İçişleri
Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanı Ömer
Ulu, dünyada üretilen her türlü uyuşturucunun Türkiye’den geçtiğini ifade etti:
“Uyuşturucu,
terörle beraber son zamanlarda Türkiye’ye yönelmiş en önemli tehdittir. Afyon
ve eroin bakımdan Afganistan’dan, ecstasy bakımından Belçika ve Hollanda’dan,
captagon bakımından Polonya, Belçika ve Hollanda’dan, metamfetamin bakımından
Çekya, Polonya, Slovokya, İran, sentetik uyuşturucular bakımından Çin ve AB
ülkeleri, esrar üretimi bakımından da Fas ve Lübnan’dan yönelmiş bir tehditle
karşı karşıyayız.
Türkiye,
bütün uyuşturucu üreten coğrafyaların tam ortasında bulunmaktadır. Özellikle
bazı ülkelerde bazı uyuşturucu türleri yoğun olarak bulunurken, diğer
uyuşturucu türleri o ülkelere uğramamakta. Ama ülkemiz açısından maalesef böyle
bir şey söz konusu değil. Dünyadaki bütün uyuşturucuların hemen hemen hepsinin geçtiği
bir coğrafyada bulunuyoruz.”
Geçiyor,
çünkü geçebiliyor diye buraya yönlendiriyorlar.
Klasik
oran şu:
1
yakalanırsa, 9 yakalanmaz.
Dünya’da
uyuşturucu tüketimi oranı kabaca şöyle:
ABD 1/3,
AB1/3, gerisi 1/3.
3.
Dünyalılar ve aşağısı, 5-10 liralık bonzai türü haplarla idare ediyor. Sosyete
kokaine parayı basıyor. Belki fakirlerde daha çok sayıda kullanıcı var ama ciro
yukarı sınıflar için daha yüksek.
Bu
Dünya’da 350 milyon göçmen (% 5) ve 49 milyon yeni köle (%o 7) var. Fuhuş
sektöründe ise 10 milyonlarca kişi çalışıyor. Bunların hepsi potansiyel
uyuşturucu kullanıcısı: ülke yok, para yok, yaşam güvencesi yok.
Türkiye’de
20 milyon kişi sosyal marketten yardım alıyor. Bunların çocukları olan ergenler
ve gençler sahipsiz.
Toplumsal
yapı, özellikle kutsal aile, muhafazakar iktidarlar tarafından tasfiye edildi.
Uyuşturucu
kullanımı, intihar, boşanma, vd hepsi birden arttı artıyor, artacak.
Uyuşturucu
ile birlikte bu tablo, bir çağ
yangınının kültürel salgınbilimi demek: 2000-2020 TC’si bu demek.
Tıpkı,
1920’ler Almanya’sı, 1930’lar ABD’si gibi…
(2 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder