Pratikte,
1848-2018 arasındaki anarşistsel / anarşizmsel tarihe bir bütün olarak
bakıyoruz. Ama geçici konumlama olarak, yani başını ve sonunun geçici olarak
öyle koyduk.
Anarşizmi,
1848-1871, 1880-1910, 1920 ünik Makhno ve Ukrayna vakası, 2 dünya savaşı, 2
dünya devrimi, 1945-1980 arasındaki 1968’lilerde ve 1978’lilerde anarşizmin genelde
horgörülmesi (hippiler hariç), 1980’den 35 yıl sonra, tarih sisteminin
çökmüşlüğüyle, anarşizmin gençler arasında yeniden keşfedilmesi ve moda olması,
olarak dönemliyoruz.
Bugün
anarşizm, Marx ve Engels’in aşırı gayrıahlaki edimlerine karşın burada mevcut.
Hatta geçerli ve kullanılıyor. Ancak anarşistler, en temel insan gerçeklerinde
varsayımsal hatalar yaptılar, bu da bir gerçek.
Örneğin
bireysel anarşistler bile, herkes ve tüm insanlık adına konuştular ve
eylediler. Bunu yapmaya hiç kimsenin hakkı yok, anarşistlerin de, marksistlerin
de…
Not:
İlginç olan şey, öyle olabilecekken anarşizm, Avrupa-merkezli olmamış pek.
(Marksizm öyle olmuş ama: İngiliz ekonomisi, Fransız sosyalizmi, Alman
felsefesi üçlemesinin sentezi denemesi ile.) Ama lümpen-sever olmuş hep:
Malatesta, hastalara bakmış örneğin. Buradaki lümpeni mazlum azınlıkların
güçsüzken mazlum, güçlüyken zalim olması durumu için kullandık ve bu, bizden
önceki bir tanımdır.
Tarihin
siklusları var. Anarşizm üzerinden bu makro sikluslar birinciden çok kezde
oluşmaya başladı. 1848 ve 1968 vardı, 20?? de olacak kesin. Anarşizm, bundaki
payını bu kez tümevarımla, değil, tümdengelimle saptasa gerekir, diye
düşünüyoruz, çünkü tarihten öğrenmek gerekir, yoksa tarih tekerrür eder.
Çok
çeşit anarşizm var. Başarısız devrim girişimleri gelişleri var. Anarşist
olmayan seri terörizmler var (İslam üzerinden). Neo-Kavimler Göçü var. Çözülen
ABD ve AB var. Yokkutuplu Dünya var. Tarihin makro çöküş dönemi var: Kaos-sever
anarşistler, hazır bir devletsizlik durumu buldular yani.
Bu
durumda 21. Yüzyıl’ın neo-anarşistleri, kültürel dedelerinden ve babalarından daha
farklı davransa gerek, diye düşünüyoruz.
Başlangıç
olarak, onların hatalarını hiç yapmamak veya o alanlara hiç girmemek en iyisi.
Artı,
hemen herkese verilmiş bir zorunlu bireysellik var ve bu, daha çok çözülmüş
devletten geliyor.
Epistemik
anarşizm hiç tanımlı değil. Epistemik ideolojiler de öyle ve 70 küsur yıldır
Bilgi Toplumu’nu ve Çağı’nı yaşıyoruz hesapça.
Dolayısıyla
bizim önerdiğimiz anarşizm, bilgi ve öte-bilgi üzerinden insan türünden yol
ayrımını imleyen, Homo Posterus’u seçen bir meta-anarşizm olmakta…
(24 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder