Ülkemizde
bu konu şöyle işliyor:
Devlet
içinde bir grupçuğa gıcık diğer bir grupçuk o grupçuk aleyhindeki belgeleri,
kendisine uygun gördüğü bir gazeteciye servis ediyor. O gazeteci onları
yayınlıyor. Patırtı kopuyor. 2 grupçuktan 1’i güçleniyor, diğeri zayıflıyor ama
her zaman aleyhine belge yayınlanan taraf, kaybeden taraf olmuyor. Kimi olay,
geri tepiyor ve kamuoyu o grupçuğu daha çok tutar oluyor.
Öncelikle,
bir gazetecinin veya herhangi bir kişinin devlet içindeki belgelere ulaşması,
olağan koşullarda imkansızdır. Ancak devlet, kazara kendi belgelerini çöpe
atar, bu G-7 ülkelerinde bile çok olmuştur.
Sonrasında
o gazeteci, o belgeleri almakla manen satın alınmış olur, belli bir yöne hizmet
ediyor olur.
Savaş
gazeteciliği de böyledir.
‘Ateş
Altında’ filmi bunu gayet güzel açımlamıştı. O film, Reagan’ı seçtiren film
olarak kabul edilir.
O
nedenle, öldürülenler dahil, bu ülkedeki araştırmacı gazetecilere saygı
duyduğumuzu söyleyemeyeceğiz açıkçası…
(20 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder