Tüm
stratejiyi, haritanın üzerinde, gözümün önünde canlandırınca, tuhafıma gitti. Açıklamalar
bunun böyle olacağını kesin kılıyor ama, çünkü Afrin sürecinde de TC, ne
söylediyse, onu yaptı ve herkes bunu yapamayacağını sanarak yanıldı. Bu yeni
ataklar dizisi, daha da gözükara ama bizce yine de yapılacaklar.
Türkiye,
Irak’ın üçte birini oluşturan Kuzey Irak’ta, kuzey-doğu ekseninde aşağı yukarı
ortada bir yerlerde, artı batı-doğu ekseninde tam ortada bir yerlerde,
Başika’da yerleşik. Bunu da, 2015’te hem IŞİD, hem PKK saldırıları başlayınca,
önce izinsiz ve habersiz yaptı, sonra birçok taraftan itiraz geldi ama TC
ordusu hala orada. (Bu konuda, TC basınında, muhalifler dahil, tek satır yazmadı
2,5 yıldır, kimse oradaki değişimleri izlemedi.)
Irak
merkezi hükümeti, referandum ertesinde, Kürt yönetimine karşı elinden
geldiğince olumsuz davranmaya çabaladığı için, Kürtler’le mücadele için,
Türkiye’nin yardımını alabileceklerini yanlışlıkla önce duyurdu, sonra bundan
vazgeçer gibi yaptı.
Erdoğan’ın
değişkenlikleri süzülmüş durumuylaki beyanlarının toplamında ve özetinde, şöyle
bir hikaye mevcut:
TC
ordusu, Başika’dan batıya doğru Sincar’a doğru girip, orayı da alacak.
23.03.17
gününde birbirinin karşıtı 2 açıklama yapıldı: PKK oradan çekildi ve bunu
taktik olarak kendi beyan etti diye.
Sincar’ı
Irak almazsa, TC alacak, bu kesin. TC, bunu açıkça beyan etti. TC, bunun için
bahane arayacak, bu da kesin.
Ancak
TC, Suriye-Irak sınırına gelince, yeniden Kürt bölgesi başlıyor.
Bizim
kurgu öykümüz bundan sonrası için:
Erdoğan,
23.03.17 günü, Kürt şeridini parçalayacaklarını açıkladı. 3 parçayı
birleştirmek isterken, tek ve küçük bir parçaya inen Kürt bölgesine, bu durumda
doğudan değil, kuzeyden, yani TC’nin içinden müdahale gerekli olmakta.
TC’nin
bundan sonraki sürprizi bu yani bizce:
Sincar’a
gidiyormuş gibi yapıp, Kobane’ye kuzeyden girecekler. Ancak, oranın biraz
batısına veya doğusuna da olabilir.
Burada
şerh:
Kobane
bölgesine ilişkin, ne YPG, ne IŞİD, ne de TC ordusu açısından geçerli
askeri-coğrafya bilgisi basına yansımadı. Ancak bildiğimiz şey, Barzani
kuvvetlerinin 2015’te Kobane’ye, TC üzerinden yani kuzeyden girebildiği, yine
coğrafi koşullar nedeniyle. Yani, TC için kullanılmış bir rota var ve bu
rotanın kullanılmasını Kürtler beklemez.
Yani:
Bir:
TC, savaşı açıkseçik olarak sınırları dışına taşıdı.
İki:
PKK, bu biçimiyle, artık TC ile savaşabilir değil.
Üç:
TC ordusu artık çok kararlı ve çok acımasız, ateşkesi kabul etmeyecektir yani.
Dört:
Buna, Rusya okey diyecektir.
Beş:
TC-ABD ilişkileri iyice eksiye inecektir.
Biz,
bu süreçlerin en başından, yani 2015’ten beridir, aynı şeyi merak ediyoruz:
Bu
savaş stratejisini kim hazırladı? Akar mı, Fidan mı, 2’si birlikte mi, 1
başkası mı?
Bildiğimiz
durum, Kıbrıs 1974 dahil ve o zamandan beridir, TC’nin kullandığı, şimdilik
orta ama zamanla uzun vadeli olacak, geçerli
ilk ve tek savaş stratejisidir ve kesinkes ABD’nin Askeri Strateji
2000’inden daha geçerlidir (bu) alanda.
Savaş,
iflas ekonomisi ve tek adam siyaseti uygulanacak ve sonucu kendi kellemizin geleceği dahil, merakla bekliyoruz.
Bizce
AKP ve Erdoğan, allem edecek, kallem edecek ve o savaş dizisini kazanacak.
Afrin’i kazanacağımızı söylediğimde, insanlar bana gülmüşlerdi. Hele hele,
Kürtler kaçacak deseydim, beni döverlerdi herhalde (ama ben onların az da olsa,
savaşır gibi yapacağını düşünüyordum, doğrudan topukladılar).
Özeteleyelim:
Birleşik
olan ve 2 parçalık bütündeki Kuzey Suriye Kürt bölgesi, yeniden 2’ye bölünecek
ve zorunlu iskanla oradaki nüfus dengesi bir kez daha bozulacak.
2018
Mart – 2020 Mart TC yeni askeri stratejisi budur bizce. Toplam süre, 2 yılı
geçebilir. Tam ortasında sekteye uğrayabilir ama CHP ile bile olsa, devam
edecektir, tarih öyle söylüyor. Taraflar idrar molası alabilir ama
uygulanabilir uzun süreli ateşkes sözkonusu değildir.
Sonuç
olarak da, Kuzey Suriye’de ABD ve Rusya orta ve uzun vadede, Erdoğan’ı, Esed’i
ve Öcalan’ı başbaşa bırakacak.
PKK
/ YPG kesin yenilir ama Esed güçleri belli olmaz.
Bunun
kulağa inanılmaz geldiğini biliyoruz ama daha öncekiler de öyleydi ve onlar
şimdi gerçek.
(23 Mart 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder