Bu bir
dizi.
Diziyi,
sinema filmi olarak, estetiko-politik açıdan ve epistemik aksiyoloji açısından
irdeleyeceğiz:
Bir:
Senaryo
iyi ama oyunculuk kötü, aksiyon tasarımı kötü, tartılama kötü, bir bölümde bile
öykü, öne arkaya kayıyor.
Oyuncular,
ikinci veya üçüncü sınıf kalıyor. Tamam esas olan yakışıklı ve esas kız güzel
ama bu yetmiyor. Hiçbir zaman da yetmedi.
Aksiyon
tasarımı, masraftan kaçınıldığı için, diziyi B filmi düzeyinde kılmış.
Bir de,
‘24’ün hatası burda da var:
3
bölümlük akış, 1 bölüme sıkıştırılıyor. Sonra durup, dakikalarca his kesiliyor.
Diyaloglar
çok çok zayıf.
Öykü,
bildiğimiz problem çözme ve anafikir olarak gayet iyi. Ancak, birçok popüler
öncülünün, ‘24’, ‘Ejderha Dövmeli Kız’ gibi apartması ve paçalı olarak kalmış.
Oysa, ‘Dr. House’ kadar önemli bir problem çözme anafikrine sahip, en azından
ilk adımda.
+
İki:
Estetiko-politik
açısından, epeyi önceki öncülü ‘Kod Adı: Kılıç Balığı’ veri tabanının yarattığı
tanım nedeniyle, ABD’nin sorunlarına Mc Carthy’ci yaklaşımı çok sığ. 2. Dünya Savaşı’ndaki
‘Republic’ filmleri kadar bile olamamış ayrıca. Lucas ve Spielberg, babalar
gibi o çizgiyi izledi onyıllarca oysa. Ana gidiş belli o alanda.
Taa o
zaman, ‘Swordfish’ 11 Eylül nedeniyle gösterimi engellendiğinde bile, ABD’nin kendini vurma olayı
gündemdeydi. ‘Swordfish’ bir biçimde, özellikle film (zaman akış) formuyla, Mc
Carthy’ci olmanın dışında kalıyordu. Biraz da, komik olmaktan çok gayrıciddiydi,
oradan yırtıyordu.
Bu ise, ‘Heil
and Will Welcome Mss Clinton’ modunda. Bölüm başına 3-5 ABD düşmanı ürüyor
habire. ABD’nin o kadar düşmanı olamaz, olanlar da zaten o kadar küçük vurmalar
yapmazlar. Salak değiller, bunu Suriye’de görüyoruz 4-5 yıldır.
Yani,
bildiğimiz ergen hikayesi dozunda senaryo:
Biraz
vatan kurtaran Şaban’lar, biraz iyi-kötü geyiği, biraz aile saadeti. E tabii
kaçmaz, bir de esas oğlan ve esas kız aşkı, acisso sosu niyetine.
+
Üç:
‘Dr.
House’, sinema alemine epistemik açıdan damga ne demek, ayak izini bastı gitti.
Dizi olsun,
sinemasal olsun, filmler artık epistemik, yani bilgisel / düşüncesel yönelimler
taşıyorlar, hissel değil. Bunun nirengi noktası ‘Dr House’ oldu.
Şerh:
Dr. House’u durup durup Sherlock Holmes ile karşılaştırıyorlar. Oysa, ikisinin
kişilikleri de, problem çözmeleri de, birbirine beş benzemez durumda.
‘Kör
Nokta’ ise, başta elimize kocamaan bir ‘puzzle’ veriyor ama gerisi kof.
Epistemik
açıdan, N parçalı bir bulmacanın, birbiriyle hiç ilintisiz görünen, herhangi 2
parçasının peşpeşe birbirini çözebilirlik olasılığı pratikte 0 olur ve ‘Kör
Nokta’, bu düşünce ilkesini ezip geçmiş. Spoiler: Eğer N parçalı bir bulmaca
varsa, bunlardan en az 1’i, bunların birbiriyle ilintisini ve çözülme sırasını
da vermek durumunda ve bu Mikado’nün Çöpleri’nin çöküşünü yaratmadan mümkün.
Sonuç:
Tam Türk
işi:
Çıkış deparı
iyi, gerisi mafiş:
Dizi,
daha 1, bölümün sonlarına doğru sünmüştü.
Sonu da
belli ama yazmayalım.
Şerh /
Dipnot:
Dizinin
tanıtım fragmanı gerçekten çok çok iyi. Ona tek başına 9 / 10 verdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder