Pazartesi, Ocak 01, 2018

Aforizma: Çocuk ve Kitap

1 ayın varsa, çocuk yap; 1 yılın varsa, kitap yaz, diye bir aforizma var imiş.
Bazı aforizmalar da benden olsun yeni yıl için:
Çocuklarını öldüremezsin (içinden gelmez) ama kitaplarını öldürebilirsin (içinden gelir, kimi epeyi sık gelir), yani yakabilirsin, yırtabilirsin, bilgisayardan silebilirsin. Açıkçası, tam kitap olmasa da, yapmadığım bir şey de değil, kendi yazdıklarımı yok etmek.
Çocuklarına miras bırakırsın, yani onlara para verirsin; kitapların ise sana para verebilir, vermeyebilir de.
Çocuklar da gün gelir senin olmaktan çıkar, kitaplar da. Ama kitapların senin olmaktan çıkması daha az acı verir ve hatta bunu olağan karşılarsın, bir gün gelip olacağını bilirsin. Çünkü bütün yazarlar, yanlış anlaşıldıkları için okunmuşlardır, Aristo ve Lao Tzu dahil.
Çocukların sana ihanet edebilir, çoğunluk ederler de, genetik olarak da, kültürel olarak da, psişik olarak da; ama kitaplar etmez. Eğer ki bir an gelmiş ve sen onların altına nihai imzanı basmışsan, kitapların sana asla ihanet etmez. Yanlış anlaşılırlar, ayrı konu. Ama bu senin kitaplarının sana ihaneti değildir, okurlarının sana ihanetidir ki ben bunu son 10 yılda belki bin kere doğrudan yaşadım: Okuruma siktiri çekme lüksünü bile yaşadım, o kadar yani.
Kadınlar, hala yazarlara aşık oluyorlar. Bu durum; iyi mi, kötü mü, buna bir türlü karar veremedim. Bir kadın okurunun Barcelona’dan kalkıp seni görmeye gelmesi gayet hoş da, başka bir yazarı sana tercih etmesi feci nahoş. Bunu da bizzat yaşadım.
Sürekli okur / fan okur olayına 2 kişiyle yavaş yavaş giriyorum sanırım. İyi ki Yanki işi fatal fanlığa vurmuyorlar işi.
Son 2-3 yılki çocukseverliğim ve hayvanseverliğim, eski zamanlardaki ‘kitap daima önce gelir’ düşünceme biraz olsun sekte vurdu. Özellikle embriyosal kürtajlar, yaşlandıkça içimi giderek daha çok acıtıyor. Kitap kürtajı hiç yaşamadım, kazayla kitabımın ölümünü yaşadım ama.
Yılda 20 kitap hızım belki 10 yıldır sürüyor. Padişahlarda bile, 10 yıl üstüste her yıl 20 çocuk yapan birini hiç duymadım. Ama ben 200 kitap yazdım sayılır son 10 yılda.
320 kitabın 200’ünü son 10 yılda yazınca, yaşlandıkça azan kart teke yazar durumuna düşmüş oluyorum herhalde. Ya da ölmeden önce kuğunun son şarkısını bolca döktüren, tüyleri dökülmüş moruk bir kuğu olmaktayım: Gençken çirkin ördek, sonra kuğu prens, yaşlanınca fark noke:
Sürün babam sürün.

(31 Aralık 2017)

Hiç yorum yok: