Pazar, Mart 25, 2018

Kadınlığın Uzun ve Dolambaçlı Yolu


Bu, bir kitap adı.
Elda Abrevaya yazmış.
Kitabın tanıtım bülteninde şunlar yazıyor:
“Simone de Beauvoir'ın toplumsal alanda ortaya attığı "Kadın olarak doğulmaz, kadın olunur" düşüncesini psikanalitik açıdan tercüme etmek istediğimizde bu sav kitap boyunca şöyle bir soruya dönüşecektir: Bir kadın kadınsılığına nasıl erişir? Ödipal karmaşanın oluşumunda, küçük kızın çözmesi gereken en çetrefil sorun, derin bir aşkla bağlı olduğu anneden babaya yer değiştirebilmektir.
Nesnenin aşkını kaybetme kaygısına rağmen, kızın babaya (sonradan sevgiliye) dair kadınsı dürtülerine sahip çıkması bir cesaret işidir. Bu, anneye olan derin bağlılığına rağmen, her ne pahasına olursa olsun, kadınsılığına sahip çıkmanın cesaretidir. Yaşamı boyunca farklı evrelerde karşısına çıkacak olan bu sınav, kadını en fazla menopoz ve sonrasında zorlayacaktır. Bu doğrultuda kadınsı erotizm sadece cinsel ilişkiye indirgenemez, kültür nesneleriyle ve ötekiyle kurulan ilişkiyi de nitelendirir. Böylelikle kadınsılık, kadının içinde gömülü olan karanlıklardan ve sislerden sıyrılıp, toplumsal sahnede ötekine dair bir tasa taşıyarak arzulu olmasının serüvenidir.”
Bu ne yahu?
Erkekleri hepten eksi zekalı buldular da, alay mı ediyorlar?
2 bilimkurgu romanda, Evrenin Türküsü’nde ve Kızıl Mars’ta Rus kadınının niteliğinin erkeği öldürmek ve artı iki erkeği ölümcül çzatışmaya sokmak, ve artı yine bir bilimkurgu romanda, ‘Triton’da (biseksüel bir erkek tarafından yazılmış olarak) kadının birincil niteliğinin yalan söylemek olduğu yazılıdır.
Bunları hep abartılı, kuşkulu ve sorgulanması gerekli buldum.
Ancak, yine bir Rus kadın tarafından yazılmış alıntıyı görünce, çok şaşırdım.
Öncelikle, feci teknik bir hata:
Erkeğin ödipal duygular eşliğinde annesine cinsel arzu besleme ilk yaşı neyse, kadının elektral duyguları için de odur, hatta daha öncedir, çünkü o yaşlarda kız çocukları, bedenen de zihnen de erkek çocuktan daha önce ve daha hızlı gelişir.
Artı bizim gözlemsel tezimiz şu:
Anneye cinsel ilgiyle, babaya karşıki düşmanlık birbirinden ayrı şeylerdir.
Şerh: Eşcinsel / biseksüel babaya karşı aktif cinsel duygular da hissedilebilir ve tersine bakınca, babanın oğluna yönelikki ensest duygusuna da yeni ve farklı bir bakış açısı ve açılım getirir.
Devam:
Kadın olunmaz, çünkü tek bir kadın kategorisi yoktur. Bakınız bu Rus kadını kategorisi tipi. Ayrıca Elsa, Althusser’in Rus karısı, Yesenin’i gömen Duncan, vd…
Kadınlar olunur yani…
O kadınlar kategorileri zamanlar ve mekanlar içinde fapfarklı olarak kurulur ve bozulur. Öyle de oldu: erken ölen kadın yazarlar Tezer ve Sevgi kadın tiplemeleri, yalnızca TC 1970 momentli idi örneğin: 1980 öncesi ama 1971 sırası koşulları yani.
Anne-kız düşmanlığı, elektral başlar, kimi uzlaşmayla, kimi barışla, kimi işbirliğiyle sürer ama 80, 60, 40 olarak, yani 3 kuşak boyunca ve tüm o yıllarda süren karmaşık nene-anne-kız ilişkisini belki 5 yıl bizzat içeriden gözleyebildim.
Matriyarkal faşizm ve matriyarkal gerontokrasi tanımlıdır, özellikle sanatçı kadınlarda. Beauvoir’in ‘Konuk Kız’a tavrı, gayet ve doğrudan odur: Bir türden, genç düşmanını / rakibini lokmalara bölerek yutmak, tutum-davranışı.
Görüldüğü gibi kadınlar, kadınlık üzerine onlarca yalan söylem ürettiler.
Hangi yaşta olursa olsun, bir erkeğin birincil görevi, bir kadın tarafından entellektüel suistimale karşı durmak ve ona hayır demektir. Aşık oludğu kadınına dürüstçe ve serinkanlıca (yani hak ettiği için) hayır diyebilen bir erkek, yaşamda kolay kolay yalan yutmaz bir daha, kendisi itemezse tabii ki…
Bunu homongolosça, seksist, şu bu bulabilen olabilir. Bizim aseksüel / nötroseksüel huysuz moruk bir erkek yazar olarak tavrımız budur. Kendi ülkemizde, kendi kentimizde hep haklı çıktık ama çok da yalan yuttuk doğrusu…
(24 Mart 2018)

Hiç yorum yok: