelde ağaca bakarken ormanı, ormana bakarken ağacı göremiyorlar.
Genelleme-özelleme, mikrolama-makrolama, vd, vb için elimizde yeterince tarihsel malzeme var. Fransa’nın 5 ve İspanya’ın 6 cumhuriyeti örnekleri var örneğin. Osmanlı’nın Fetret’i ve Anadolu’nun beylikleri dönemi var örneğin.
Günümüz koşullarını ilgilendiren kısasları ve anafikirleri bnlardan çıkarıp, onu soyutlama üzerinden gelecekbilime denklemleyeceğiz hepi topu. Adamlar ise, 5 haneli 2 sayıyı çarpan ilkokul çocuğu gibi, ikinci hanede takılıp kalıyor, elde varları, elde yokları unutuyorlar.
Bu, en son Gül’ün ‘siyasete geri dönüyorum da, dönmüyorum’ kıvırtması ile oldu.
Durum basit:
Sağcı siyasetçiler hep oryantal kıvırtır. Tüm politikacılar oryantal kıvırtır ama sağcılar yalnızca kıvırtır. Birbirlerini ihaneti pek severler. Yenilmiş pehlivan gibi güreşe doyamazlar. Rahmetli Demirel de, 2000’de cumhurbaşkanı emeklisi olduktan sonra, daha önce bilmem kaç kere siyasetten kırmızı kart görüp, yeni formayla sahaya döndüğü için, horoz ölür gözü çöplükte kalır misali, hala davet beklemişti bir siyasi partiye yeniden girmek için. Çünkü adam (hem 24 Ocak, hem de 12 Eylül olarak) 1980’i yaratıp, aynı seçmenler tarafından ‘kurtar bizi baba’ diye geri çağrılmıştı.
Şimdi de Gül böyle. Yılmaz ve Çiller de böyle. Hesapları kessin, anında dalarlar arenaya gerisin geri. Sonuçta Demirel, 3 kere geri döndü arenaya: 1971, 1980, 1993. Tüm siyasal yaşamı darbelere dayalıydı, bundan zarar gördü ama 1960’tan ve 1993’ten-1997’den nemalandı da.
Düşünün ki Gül ve Akşener gibi 2 politik figür, demokrat diye tanımlanıyor bu koşullarda. CHP sağa kaya kaya AKP’nin ampulünü münasip bir tarafına takmış durumda. Bunlar da gaza geliyor.
Oysa, hepsi gidip ABD’den icazet almıştı ve şu an için ABD’nin onlar için bir planı yok. İşin mavra yanı, ABD’nin ne TC için, ne de kendi için bir planı olmaması. Trump; plan değil, pilav yapıyor çünkü. Siz Soğuk Savaş döneminde hiçbir ABD veya SSCB başkanının, naklen yayında ‘basarım lan düğmeye’ dediğini gördünüz mü veya duydunuz mu? Trump veya Kuzey Kore başkanı bunu yapıyor artık. İran da o kıvama geliyor veya getiriliyor. Tabii ki o bombalar; geçmişte nasıl ki Berlin’de değil, Nagazaki ve Hiroşima’da patladıysa; herhangi bir ABD veya AB kentinde değil, 3.-N. Dünya kentinde patlayacak.
Bu koşullarda, AB ve ABD çoktan TC’yi boşadı. Kaldık mahalle kavgasına. Durumdaki toz duman bu nedenle. Gayrınizami futbola geçtik artık. Hakem, maçı bırakıp tüydü zaten.
İstikrarlı sayılan TC dönemlerinde bile, bir hükümet ortalama 2,5 yıl dayandı 1. Cumhuriyet’te. Demek ki daha kısalacak bu dönem. Bir ara İtalya böyle bir döneme girmişti, oradan kopya çekeriz artık.
Artık sokaklarda devlet yok. Ayaktakımının Ali kıran baş kesenliği var. Tahminimiz, (en az) 2023’e kadar inişlerle çıkışlarla böyle gideceği.
Bu partilerle, bu parti başkanlarıyla ancak daha çok batarız, batıyoruz da.
Eğer, gerçekten ambargo benzeri bir ceza yersek, 5 sene yamyamlığa geri döneriz ki onu da 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’da yine yaşamıştık.
Gerisi askeri veya sivil darbeler, 20 yıl boktan ekonomi, geçersiz politik düzen, sokakta kaos ve açlık, vd, vb olur.
Çünkü hep böyle oldu ve bizler böyle olmaması için hiçbirşey yapmıyoruz…
O salak sepet metinler yazan 100 köşe yazarı dahil…

(4 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: