Çarşamba, Mart 28, 2018

2 Kuramsal Anarşizm Sorusu: Neçayef ve Proudhon


Marksistlerin olsun, anarşistlerin olsun, birinci dönemini, 19840-1880 / 1848-1871 olarak aldığımızı daha önceki metinlerde yazmıştık.
Birinci soru şu:
Neçayef nihilist midir?
Yanıt da şu:
Kuramsal olarak mümkün değil. Kendisi öyle söylese de mümkün değil. Çünkü o zaman, onun tarihsel öncülü ve antitezi Makyavelli de nihilist olurdu ve değil.
21. Yüzyıl’daki ilk 18 yılda, devletliğini zorlayan yanılmış devletlerin kendi devletlik durumlarını tasfiye ile, anarşistlerin hedeflediği ama hiç başaramadığı bir reel-devletsizlik durumu yarattığını da birçok metnimizde açımlamıştık. (Tarihte devlet kuran tek gerçek anarşist Makhno-Ukrayna-1920 de, bir anarko-komünist idi, bireyci bir anarşist değil.)
Buradaki soru, Makyavelli’nin devletçiliğinin ve devlete / prense herşeyi hak gören anlayışının, o devleti kendi kendini yok etmeye veya tasfiyeye taşıyıp taşımayacağı sorusuna dönmüş oluruz.
Bundan sonrası ilginç gelişiyor:
Makyavelli, birleşmemiş bir İtalya, yani ulus-devlet olmayan bir İtalya, yani sanayileşme öncesi bir İtalya için yazdı. Zaten ‘Başkan’ demedi, ‘Prens’ dedi, ‘Kral’ da değil. Çünkü siteler / kent devletçikleri, birer prens tarafından yönetiliyordu.
Kent-devlet olarak sitenin ise, kendi kendisini yok etmesiyle, onu başkasının yok etmesi durumu; tarihteki Atina-Sparta-Makedonya x Persepolis reel politik kuadralektiği ve poliyalektiği örneğinde çok açıkseçik ve bambaşka bir söylem düzleminde sergilendi:
Makyavelli gibi, Sokrat da, Platon da, Aristo da kabaca tek adamcı veya diktatörcü ve artı fatih diktatörcü idiler. Aristo’nun öğrencisi olan Makedonyalı İskender, onları dinledi, Persler’i yendi, Persepolis’i fethetti. Vee: Bir Pers gibi yaşamaya başladı ve adamları acilen onu tasfiye ettiler, erken öldü ve ölüm nedeni bilinmiyor.
Yani eğer bir öz-tasfiye varsa veya olacaksa bile, o başka alanlarda yaşanır, bu türden çok güçlü devletin kendini tasfiyesi olarak değil, en azından bu mikro koşullarda. Ek: Bir de, artık hep yineleyeceğimiz, tezin kendi antitezini kendi yaratması veya o olması durumları var tarihte.
Yani, eğer Makyavelli’nin reel olarak nihilist olduğunu kabul etmiyorsak, Neçayef’i de nihilist kabul edemeyiz.
Daha da ilginci, Neçayef’in, daha Paris Komünü 1871’den önce, Bakunin’in 1842 tarihli, yıkımı öven meseli örnek alması da ilginç.
Dolayısıyla, 1842 tarihli Bakunin metni parçası, anarşist ve/ya nihilist olarak onu Proudhon’un önüne alır.
Burada tuhaf olan şey, Engels’in Marx’ı finansı gibi, Bakunin’i de, Proudhon’u da birileri finanse etmiş. Açıkçası, bu durumda hiçbiri mülksüz olamıyor, olsa olsa rantiye himayeli maaşlı oluyor ve bu mülksüzlük sayılamaz, tanım gereği, çünkü mülklüler bile 30 yıl maaşı garanti edemezler.
Bu durumda ikinci sorumuz şu oluyor:
Proudhon bir anarşist midir?
2 kere hayır:
Bir: Bu maaşlılık durumu.
İki: 1840 gibi bir tarihte, İngiltere 90 yıldır, Fransa 40 yıldır sanayileşiyorken / sanayileşmişken, feodal yapıyı ve mülkiyet olarak toprağı öne çıkarması, dolayısıyla bir bakıma işçi sınıfını yoksayması.
Artı olarak, sayı koymaksızın, başarısız işadamlığı girişimlerini ekleyebiliriz.
Yani bizim kuramsal bakış açımızla Proudhon, ne kuram, ne de eylem olarak anarşist olamamış.
Not: Burada en önemli fark, internet aracılığıyla, önemli kuramcılar hakkında ıcığına cıcığına çok ayrıntılı bilgilerin oluşturulması. Örneğin Marx, Rus nihilistleri tarafından matbu kitap ve çeviri sorunları nedeniyle hiç tanınmamış, en azından ilk eylem dalgası zamanlarında. Dolayısıyla Rus nihilizmi / anarşizmi, 1880’e kadar ana akım ve kıta Avrupa’sından ayrı gelişmiş. Bu çok önemli, çünkü 1880 gibi Rus nihilistleri de, Dünya anarşistleri de umutsuzca yıkım eylemlerine girdiklerinde, beslendikleri kaynaklar oldukça farklı olmuş oluyor: Eylemlerinin veri tabanları birbirinden bambaşka yani.
Çıkış:
Neçayef’in nihilist olmaması (o, devleti yıkabilecek denli pratik biriydi, yeterince kadrosu olamadı, o kadar) ve Proudhon’un anarşist olmaması, bizi kendi ustalarımız ve onlar hakkındaki veri tabanımızı bir kere daha çizmeye getirdi.
Bunlar da, başka metinlerin konuları olacak.
(26 Mart 2018)

Hiç yorum yok: