Marksistlerin
olsun, anarşistlerin olsun, birinci dönemini, 19840-1880 / 1848-1871 olarak
aldığımızı daha önceki metinlerde yazmıştık.
Birinci
soru şu:
Neçayef nihilist midir?
Yanıt da
şu:
Kuramsal
olarak mümkün değil. Kendisi öyle söylese de mümkün değil. Çünkü o zaman, onun
tarihsel öncülü ve antitezi Makyavelli de nihilist olurdu ve değil.
21.
Yüzyıl’daki ilk 18 yılda, devletliğini
zorlayan yanılmış devletlerin kendi devletlik durumlarını tasfiye ile,
anarşistlerin hedeflediği ama hiç başaramadığı bir reel-devletsizlik durumu yarattığını da birçok metnimizde
açımlamıştık. (Tarihte devlet kuran tek gerçek anarşist Makhno-Ukrayna-1920 de,
bir anarko-komünist idi, bireyci bir anarşist değil.)
Buradaki
soru, Makyavelli’nin devletçiliğinin ve devlete / prense herşeyi hak gören
anlayışının, o devleti kendi kendini yok etmeye veya tasfiyeye taşıyıp
taşımayacağı sorusuna dönmüş oluruz.
Bundan
sonrası ilginç gelişiyor:
Makyavelli,
birleşmemiş bir İtalya, yani ulus-devlet olmayan bir İtalya, yani sanayileşme
öncesi bir İtalya için yazdı. Zaten ‘Başkan’ demedi, ‘Prens’ dedi, ‘Kral’ da
değil. Çünkü siteler / kent devletçikleri, birer prens tarafından
yönetiliyordu.
Kent-devlet
olarak sitenin ise, kendi kendisini yok etmesiyle, onu başkasının yok etmesi
durumu; tarihteki Atina-Sparta-Makedonya x Persepolis reel politik
kuadralektiği ve poliyalektiği örneğinde çok açıkseçik ve bambaşka bir söylem
düzleminde sergilendi:
Makyavelli
gibi, Sokrat da, Platon da, Aristo da kabaca tek adamcı veya diktatörcü ve artı
fatih diktatörcü idiler. Aristo’nun
öğrencisi olan Makedonyalı İskender, onları dinledi, Persler’i yendi, Persepolis’i
fethetti. Vee: Bir Pers gibi yaşamaya başladı ve adamları acilen onu tasfiye
ettiler, erken öldü ve ölüm nedeni bilinmiyor.
Yani
eğer bir öz-tasfiye varsa veya olacaksa bile, o başka alanlarda yaşanır, bu
türden çok güçlü devletin kendini tasfiyesi olarak değil, en azından bu mikro
koşullarda. Ek: Bir de, artık hep yineleyeceğimiz, tezin kendi antitezini kendi
yaratması veya o olması durumları var tarihte.
Yani,
eğer Makyavelli’nin reel olarak nihilist olduğunu kabul etmiyorsak, Neçayef’i
de nihilist kabul edemeyiz.
Daha da
ilginci, Neçayef’in, daha Paris Komünü 1871’den önce, Bakunin’in 1842 tarihli, yıkımı öven meseli örnek alması da
ilginç.
Dolayısıyla,
1842 tarihli Bakunin metni parçası, anarşist ve/ya nihilist olarak onu
Proudhon’un önüne alır.
Burada
tuhaf olan şey, Engels’in Marx’ı finansı gibi, Bakunin’i de, Proudhon’u da
birileri finanse etmiş. Açıkçası, bu durumda hiçbiri mülksüz olamıyor, olsa olsa rantiye
himayeli maaşlı oluyor ve bu mülksüzlük sayılamaz, tanım gereği, çünkü mülklüler bile 30 yıl maaşı garanti edemezler.
Bu
durumda ikinci sorumuz şu oluyor:
Proudhon bir anarşist midir?
2 kere
hayır:
Bir: Bu
maaşlılık durumu.
İki:
1840 gibi bir tarihte, İngiltere 90 yıldır, Fransa 40 yıldır sanayileşiyorken /
sanayileşmişken, feodal yapıyı ve mülkiyet olarak toprağı öne çıkarması,
dolayısıyla bir bakıma işçi sınıfını yoksayması.
Artı
olarak, sayı koymaksızın, başarısız işadamlığı girişimlerini ekleyebiliriz.
Yani
bizim kuramsal bakış açımızla Proudhon, ne kuram, ne de eylem olarak anarşist
olamamış.
Not:
Burada en önemli fark, internet aracılığıyla, önemli kuramcılar hakkında
ıcığına cıcığına çok ayrıntılı bilgilerin oluşturulması. Örneğin Marx, Rus
nihilistleri tarafından matbu kitap ve çeviri sorunları nedeniyle hiç
tanınmamış, en azından ilk eylem dalgası zamanlarında. Dolayısıyla Rus nihilizmi
/ anarşizmi, 1880’e kadar ana akım ve kıta Avrupa’sından ayrı gelişmiş. Bu çok
önemli, çünkü 1880 gibi Rus nihilistleri de, Dünya anarşistleri de umutsuzca
yıkım eylemlerine girdiklerinde, beslendikleri kaynaklar oldukça farklı olmuş
oluyor: Eylemlerinin veri tabanları birbirinden bambaşka yani.
Çıkış:
Neçayef’in
nihilist olmaması (o, devleti yıkabilecek denli pratik biriydi, yeterince
kadrosu olamadı, o kadar) ve Proudhon’un anarşist olmaması, bizi kendi
ustalarımız ve onlar hakkındaki veri tabanımızı bir kere daha çizmeye getirdi.
Bunlar
da, başka metinlerin konuları olacak.
(26 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder