Bir
haber:
“Dünyanın
borcu riskte: 350 trilyon doların bağlandığı libor faizleri son 10 yılın en
yüksek seviyelerinde.”
Haber,
aslında Hürriyet’te. Bu, alıntı.
Libor
faizleri; 2008’deki % 2,6’dan başlayıp, kademe kademe azalıp, eksiye inip,
artmaya başlayıp, 10 yıl sonra yeniden % 2,6ya çıkmış.
Ancak
sorun şu:
“IMF
tahminlerine göre, gelecek yıl 190 ülkenin milli geliri toplamı, 2017'ye
kıyasla 5,1 trilyon dolar artarak, 83,8 trilyon dolara ulaşacak.”
Bunun %
40’ı harcanabilir durumda. O da 33 trilyon dolar eder.
Yani
sonuç olarak, yıllık tüm Dünya harcamalarının 10 katından (yani 10 yıllığından)
çok borç sözkonusu. Oysa, ekonomi kurallarına göre, Dünya’nın herşeyini satsan,
10 yıllık gelir eder.
Eski
ekonomi kurallarına göre, bir özel veya tüzel kişilik (şirket veya devlet),
ancak 1 yıllık geliri kadar borçlanabilirdi ancak.
Sonra,
bunu 2 katı yaptılar. Şu anki durum, kabaca o.
Ancak,
herkes birbirine borçlu ve birbirinden alacaklı durumda. Bu, keşmekeşin ve
gereksiz parasal şişmenin nedeni bu.
Sistem
aşırı kırılgan yani.
En
kısası şu:
Zenginlerin
elindeki paranın satın alacağı şeyler Dünya üzerinden yok. Tabiri caizse,
Monopol oyununun cılkını çıkardılar. Para, o kadar yoğunlaştı ki satın alma
karşılığı ortadan kalktı.
Bunun da
nedeni, malzemesel ve işçiliksel olarak 10 milyon dolara mal edilen bir evi 1
milyar dolara satmak. Bunu alan adamın, dolar 10 milyarderi değil, dolar 100
milyoneri olması ve bunun için borçlanması.
1929
Global Krizi ertesinde para ortadan kalkmıştı, ABD’de tahta on sentler elle
yapılmıştı. Yunanistan’da da 2015 sonrasında benzeri şeyler yaşandı, takas
ekonomisine geri dönüldü.
Benzeri
şeyler yine olacak ama bu kez çökecek olan yapı, çok daha yüksek ve büyük.
(29 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder