Bumin
şöyle yazmış:
“Bizce
ünlü bir video veya bilgisayar oyunu kahramanını sinemaya uyarlamak her zaman
riskli bir iştir. Çünkü yönetmen filmi yaratırken hem bu bilgisayar oyunu
hayranlarını tatmin edecek bir başkarakter sunmak hem de diğer seyirciler için
seyir zevki yüksek bir aksiyon filmi oluşturmak zorundadır. Bu çift hedef,
filme ekstra heyecan katmaya çalışırken oyunun dünyasından ve başkarakterinden
kopma veya tam tersine oyuna sadık kalayım derken kısır bir dünyaya saplanıp
kalma riskini taşımaktadır.”
Ve
yanılmış.
Çünkü
çapraz medya şu demek:
“Çapraz
medya yaklaşımı; öncelikle film, sonrasında film üzerinden oyun, kitap ya da
televizyon dizisi tasarlama geleneğini bir kenara bırakmayı öngörüyor. Bu
metotla, en baştan itibaren çeşitli medyalara uyarlanabilecek bir anlatım
oluşturuluyor. Wille, neden bu yaklaşımı uyguladıklarını anlatıyor: “Bir
yönetmen, filmini yaptıktan sonra, bunun video oyununun da olması gerektiğini
fark edip, bir tasarımcıdan bunu yapmasını istediğinde, ortaya çıkan sonuç,
doğal olarak iyi bir video oyunu olmuyor. Çünkü, öykü filme göre tasarlanmış
oluyor. Bizim önerimiz şu: Hangi mecrayı kullanacağımıza önceden karar
vermeliyiz. Bu şekilde, hem film, hem de video oyununa ilgisi olan kişilerle
çalışabilirsiniz. Bu nedenle önce kurmak istediğiniz anlatımla işe
başlamalısınız; filmle değil.”...”
Ve bu
ürün bir çapraz medya ürünü.
Oyundan
film yapımı ürünü, 2017 yapımı ‘Assassin’s Creed’ kötü bir örnek idi ama başka
bir ‘Assassin’s Creed’.
İlk Tomb
Raider oyununda kahraman bir biçimde zaten Angeline Joile’ye benziyordu. Ancak,
bu kez durum farklı. Çapraz medya, oyun ve film konsepti baştan bütün olarak
çapraz medya olarak tasarlanmış. Yukarıda alıntılanan yeni dönem uygulamaları
gibi.
Daha
ilginç bir örnek var elimizde:
‘Tanrılar
aramızda’ önce oyun yapıldı, sonra çizgiroman. Düşünün ki neredeyse 100 yıllık
bir çizgiroman geleneği baştan oyun olarak yapılmış ve sonra çizgiroman
yapılmış. Bu ürün, başarı-ötesi bir sonuçta. Çapraz medyanın bu momentinde
yapılabilecek olan neo-estetiko-politik okulamarlar için çok-çok uygun bir
örnek durumunda: Tarihinde yeni momenti olan diktatörleşme sürecini epeyi
ilginç ve eğlenceli bir bakış açısından anlatmış, hem de uzun uzun: Yani
diktatörlük geleceği hep gelir, geliyor, geldi ve gelecek uzun sürer, yani
diktatörlük geleceği.
Bumin
bunları bilmiyor gibi.
O oyuncu
kadının belki 5, belki 7 yıl önce seçildiğini, önce onun fotoğrafları üzerinden
nasıl adım adım yeni Lara Croft tiplemesinin kurulduğunu da bilmiyor gibi.
Batı,
ayıptır söylemesi bok satacak olsa, bunu ciddiye alır. Bok, kubur veya kanalizasyon
sayılan, banal popüler kültür ürünleri için bile onyılları bulabilen
önçalışmalar yapar ve sonra sonuç bunlar olur: 100 milyon satılan oyunlar, 1
milyar kişinin izlediği filmler. Vurgu: Hollywood artık Yanki değil, Çokülkeli
Şirketler elinde. Yoksa, Yanki şirketler bunları becerememişti, bunu da
notlamak gerekli.
Gelelim
çapraz medya eleştirisine:
Ne
umdular bilmiyorum ama bu Lara Croft tiplemesi olmamış. Tamam, ergenler için
tasarlanmış ama sonuç arada kalmış, ne ergen, ne genç olmuş. Hikaye, fazlasıyla
‘Kutsal Hazine Avcıları’ klişesine kaymış. Toplamda, özgün bir ürün olamamış
yani. Ve bu sıralar en çok aranan ve satan popüler kültür ürünleri ise özgün
olanlar, adamlar 90 yıllık çizgiroman kahramanlarını bile öldürüp, sıfırdan
yeniden inşa ediyorlar.
Çıkış:
Alaturka
film eleştirmenlerine öneri:
Eğer bir
film popüler kültür ürünüyse, onun çapra medyalığına, bilgisayar oyunluğuna,
çizgiromanlığına, önce bir internetten bakın, derim.
Şunu demek
hiç olmamış yani:
“Keşke
bıraksaydık da Lara Croft kendi sanal dünyasında kalsaydı veya en azından onu
Angelina Jolie halinde hatırlasaydık! Croft’un kendi dünyasındaki atlamalarla,
zıplamalarla ve bilmecelerle uğraşması yeterliydi. Yeni bir kadın İndiana Jones
olma sevdası, sağlığına hiç iyi gelmemiş!”
Adamlar,
tam da bunu yapma sevdasında. O denli tam başarısız da değiller. Çok-çok-satar
olamadılar ayrı konu.
Not: Bir
film için hiç ummadığım bir ilk gösterim sırası kullanmışlar bu film için:
En son
ABD ve Japonya. Epeyi ilginç bir durum.
Hasılat
24 milyon dolar görünüyor ama 16 Mart 2018 öğlen çin.
Filmin
maliyeti 94 milyon dolarmış. Yani, toplamda kendini ancak tapi edecek. Filmler
% 95-99 oranda zarar eder, bunu da belirtmiş olalım. Yani, 5-10 film kurtarır
(Holywood’da 490-495 adedi), gerisi küllüm zarar yazar. Örneğin, bir film zarar
etsin diye, o filmin çok benzerini diğer 9 stüdyo birden yapar.
Bizim
film için kanımız ise şu:
Oyuncu,
bu filme fazla gelmiş.
(17 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder