Salı, Ocak 30, 2018

Hannibal: Az x Çok, Güçlü x Güçsüz, Alfa x Beta Psikopat

Bu, bir Hannibal çapraz medya toplamını yeniden okumadır.
Bu, bir Hannibal yeniden aşırı-aşırı yorumudur.
Seri katillerin psikopatlar da oldukları genel kabul görür.
Hannibal’in, mono-psikopatiden poli-psikopatiye uzanan bir öykü içerdiği ortada.
Hannibal’in, bir stadyumu havaya uçurmalı seri terörizm öyküsünden sonra yazılmış, seri katil öyküsü olduğu ortada.
Hannibal’in gerçek yaşamdaki 2-3 seri katil tiplemesinin bileşimi olduğu ortada.
Dexter, Following, Hannibal varken, seri katillerin birbirleriyle karşılaştıkları, etkileştikleri ortada. Bunlar boşuna yazılmadı yani.
Dolayısıyla biz, bu öykülerin de birçok öykünün paçalı ve harmanı olduğu kanısına vardık en son momentte.
Gerçek yaşamda, terörden en çok para kazanan seri terörist Çakal Carlos’un İkiz Kuleler’in yıkılması için, henüz 1991’de ‘joint-venture’ terörist çalışmalara girdiği ortada. Bunu Devrimci İslam’da kendi ağzıyla anlatıyor.
Manson, hapiste öldü. Hayranları vardı. Dışarıyla yazışıyordu. Bu da ortada. Birilerine birşeyler anlatabilirdi yani.
Gelelim bu koşullarda, Hannibal’in çevresindeki diğer psikopatlara:
Roman dizisinde bunlardan 10 taneden çok var. Hannibal hariç, 2’si de psikiyatrist (ve artı kadın) bunların.
Dizinin finalinde ölen bir rakip seri katil de var. Dizinin içinde, başka seri katiller ve adayları da vardı.
Burada bir soru ve belirsizlik kipi:
Seri katillerin birbiriyle idrar yarıştıracağı kanısında değiliz. O zaman çok çabuk deşifre olurlar ve konuyla ilintili kurmaca öykülerde öyle de oluyor zaten. Dolayısıyla bunu, ABD’li vatandaşların, hatta seri katillerin bile sırılsıklam salak olmasına bağlayabiliriz.
Ancak, az x çok, güçlü x güçsüz, alfa x beta açısından bakınca, seri katiller ve hatta mormal insanlar arasında da, iktidar ilişkileri açıkseçikleşir.
Evet, insanlar birbirlerini yönetmek, birileri tarafından yönetilmek, birine sahip olmak, birine ait olmak isterler. En azından büyük, orta ve küçük burjuvalar öyledirler.
Bu, en kısa yolda anlatıyla, tavuk kümesindeki tavukların birbirini habire gagalaması ve iktidar / hiyerarşi sırasının böyle kurulmasıyla ilgilidir. Yatılı okulda benim de başıma aynısı gelmişti. En gagalanan kişi olmaktan, alt edilmesi en kolay düşmanımı elinimine ederek kurtulmuştum.
Hannibal’in iktidar yarışına girdiği kişi, psikopat potansiyelli bir polistir. Asıl romanda lezbiyen bir kadındır, dizide bir erkektir ama efemine bir erkek. Zaten dizide ikisinin arasındaki potansiyel-platonik aşk hep tartışıldı.
Bizim katılmadığım nokta, aşkını kendini ona öldürterek kanıtlama gibi, gerçekten arabesk bir konu seçilmesidir. Sonuçta Hannibal, ya polisi öldürecekti, ya da ona kendini öldürtecekti. İkincisi oldu.
Oysa asıl reel psikopat tavır, Joker’in kendini Superman’a öldürtüp, onu diktatör yapıp, Dünya’nın canına tek başına yapamayacağı kadar çok okumaktır. Gerçek psikopat dediğinin bile, meslek ahlakı olur. Yapabileceğinin en iyisini, mümkünse daha da iyisini yapar.
Dizideki diğer tali psikopatlar, çok daha gerçekçi tasvir edilmişlerdi ve öyle de davrandılar:
Ona aşık kadın psikiyatrist, sonunda ona düşman olup, onun oyuncak niyetine oynadığı bir kadınla lezbiyen ilişkiye girip, onunla taşıyıcı anne yoluyla bir çocuk yapıp, tüm ömrünü onunla kaçarak ve saklanarak geçirir.
Ona aşık olan diğer kadın psikiyatrist, hem polis, hem Hannibal ölünce, kendi bacağını kendi keser, kendi pişirir, tek başına da yer. Bu, inanılmaz ironik ve realist bir son-arkası (jeneriksel) plan idi.
Ona meydan okuyan bir psikopat, onun gücünü hesaba katmayınca, ölür. Ancak, hem polis, hem de Hannibal, birlikte zor öldürürler onu. Ve bu öldürme planı, bizce Spartacus’un gladyatör ve arena planlarına meydan okuyan güzellikteydi.
Daha güçsüz bir psikopat, kendini Hannibal’e çok kolay öldürtür.
Hannibal’e meydan okuyan doktor, bunu çok pahalı öder.
Dolayısıyla burada öyküler, aşırı klişe düzeni içinde yürür.
Bizi ilgilendiren, kadın x erkek ve alfa x beta psikopat durumları:
Polis, gerçekten beta mı idi, gerçekten potansiyel seri katil mi idi, gerçekten psikopat mı idi? Bu açıkseçik hiç anlatılamadı. Tasvir güzellemesine (cinayet ayrıntılarına ve ‘according to my design’ esprisine) fazlaca yüklenilerek, bu ıskalandı.
Bizi betalığı ilgilendiriyor.
Öncelikle, tam kurt sürüsü başı anlamında, alfalık potansiyeli var. O bunu hissediyor ama reddediyor. Tam olarak neden reddettiği de belli değil. Alfa olmanın, Hannibal olmak olduğunu sanıyordu herhalde. Oysa, Superman’e karşı, psikopat Joker varsa, rasyonel Batman de var: Her 2’siyle de hep savaşıyor zaten. Olay, diyalektik değil, triyalektik üzerinden, poliyalektik çünkü.
Kadınlardan ise asıl alfa olan, bacağını pişirip yiyen, çocuk yapan değil.
Ancak ben dizinin sonunda, senaryo olarak, onun Hannibal’in bacağını kesip pişirip yemesini yazardım. Benim için asıl alfa dişilik budur: Erkeğini yemek. Örümcekler ve epeyi insan dişisi böyle yapar ve yaptı zaten.
Yanıtlayamayacağım soru ise şu olurdu:
Hannibal, kendi bacağını yer miydi, yemez miydi?
Yani diğer deyişlerle:
İntiharın ve cinayetin çok farklı yüzleri vardır.
Gücün ve iktidarın çok farklı yüzleri vardır.
Seri katilliğin ve seri teröristliğin de ötesi vardır. Bu; Homo Posterus da olabilir, Dünya’nın 50 büyükkentine atom bombası atmak da.
Asimov salağının bile anladığı üzere:
There is always another way, exodus, bomb, state, humanity, bla bla bla…
Çıkış dipnotu:
Kendi psikopatimin 55 yıllık bilinçli yaşamımın sonunda beni buraya getireceğini hiç ummazdım. Eğer psikopat olmasaydım, bunları anlayamaz ve yazamazdım. Ha, bir de Dünya tarihi bu kadar psikopatlaşmasaydı tabi ki…
Biyografim ve tarihçe, tencere-kapak gibi birbirine uydu.

(30 Ocak 2018)

Hiç yorum yok: