Son 50
yıl için, 25’er yıl arayla 3 nirengi noktası seçelim:
1968,
1993, 2018.
1968’de
1968’liler fabrikalarda ve tarlalarda politik aktif eylediler. Grevler, köylü
direnişler örgütlediler.
Sonra ne
oldu?
Gecekondularını
yaptıkları varoşlular, 1971’de ve 1980’de onları ilk ihbar edenler oldular.
İşkenceler,
sürgünler, delirmeler, intiharlar: 2 kuşak böyle harcandı.
İlki
soldu, ikincisi sağ dalga oldu.
1993
FP-AKP çizgisi: Ev ev dolandılar. Kemalistlerin başörtüsünden hareketle
müminleri nasıl ezdiği söylemini yaydılar. Tekne kazıntısı solcular ise, bunu
Müslümanlar’ın dünyevileşmesi gibi abidik ubidik bir terimle karşıladılar.
Müslüman’ın dünyevileşmesi, 4x4 cip, uçkuruna ve cebine hakim olamama olarak
yaşandı, metres blokları diktiler. En büyük yalanı söyleyen kazanır, ilkesi
burada işlemiş gibi görünüyor.
Geldik
2018’e:
Dünya
genel bir çöküş dönemine gireli 17 oldu. Bazı şeyler artık geri dönüşümsüz
yıkım oldu. En az 3 kuşak eksi / çukur kuşak olarak kayda geçti: 15-30 milyon
kişi yani.
0’dan
değil, eksiden başlanmak durumunda yani.
Sokağa
çıktığında, eğer evlilikte sadakatı savunacaksan, kendi evliliğinde sadık
yaşamış olacaksın. Tersi durumda, ne kendini, ne de başkasını kandır, politik
aktif eyleme, otur evinde veya huzurevine git.
Kitleye
tüketiciliğinin ağır bir maddi ve manevi ceza gerektirdiği de açıkça
anlatılmalı. Solun da, sağın da yaptığı gibi, yalanlarla kitlenin sırtı
sıvazlanmayacak yani, yalnızca ödemek zorunda olduğu bedel açımlanacak. Sokak,
seçim sandığı değil. Beğenmeyen gider, karısını satar ki zaten satıyor da.
Karısını satmama yolunun ancak ve ancak ağır çabalı ter, kan ve gözyaşından
geçeceğini, bunun bitmeyen bir kavga olduğunu, belki 40 yıl alacağını baştan
söylemek gerekli. Ne olacağı da belli: % 99,99 sırıtır ve kaçar ve sonra da
ölür.
2015’ten
beridir, aslında ölmeyecek belki 10 bin kişi öldü, sivil, asker, polis:
Yalnızca TC vatandaşı olarak. TC’nin bu edimleri sırasında 10 binden çok da
diğer ülke vatandaşları öldü. Bu, başlangıcın başlangıcı bile değil. Milyonlara
doğru gidiyoruz. Ölecek olan da, o bol kredi kartlı kitle. Akil adamlar hapiste
zaten.
Yani,
tüm seçeneklerin kaybettirdiği bir yitir-yitir oyunu bu.
İlkin,
bu görülecek ve gösterilecek.
Ondan
sonra mı?
Yeşil
hap veya kırmızı hap.
40 katır
veya 40 satır.
Sabun
veya tuvalet kağıdı.
Den den
de den den.
(14 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder