Pazartesi, Mart 05, 2018

Suriyeliler, Global Göçmenler, Para


Kızılay başkanı Kerem Kınık ile bir söyleşi yapmışlar.
Haber:
“Zaman zaman araştırma yapıyoruz. “Güven­lik sağlanırsa, döndüğümde artık çoluğumun çocuğumun geleceğinden emin olabileceksem, hemen dönerim” diyen yüzde 60’lık bir kitle var.”
2 milyonu kaldı başımıza yani.
“Dünyadaki 65 milyon mülteciye baktığımızda, bu mültecilerin kendi ülkeleri dışında geçirdikleri sürenin ortalama 17 yıla çıktığını görüyoruz.”
Yani, gittikleri yerde kalıyorlar. Yani ‘gestarbeit’ (Alamancı, misafir işçi) değil insan.
Bakalım paraya:
“… son dönemde yüklü fonlar almaya başladık. 1.5 yıl önce 350 milyon avroluk bir fon aldık. Geçen sene sonunda 650 milyon avroluk bir başka fon imzaladık.”
Tek kişi 1 milyar avroyu yönetiyor yani.
Yorum yapmıyoruz.
Bizim bakış açımızın yönü şu:
Türkiye’den yılda 250 bin kişi transit geçiyor. Bu, ülke için ciddi kara para girdisi sağlıyor.
O durumla bu durum birlikte olarak melokomik bile değil.
Ancak, harp zenginliğinin değişik ve yeni yüzleri olduğunu da görmüş olduk.
Bunun da, 3 İstanbul 1915’teki Beyaz Ruslar ile birebir çakışan bir tarihsel-kültürel olgu olmasını imlemek gerekli. Nataşa terimi de, o dönemde kullanılmış ilk olarak. O dönemi anlatan, fahişelik yapan bir Beyaz Rus’u anlatan, ‘Nataşa’ diye bir roman var.
Ancak Beyaz Ruslar, ne ümmiydiler, ne de kültürümüzü ümmileştirdiler.
(4 Şubat 2018)

Hiç yorum yok: