Çarşamba, Mart 21, 2018

Türkiye’de Araştırmacı Gazetecilik


Ülkemizde bu konu şöyle işliyor:
Devlet içinde bir grupçuğa gıcık diğer bir grupçuk o grupçuk aleyhindeki belgeleri, kendisine uygun gördüğü bir gazeteciye servis ediyor. O gazeteci onları yayınlıyor. Patırtı kopuyor. 2 grupçuktan 1’i güçleniyor, diğeri zayıflıyor ama her zaman aleyhine belge yayınlanan taraf, kaybeden taraf olmuyor. Kimi olay, geri tepiyor ve kamuoyu o grupçuğu daha çok tutar oluyor.
Öncelikle, bir gazetecinin veya herhangi bir kişinin devlet içindeki belgelere ulaşması, olağan koşullarda imkansızdır. Ancak devlet, kazara kendi belgelerini çöpe atar, bu G-7 ülkelerinde bile çok olmuştur.
Sonrasında o gazeteci, o belgeleri almakla manen satın alınmış olur, belli bir yöne hizmet ediyor olur.
Savaş gazeteciliği de böyledir.
‘Ateş Altında’ filmi bunu gayet güzel açımlamıştı. O film, Reagan’ı seçtiren film olarak kabul edilir.
O nedenle, öldürülenler dahil, bu ülkedeki araştırmacı gazetecilere saygı duyduğumuzu söyleyemeyeceğiz açıkçası…
(20 Mart 2018)

Hiç yorum yok: