Cuma, Aralık 04, 2015

Blindspot'un Kör Noktası

Bu bir dizi.
Diziyi, sinema filmi olarak, estetiko-politik açıdan ve epistemik aksiyoloji açısından irdeleyeceğiz:
Bir:
Senaryo iyi ama oyunculuk kötü, aksiyon tasarımı kötü, tartılama kötü, bir bölümde bile öykü, öne arkaya kayıyor.
Oyuncular, ikinci veya üçüncü sınıf kalıyor. Tamam esas olan yakışıklı ve esas kız güzel ama bu yetmiyor. Hiçbir zaman da yetmedi.
Aksiyon tasarımı, masraftan kaçınıldığı için, diziyi B filmi düzeyinde kılmış.
Bir de, ‘24’ün hatası burda da var:
3 bölümlük akış, 1 bölüme sıkıştırılıyor. Sonra durup, dakikalarca his kesiliyor.
Diyaloglar çok çok zayıf.
Öykü, bildiğimiz problem çözme ve anafikir olarak gayet iyi. Ancak, birçok popüler öncülünün, ‘24’, ‘Ejderha Dövmeli Kız’ gibi apartması ve paçalı olarak kalmış. Oysa, ‘Dr. House’ kadar önemli bir problem çözme anafikrine sahip, en azından ilk adımda.
+
İki:
Estetiko-politik açısından, epeyi önceki öncülü ‘Kod Adı: Kılıç Balığı’ veri tabanının yarattığı tanım nedeniyle, ABD’nin sorunlarına Mc Carthy’ci yaklaşımı çok sığ. 2. Dünya Savaşı’ndaki ‘Republic’ filmleri kadar bile olamamış ayrıca. Lucas ve Spielberg, babalar gibi o çizgiyi izledi onyıllarca oysa. Ana gidiş belli o alanda.
Taa o zaman, ‘Swordfish’ 11 Eylül nedeniyle gösterimi engellendiğinde bile, ABD’nin kendini vurma olayı gündemdeydi. ‘Swordfish’ bir biçimde, özellikle film (zaman akış) formuyla, Mc Carthy’ci olmanın dışında kalıyordu. Biraz da, komik olmaktan çok gayrıciddiydi, oradan yırtıyordu.
Bu ise, ‘Heil and Will Welcome Mss Clinton’ modunda. Bölüm başına 3-5 ABD düşmanı ürüyor habire. ABD’nin o kadar düşmanı olamaz, olanlar da zaten o kadar küçük vurmalar yapmazlar. Salak değiller, bunu Suriye’de görüyoruz 4-5 yıldır.
Yani, bildiğimiz ergen hikayesi dozunda senaryo:
Biraz vatan kurtaran Şaban’lar, biraz iyi-kötü geyiği, biraz aile saadeti. E tabii kaçmaz, bir de esas oğlan ve esas kız aşkı, acisso sosu niyetine.
+
Üç:
‘Dr. House’, sinema alemine epistemik açıdan damga ne demek, ayak izini bastı gitti.
Dizi olsun, sinemasal olsun, filmler artık epistemik, yani bilgisel / düşüncesel yönelimler taşıyorlar, hissel değil. Bunun nirengi noktası ‘Dr House’ oldu.
Şerh: Dr. House’u durup durup Sherlock Holmes ile karşılaştırıyorlar. Oysa, ikisinin kişilikleri de, problem çözmeleri de, birbirine beş benzemez durumda.
‘Kör Nokta’ ise, başta elimize kocamaan bir ‘puzzle’ veriyor ama gerisi kof.
Epistemik açıdan, N parçalı bir bulmacanın, birbiriyle hiç ilintisiz görünen, herhangi 2 parçasının peşpeşe birbirini çözebilirlik olasılığı pratikte 0 olur ve ‘Kör Nokta’, bu düşünce ilkesini ezip geçmiş. Spoiler: Eğer N parçalı bir bulmaca varsa, bunlardan en az 1’i, bunların birbiriyle ilintisini ve çözülme sırasını da vermek durumunda ve bu Mikado’nün Çöpleri’nin çöküşünü yaratmadan mümkün.
Sonuç:
Tam Türk işi:
Çıkış deparı iyi, gerisi mafiş:
Dizi, daha 1, bölümün sonlarına doğru sünmüştü.
Sonu da belli ama yazmayalım.
Şerh / Dipnot:

Dizinin tanıtım fragmanı gerçekten çok çok iyi. Ona tek başına 9 / 10 verdim.

Hiç yorum yok: