Pazar, Mart 25, 2018

TC’nin Yeni Savaş Stratejisi


Tüm stratejiyi, haritanın üzerinde, gözümün önünde canlandırınca, tuhafıma gitti. Açıklamalar bunun böyle olacağını kesin kılıyor ama, çünkü Afrin sürecinde de TC, ne söylediyse, onu yaptı ve herkes bunu yapamayacağını sanarak yanıldı. Bu yeni ataklar dizisi, daha da gözükara ama bizce yine de yapılacaklar.
Türkiye, Irak’ın üçte birini oluşturan Kuzey Irak’ta, kuzey-doğu ekseninde aşağı yukarı ortada bir yerlerde, artı batı-doğu ekseninde tam ortada bir yerlerde, Başika’da yerleşik. Bunu da, 2015’te hem IŞİD, hem PKK saldırıları başlayınca, önce izinsiz ve habersiz yaptı, sonra birçok taraftan itiraz geldi ama TC ordusu hala orada. (Bu konuda, TC basınında, muhalifler dahil, tek satır yazmadı 2,5 yıldır, kimse oradaki değişimleri izlemedi.)
Irak merkezi hükümeti, referandum ertesinde, Kürt yönetimine karşı elinden geldiğince olumsuz davranmaya çabaladığı için, Kürtler’le mücadele için, Türkiye’nin yardımını alabileceklerini yanlışlıkla önce duyurdu, sonra bundan vazgeçer gibi yaptı.
Erdoğan’ın değişkenlikleri süzülmüş durumuylaki beyanlarının toplamında ve özetinde, şöyle bir hikaye mevcut:
TC ordusu, Başika’dan batıya doğru Sincar’a doğru girip, orayı da alacak.
23.03.17 gününde birbirinin karşıtı 2 açıklama yapıldı: PKK oradan çekildi ve bunu taktik olarak kendi beyan etti diye.
Sincar’ı Irak almazsa, TC alacak, bu kesin. TC, bunu açıkça beyan etti. TC, bunun için bahane arayacak, bu da kesin.
Ancak TC, Suriye-Irak sınırına gelince, yeniden Kürt bölgesi başlıyor.
Bizim kurgu öykümüz bundan sonrası için:
Erdoğan, 23.03.17 günü, Kürt şeridini parçalayacaklarını açıkladı. 3 parçayı birleştirmek isterken, tek ve küçük bir parçaya inen Kürt bölgesine, bu durumda doğudan değil, kuzeyden, yani TC’nin içinden müdahale gerekli olmakta.
TC’nin bundan sonraki sürprizi bu yani bizce:
Sincar’a gidiyormuş gibi yapıp, Kobane’ye kuzeyden girecekler. Ancak, oranın biraz batısına veya doğusuna da olabilir.
Burada şerh:
Kobane bölgesine ilişkin, ne YPG, ne IŞİD, ne de TC ordusu açısından geçerli askeri-coğrafya bilgisi basına yansımadı. Ancak bildiğimiz şey, Barzani kuvvetlerinin 2015’te Kobane’ye, TC üzerinden yani kuzeyden girebildiği, yine coğrafi koşullar nedeniyle. Yani, TC için kullanılmış bir rota var ve bu rotanın kullanılmasını Kürtler beklemez.
Yani:
Bir: TC, savaşı açıkseçik olarak sınırları dışına taşıdı.
İki: PKK, bu biçimiyle, artık TC ile savaşabilir değil.
Üç: TC ordusu artık çok kararlı ve çok acımasız, ateşkesi kabul etmeyecektir yani.
Dört: Buna, Rusya okey diyecektir.
Beş: TC-ABD ilişkileri iyice eksiye inecektir.
Biz, bu süreçlerin en başından, yani 2015’ten beridir, aynı şeyi merak ediyoruz:
Bu savaş stratejisini kim hazırladı? Akar mı, Fidan mı, 2’si birlikte mi, 1 başkası mı?
Bildiğimiz durum, Kıbrıs 1974 dahil ve o zamandan beridir, TC’nin kullandığı, şimdilik orta ama zamanla uzun vadeli olacak, geçerli ilk ve tek savaş stratejisidir ve kesinkes ABD’nin Askeri Strateji 2000’inden daha geçerlidir (bu) alanda.
Savaş, iflas ekonomisi ve tek adam siyaseti uygulanacak ve sonucu kendi kellemizin geleceği dahil, merakla bekliyoruz.
Bizce AKP ve Erdoğan, allem edecek, kallem edecek ve o savaş dizisini kazanacak. Afrin’i kazanacağımızı söylediğimde, insanlar bana gülmüşlerdi. Hele hele, Kürtler kaçacak deseydim, beni döverlerdi herhalde (ama ben onların az da olsa, savaşır gibi yapacağını düşünüyordum, doğrudan topukladılar).
Özeteleyelim:
Birleşik olan ve 2 parçalık bütündeki Kuzey Suriye Kürt bölgesi, yeniden 2’ye bölünecek ve zorunlu iskanla oradaki nüfus dengesi bir kez daha bozulacak.
2018 Mart – 2020 Mart TC yeni askeri stratejisi budur bizce. Toplam süre, 2 yılı geçebilir. Tam ortasında sekteye uğrayabilir ama CHP ile bile olsa, devam edecektir, tarih öyle söylüyor. Taraflar idrar molası alabilir ama uygulanabilir uzun süreli ateşkes sözkonusu değildir.
Sonuç olarak da, Kuzey Suriye’de ABD ve Rusya orta ve uzun vadede, Erdoğan’ı, Esed’i ve Öcalan’ı başbaşa bırakacak.
PKK / YPG kesin yenilir ama Esed güçleri belli olmaz.
Bunun kulağa inanılmaz geldiğini biliyoruz ama daha öncekiler de öyleydi ve onlar şimdi gerçek.
(23 Mart 2018)

Hiç yorum yok: