Çarşamba, Ocak 03, 2018

Budalalar Gemisi Tayfasının Tarih Bilinçsizliği

Birinci Cumhuriyet, Aralık 2013’te, TC’nin 10 yılda birlik devranlar (mikro sikluslar) geleneğine uyarak, 90 yılın sonunda battı.
Yanısıra, hem Dünya’da, hem TC’de neo-globalist neo-liberal dönem de bitti. Bunun bitişi için, 2011-2017 arasında birçok olay seçilebilir, farklı kişiler de gelecekte seçecekler de. Dünya için daha çok 2007 Ev Krizi bir kilometre taşı oldu, çünkü o günden yana G-7 ülkelerinin ekonomileri hala kendilerini toparlayamadılar ki bu da 1929 Krizi’nden daha uzun süre demek, o zaman 2. Dünya Savaşı getirilip, seri savaş üretimine ve vatansaverlik kisveli negatif işsizlik durumuna geçildi. Birikmiş eksi değerler, biriktirilen artı değerlerle dengelendi, arada da on milyonlarca kişi erken vefat etti ama Almanya 1920’lerde ödeyemediği emekli maaşlarını ödemekten kurtuldu örneğin.
Tarihteki bizim açımızdan en uzun Fetret Devri de 10 yıl sürmüştü. Her açıdan 2023, bir moment yani. İlk değil, ikinci erken seçim momenti o çünkü. 2019’da çok az şey değişebilecek ve değiştirilebilecek çünkü. Buna AKP’nin gitmesi veya kalması dahil (bakınız ANAP’ın silinişi zaman dilimi).
Yani kısacası, 4 yıldır budalalar gemisi batıyor, kimi batan gemiyi seyrediyor, kimi bakmıyor bile, kimi çoktan tüydü bile. Kalanlar, mal mal batıyoruz işte.
Tarih biz; iktidar seçkinlerinin de, entellektüellerin de, kitlenin de tarih bilincine sahip olmadığını, yani kısacası, eğitimli veya eğitimsiz herkesin tarih bilinçsiz olduğunu söylüyor. Tarihin tekerrürü açısından buna eyvallah.
Eyvallah olmayan şu:
Felaket öncesinde, sırasında, sonrasında felaket yöneticiliğimiz berbat çıktı. Bu, en yüksek Dünya dayanışması rekorulu 1956 Dinar Depremi’nden 43 yıl sonraki 1999 Adapazarı Depremi’nde çılgınlar gibi talan olması momentiyle ortaya çıkmıştı zaten. Gölcük’te koskoca donanma Komutanlığı 3 gün dut yemiş bülbül oldu, çünkü ana komuta merkezi çökmüştü. Sonradan birileri, 150 talancıyı vurup gömerek işe müdahale edebildiler ancak.
Ancak, Ocak 2018 momentinde herşey açıkseçik ortada, herşey çok yavaş olup bitiyor. Adapazarı’nın anlık felaketinden farklı olarak, yavaş ısınan kaynar suda haşlanan kurbağalar durumu oldu.
Ve en berbatı şu oldu:
80 milyonda Allah, baba, devlet korkusu kalmadı. Ahlak, din, hukuk kalmadı. Toplumun öz-denetimi silindi.
Benim, ilk öldürülecekleri seçtiğimiz tersine felaket yönetimini gerektiren sonuç çıktı ortaya.
Sıradan insanlar, gündelik yaşamda da zaten ölümü inkar ederler. Bu kez ölüm ve yıkım onları hedef alınca, hepten inkara geçtiler: Toplama kampının öldüren gaz duşu kuyruğundaki insanların durumlarını inkarı çıktı ortaya.
Bunda asıl amacı o olmayan biçimde, 1975 sonrası doğumlu ezeli-ebedi ergenlerin hiçbir bilgi belleği olmamaları (ya da kalıcı hiçbirşey öğrenememeleri) durumunun 35 yıldır bilfiil sürüyor olması durumunun yaratılması, herşeyi bitirdi. Yani insanlar, kurtaracak biri varken bile, onu dinlemiyorlar, ölürken bile onu dinlemiyorlar, sopa bile onları doğru yola sürmüyor.
Tipik Sodom-Gomor durumu yani.
Nasıl ki milyonda bir işe yarar insan istatistiği hala işliyor ise, benim gibi zekat keçilerinin daha da düşük olasılıklı sağ kalma ve felaket yöneticiliği pozisyonuna çıkma (Nazım’ın Karayılan durumu yani) olgusu / olayı yaşanıyor şu an. Bu da bilinen bir şey, çünkü ancak benim gibi psikopatlar Murphy’nin bile akıl edemediği en kötüden de kötü durumları akıl edebilir. Bana boşuna bunca yıl, negatif, antipatik, şu bu demediler.
Benim gibi tersine akiller, birilerini kurtarmaya hala debeleniyor. Sonuçta, yeğenim kadar yakınıma dek, bildiğim tüm gençleri şu ya bu yoldan yurtdışına aktarıyoruz ki onlar bunu hiç mi hiç hak etmiyorlar, doğmayı bile hak etmemişlerdi zaten…
Burada soru şu:
İlk öldürülecekleri ateşe atarkenki kayıt, gelecekte ne kadar işe yarayacak? Sobotta verileri gibi mi yani?
Yani, belli kayıpları baştan kabul ettik, demek bu.
Kurtarmaya çabaladığımız şey, acil durum bilgileri.
Sırça anahtarla kapı açıp, anahtarı da kilidi kırıp, tek kezlik ve tersinmez bir iş yapıyorluk durumu var ortada.
Kampüs nanay, sanat nanay, 15 yaş üstü nanay.
Elde var ne?
Budalalar gemisi tayfasını, tuzlama mı, haşlama mı yapmalı?
Sorular bunlar, şu an için…

(2 Aralık 2018)

Hiç yorum yok: