Cumartesi, Mart 24, 2018

Felaket Yönetimi: İsrail’in Suriye’de Nükleer Reaktör Yok Etmesi


Bir başarı bir başarısızlığa, bir mucize bir felakete nasıl dönüştürülür’ü, inanılmaz biçimde, hem İsrail, hem de Mossad vermiş.
Haber şu:
“İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, ”2007 yılında Suriye’de nükleer reaktör yok ettik” iddiasının ilk kez resmen açıklanmasına izin verdiği için ‘pişmanlık’ belirtti. Liberman, ‘İran’ın değerli istihbarat elde ettiğini ve İsrail’in güvenliğinin zarar gördüğünü’ söyledi.”
Yani, işi yapmaları ve tam-hep susmaları gerekirdi.
Birinci hata, açıklama yapmak.
Devamı çorap söküğü gibi gelmiş:
“2007 yılında Suriye’de nükleer reaktör yok ettik” açıklaması üzerinden en büyük kapışma, dönemin Mossad Başkanı Tamir Pardo ile dönemin Askeri İstihbarat (Aman) Başkanı, emekli general Amos Yadlin arasında yaşanıyor. ”İsrail, Suriye’deki reaktörden haberdar olmasını Mossad’a borçlu” diyen Pardo, ‘tamamlanma aşamasındayken, yani çok geç saptanmasının feci bir istihbarat başarısızlığı olduğunu’ söylerken Askeri İstihbarat Servisi’nin hatasına işaret etti.”
1970’lerde ve 1980’lerde efsaneleştirilmiş, CIA’den daha iyi sayılmış bir örgüt yapabilmiş bunları.
Tabii, bugün ABD’de hala CIA gibi, 19 kurumu olduğunu anımsatmak gerekli. Yeni gelen başkan, yenisini kuruyor. Biri sıçıp sıvıyor, yenisi kuruluyor. Den den de den den.
İsrail de aynı yola girmiş.
Ancak, öykünün en grift ve en zor bölümü şu:
“Eski Aman Başkanı ”İsrail ordusunun iki hedefi vardı: Reaktörü yok etmek ve savaştan kaçınmak” dedi.”
2005-2018 arasında, İsrail herhangi bir İslam ülkesiyle savaştan kaçınmak istiyor: Bu, imkansız ama: Kendi kullandıkları yöntemlerle imkansız.
Sonrası, komikleşiyor:
“Aşkenazi şunları aktardı; ”2. Lübnan Savaşı’nın bitmesinden aylar sonra, Suriye’nin çöllük Deyr ez Zor bölgesindeki tesisle ilgili somut kanıtlar elde edince, İsrail’in bu operasyonu geride en az iz bırakarak yürütmesine karar verildi. İsrail’in rolünün inkar edilmesine imkan verilecekti ve böylece Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın utanç verici bir duruma düşüp, savaşa dönüşebilecek  şekilde yanıt vermesi engellenecekti. Operasyonu çok gizli yürütmek, Esad’ın halkına başka türlü bir hikaye anlatmasına imkan tanıyacaktı.”
Pilotlar Suriye’ye vardığında, Genelkurmay’ın penceresinden uyuyan Tel Aviv’e baktığını ve ”Umarım doğal olmayan bir şekilde uyanmak zorunda kalmazlar” diye düşündüğünü söyleyen Aşkenazi,  “Olan bitene karşı tarafın nasıl yanıt vereceğini anlamamız için birkaç saat geçmesi gerekti” dedi.”
Ya herro, ya merro, kuramı olmuş yani.
Demek ki o noktada Esad, savaş çıkarsaymış, bugün İsrail olmayacakmış yani. Daha doğrusu, İsrail’in asıl korktuğu bu imiş yani.
Peki, ya Esad veya başka biri Tel Aviv’e bir kirli bomba atarsa ne olacak?
Diyelim, Esad’ı gitme-kopma noktasına getirdiler: esad, bunu neden yapmasın? Kuzey Kore devlet başkanına telefon açmak, o kadar zor bir şey değil onun için.
Açıkçası, bunun olabileceğini bilmiyorduk. İsrail bundan korkuyorsa, olabilir ve hatta olacak demektir.
Durup bakıyoruz:
Ne görüyoruz?
İnsanlar ülkelerini kurtaracağız veya koruyacağız derken, onu yok olma noktasına taşıyorlar.
ABD de olsa böyle, Mossad da olsa böyle.
Olay, Spielberg’e ‘Eylül’ filmini çektirmeye benzemiyor yani…
(22 Mart 2018)

Hiç yorum yok: